Nazım Hikmet’e bayram için bir ayakkabı almaya karar verirler. 
O zamanlarda şimdiki gibi hazır ayakkabı satan bir mağaza yoktur. 
Sadece ayakkabı yapan bir dükkan vardır…
……….
Oraya giderler. Ayakkabıcı Nazım’ın ayağını bir kartonun üzerine koyar ve iyice basmasını söyler…
………….
 Daha sonra kurşun bir kalemle ayağının etrafını çizer. Bu karton onun ayakkabı numarasıdır…
……….
Günlerce bu ayakkabının hayalini kurar. Babası ona ayakkabılarının siyah ve bağcıklı olacağını söyler…
………..
 Nazım’ın ayakkabıları bayramdan bir gün önce gelir. Ayakkabılar babasının dediği gibi siyah ve bağcıklıdır. O gün onları giymez…
……………… 
Ayakkabılarını yatağının altına koyar ve arada çıkartıp onu inceler. O gece onu uyku tutmaz…
………
 Sabah evdekiler uyandığında Nazım’ı ayakkabı kutusu kucağında sandalyede otururken bulurlar…
…………….
 “Ayakkabımı babam giydirdi. Ayağıma olmamıştı ayakkabılarım. Dardı ve canımı yakmıştı; ama bunu babama söylemedim. O ‘Sıkıyor mu?’ diye sordukça ‘Hayır’ yanıtını veriyordum…
……………….. 
‘Dar, ayağımı acıtıyor.’ desem geri gidecekti ayakkabılarım ve ayakkabıcının hemen bir yeni ayakkabı yapması olanaksızdı…
…………..
O bayram sabahı canım yana yana yürüdüm. Bir süre sonra acı dayanılmaz oldu. Dişimi sıktım. Yürürken artık topallıyordum…
…………. 
Soranlara ‘Dizimi vurdum.’ dedim; ama ayakkabılarımın ayağımı sıktığını kimseye söylemedim…
………………… 
Doğrusunu isterseniz yaşam da dar ayakkabıyla yürümektir. Kimi zaman dar bir maaş, kimi zaman sevimsiz bir iş…
…………….. 
Kimi zaman bir mekan dar ayakkabı olur bize, kimi zaman bir çevre...
………………
Kimi zaman bir sokak, ya da bir şehir…
………………..
Kimi zaman dostluklar, arkadaşlıklar, beraberlikler bir dar ayakkabıya dönüşür…
……………………
Bayramınız kutlu olsun…
……………..

ÇOCUKLAR GELİYOR

Baba yurt dışındaki kızını arar ‘Artık yetti, annenizle boşanıyoruz. Bu son kararımız’ der…
…………….
Kızı ne söylese de kabul etmez. Kız bunun üzerine abisini arar. Abi de babasına telefon eder. Ama baba kararlıdır…
…………….
Bunun üzerine abi ‘Tamam kardeşimi de alıp, geliyoruz’ der…
…………..
Telefonu kapatan adam gülerek eşine ‘Hanım bu bayram da çocuklar geliyor’ der…
…………………………..

TEMEL’İN KÖŞESİ

BALIK

Temel balık avlıyormuş. Yakaladığı kocaman balıkları önce eline alıyor bakıyor, sonra suya atıyormuş. Yanındakiler dayanamayıp, ‘Balıkları niye denize atıyorsun?’ diye sormuşlar. Temel cevap vermiş ‘Tavam küçük…’