-Öyle değil mi?
Toplumumuzun geleneklerinde dini ya da milli bayramların önemi büyüktür. Yaşanan zamanın toplumsal koşullarına göre coşkuyla kutlanır bayramlar. 
Bireylerin yaşamında unutulmaz tarihlerdeki anılar da unutulmazlar arasındadır. Nasıl desem?
Çocukluk  belleklerin “hatırlar olduğu”ilk yaş günleri örneğin. Yetişkinlerin, yaşlandıkça unutur oldukları evlilik yıldönümleri gibi!..
İle velakin her yaş grubunda yaşanan dini bayram günlerimiz bir anı bırakıp geçmiştir belleğimizde. Özellikle de ;
-Çocukluğumuzun ömür boyu hatırlanan, her bayram günü tazelenen anıları!..
Bunlar anımsanır da giderek yaş almaya başlanıldığında bir “hayıflanma nidası” da dökülüverir dilimizden; 
-Nerede kaldı o eski bayramlar!.. 
Öyledir gerçekten o “eski bayramlar” özellikle de çocuklumuzun, ilk gençlik yıllarımızın bayramları. 
Anmalar anılara karışmış, yöntemler değişe gelmiş, çocuklarımızın bayram anıları da!.. Sanırım değişmeyen iki şey kalmış olmalı; Akrabalardan, komşulardan toplanan;
-Şekerler ve harçlıklar!.. 
O da yokluktan, yoksulluktan giderek yok olmakta, ama neyse!.. 

İlla ki Bayram Yerleri

Bizim kuşağın, biraz daha sonraki kuşakların çocukluk bayramlarının anılarını dinlemiş, okumuş olanlarınız vardır. İlk söylediklerini de; 
-O bayram için alınmış, potinlerimi arifenin gecesi yastığımın altına koyar, öyle uyurdum!.. 
Bayram kahvaltısından sonra bayramlık giysilerin anneler tarafından giydirilmesi, anne-babaların, dedelerin ebelerin ellerini öpüp ilk harçlıkları cebe indirdikten sonra;
-Vur kendini sokaklara, arkadaşlarla yakın komşu ziyaretlerine… 
*** 
Olabildiğince kısa tutulurdu o ziyaretler. Öyle uzunca kalmaya gerek yoktur zaten. Sen daha ananın-babanın hatırını soranlara cevap yetiştirmeye çalışırken, zil çalar, bir başka çocuk kafilesi daha dalardı içeriye!..
“kısa ziyaretin” bir diğer  nedeniyse, geç olmadan şehirde, kimi şehirlerin semtlerinde kurulan “Bayram Yerlerine” bir an önce uluşmak telaş…
*** 
Bayram yerleri günler öncesinden hazırdır. Salıncaklar, uçan sandalyeler kurulmuş, atış poligonları hazırlanmıştır. Çocuklarının yanında refakatçi olarak gelen babalar içinse tütün paketlerine kasnak atan poligonlar müşteri çekmeye çalışmakta… 
Hadi biraz daha ileri gideyim!.. Delikanlılık çağına ayak basmış gençlerin tercihinin, “Aç-aç çadırları” olduğunu söyleyerek…
Ve türlü-çeşitli seyyar esnafın bağırışları ile şenlenen;
-Ne güzeldi bayram yerleri…
*** 
-Mutlu bayramlar anneler-babalar ve çocuklar. 
Elbet, bencileyin o günleri anımsayarak çocuklarını, torunlarını bekleyen dedeler-neneler!..  
 _____________________________________ 

Eskişehir’den desteğe gitti
şimdi Silivri’de Berkay Gezgin

Kamuoyu adını ilk kez 2019 seçimleri öncesi, o seçimde İBB başkanı olarak seçilen, şimdilerde Silivri’ye mahpusluğa gönderilen Ekrem İmamoğlu’ndan duymuştu!.. 
O duyurudan önce yaptığı bir mitingde ilk kez kullanmıştı (halen de kullanılan) Ekrem Başkan. 
-Her şey çok güzel olacak! 
Sonrasında Ekrem Bey her mitingde kitleleri coşturmak istediğinde “her şeey” diye sesleniyor katılımcılara, devamını kitleler getiriyordu:
-Çok güzel olacak!.. 
*** 
Sloganın “yaratıcısını” şöyle açıklamıştı;
“Bir miting sonrası otobüsle alandan ayrılıyordum. Otobüsün peşinden koşan bir grup ile birlikte. Bir genç çocuk birkaç arkadaşı ile birlikte koşunu sürdürüp geliyordu. Bir ara camı açıp, selamladım kendisini. O koşmaya devam ediyor, bağırıyordu. O’nu geride bırakmaya başladığımızda son sözünü söyledi:
-Her şey çok güzel olacak Ekrem Abi!..” 
*** 
Adı “Berkay Gezici” idi şimdilerin 22 yaşındaki delikanlısı, bir 10 gün kadar önce arkadaşlarına attığı mesajda şöyle diyordu;
“-Eskişehir’den Başkan Ekrem İmamoğlu’na desteğe gidiyorum!” 
Ben de hikayesini duymasam “İstanbul nere, Eskişehir nere” der, duraksardım diğer hemşerilerim gibi!...
“Eskişehir hikayesini” Serhan Asker’in Odunpazarı’nda yaptığı  “Görkemli Hatıralar” programında öğrenmiştim rastlantısal olarak. 
Meğer O çocuk liseyi bitirdikten sonra Anadolu Üniversitesinin bir fakültesine kaydını yaptırmış, “geçici hemşerimiz” olmuştu!..
*** 
Sonuçta, Berkay desteğe gitmiş İstanbul’a, “Ekrem Abisiyle” Silivri’nin “Geçici konuklarından” biri oluvermişti.  Sen merak etme evlat;
-Her şey çok güzel olacak!..