Bir çakıl taşı

 “Mazi, ayakkabımın içinde kalan bir çakıl taşıdır.”
diyor, Edgar Allan Poe.

Hayatın kilometre taşlarını oluşturan değerlerin toplamı, yaşam kalitemizi belirler.

Her insanın hayatında inişli çıkışlı zamanlar vardır.

Gençlik dönemlerinde, ayağınızı yerden kesecek o kadar çok şey var ki!

Saymakla bitmez ama belki de yaşamın en güzel dönemleridir.

Aşkın büyüsü, eğitim öğretim hayatı, geleceği planlama, kişiliğin ve karakterin oturması gibi birçok şey bu dönemde başlar.

Gençlik ve sonrası ise çalışma hayatı ve yuva kurma derken nişan, düğün, evlilik, kariyer basamakları bir birini izler…

Hayatın paylaşıldığı eşin ve ailelerin dönemi,

İş konusunda ise ideallerin gerçekleşme ihtimalinin zirvesine gelinmiştir.

Eş, dost, akraba, çocuklar, okullar, eskiler, yeniler, değişen dünya vs. acısıyla tatlısıyla öylece ömür geçer gider…

Tam rahata erdiğinde ise hastalıklar, kayıplar, kazanımlar artık iyisiyle kötüsüyle tecrübe edilmiş yüzlerce done var elimizde.

Elli’li yaşlara gelindiğinde çocuklar büyür,

Üniversite hayatları ve kariyer planlamaları, tıpkı sizler gibi yeni neslin de kapısını çalan, kaygı ve umut dolu günleri ufuktadır.

Orta yaşı geçmiş anne babalar için artık yeni bir sayfa açılmak üzere,

Gece gündüz demeden yıllarca çalışıp çabaladığınız ve alın terinizin karşılığı olan emekli ikramiyesi ve emeklik hakkınız gelmiştir.

Bunca yılın mükâfatı…

Huzurlu ve mutlu bir hayat dilekleriyle…

Emekli ikramiyeniz hesabınızda,

Lakin bir evin odasına yetmiyor,

Bir arabanın yarısına,

Yazlık almak isteyenler için % 50-60 faizle 5 milyonluk ev, 9-10 milyon’a çıkmışken,

..

O düşlediğiniz yıllar yıllar öncesinin hayali artık rafa kalkmıştır.

Babanızın, dedenizin zamanında zengin bir ülkede yaşarken,

7 boğazı doyuran bir kişi.

Emekli olduğun da ise orta halli bir ev bir araba alabilirdi,

Birikimi varsa akrabadan, komşudan borç alır birde yazlık sahibi olurdu,

Ama hayat sürprizlerle dolu…

Artık bunların hepsi hayal,

Duruma göre; 10, 15, 20, 30 bin lira alan emekli, aldığı maaşla ancak karnını doyurabiliyor.

Ülke zorda, doğru;

Tasarruf lazım, evet lazım ama üst kademede başlanmalı, Japonya da ki gibi.

Bir şirketin işleri bozulduğunda, önce yönetici istifa eder.

Çünkü en büyük kalem onun hanesindedir.

Biz de ise her kademede, kısıtlama en alttan başlar.

Nitekim çözümsüz bir dünyanın, geçmişle gelecek arasında, eriyip giden nesillerin hüzünlü öyküsünü izliyoruz.

Şairin dediği gibi mazi, ayakkabımın içinde kalan bir çakıl taşı, dün rahatsız etmiyordu belki ama bugün fena halde can yakıyor.

Zaman kum tanesi misali…

Yarına güvenle bakacaksak eğer,

Gençlere hem güzel hem de güvenli bir gelecek bırakmak, bu günden yarını yeniden inşa etmek zorundayız,

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.