"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." diyor, Mustafa Kemal Atatürk.
85 yıl önce, 10 kasım 1938 de, Saat dokuzu 5 geçe, hayata gözlerini yumdu.
O günden bu güne ve yarınlara…
Onu saygıyla, minnetle ve özlemle daima anacağız…

Dünyanın gıpta ile baktığı, hayatı başarılarla dolu bu deha,
Dağılan bir imparatorluğun küllerinden bir devlet kurarak, onu   Cumhuriyetle taçlandırmayı başardı.
Medeniyetler beşiği Anadolu da, bir ülkenin makus talihini değiştirerek yeniden yazdı.
Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararlığı kurtaracaktır diyerek ilk meşaleyi yaktı.
Uygarlık yolunda ilerleyecek olan bu topluma, aklı ve bilimi rehber göstererek öncüllük etti.
Devrimleriyle yüzyıllara ışık tutarak, yeni hedeflere kararlılıkla yürüme azminden hiç vazgeçmedi.
Bu büyük devlet adamı; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bugün bir kez daha saygıyla andık.

Başarı dolu hayatın yanı sıra insani yönü, dünyaya bakışı, tarzı, beklentileri ve sevdikleri;
Kitap okumayı, yüzmeyi, müzik dinlemeyi, dans etmeyi ve ata binmeyi çok severdi.
Zeybek oyunlarına ve Rumeli türkülerine aşırı ilgi duyardı.
Zengin bir kitaplığa sahip, Fransızca ve Almanca dillerini iyi biliyordu.
Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı.
Sakarya adlı atı ve köpeği Fox'u çok severdi.
Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin bazı sorunlarını tartışırdı.
Temiz ve düzenli giyinmeye çok özen gösterirdi.
Doğayı çok sever sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmaları izler ve bazen de dahil olurdu.

İşte bu ülkenin temellerini atan, bu vatanı bizlere emanet eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ‘’Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin’’ diyerek, gelecek nesillere son sözünü söyledi.
Onu daima sevgi ve özlemle anacağız…