Sanayiciler arasında sık sık tekrarlanan ankette dillendirilen bir tespit var...
Eskişehir'in bir Tekno Vadiye yani Bilişim Vadisine ihtiyacı olduğu tespiti...
Zaman zaman bu tespiti kendisi de bizzat dile getirdiği için Sanayi Oda Başkanı Celalettin Kesikbaş'a soruyoruz meseleyi...
***
“Eskişehir'de Silikon Vadisi olmalı” diyor önce.
Zeki çocukların şehirden kaçtığını, Eskişehir'in böyle bir misyon üstlenmesiyle bu çocukların şehirden gitmeyeceği gibi ülkenin her yerinden zeki çocukların bu şehre geleceğini, Eskişehir'in bu nitelikli gençlerin limanı olacağını söylüyor.
***
“Peki neden olmuyor, olamıyor?” diye soruyoruz...
Aslında üç üniversitesi, resmi, özel ve mesleki kurumlarıyla projenin yarısının şehirde mevcut olduğunu söylüyor.
Fakat, bunu gerçekleştirmek için eksik olanın, şehirde bütünleşik bir hareket etme kabiliyetsizliği olduğunun altını çizerek “Böyle bir projenin hayata geçebilmesi, belediyeler dahil tüm kurum ve kuruluşların bizzat aksiyon almasıyla mümkün. İşte bu yok” diyor.
***
Kesikbaş'a “Bilişim Vadisine sahip olmak şehre ne kazandırır?” diye soruyoruz bu defa...
Tek kelimeyle “Şehir olarak uçarız...Fırlar gideriz” diyor.
Sonra da başlıyor anlatmaya.
“Örneğin böyle bir projeyi hayata geçirmek için öncelikle bir yer sorununuz var. Mesela Şeker Fabrikasının karşısındaki 300-400 dönümlük alanın mevcut yapısını bozmadan, tek bir ağaca bile dokunmadan, sahip olduğu donatıları da koruyup kullanmak suretiyle bu işe tahsis etseniz ve yazılım üssü haline getirseniz, burası bu iş için  müthiş bir kampüs olmaz mı? 
Ya da, Tülomsaş'ın 1200 dönümlük arazisi içinde, Devrim Arabalarının yapıldığı mekanların ruhuyla çevrili bu alanda, Ar Ge merkezlerinin ve bu merkezde dünyayı değiştiren zeki çocukların yazılımları hayata geçirdiğini hayal edin.”diyerek bağlıyor sözlerini...
***
“Madem böyle bir projenin bu şehre büyük bir ayrıcalık vee avantaj sağlayacağını düşünüyor, şehri uçuracağını düşünüyorsunuz, o halde gerçekleşmesi için biraz bastırın, daha çok dillendirin, hatta öncülük edin” diyoruz...
Verdiği cevap son derece ilginç oluyor ve şunu söylüyor:
“Bazen sırf siz önerdiniz ya da öncülük ettiniz diye şehirde bazı şeyler olmuyor. Bu devletin ve belediyelerle birlikte şehrin tüm dinamiklerinin aksiyon almasıyla gerçekleşecek bir proje.” diyor...

VAR BİR HEYKELLERLE DERDİMİZ...

El alem bir yerde heykel gördüğünde, önce onu uzun uzun inceler.
Biz ise, "Acaba neresine zarar verebiliriz" diye benzeri bir inceleme yaparız.
***
El alem bir yerde Heykel gördüğünde hemen önüne geçip fotoğraf çektirir...
Biz ise, resmen bir tarafını kırarız aynı heykelin.
***
El alem, sırf heykel görebilmek için ülke ülke gezer...
Biz ise, sırf üzerini boyamak ve yazı yazmak için heykel ararız.
***
El alem heykele bir kültür, bir sanat, bir yaşam tarzı gözüyle bakar.
Biz ise, zarar vererek stresimizi atabileceğimiz bir taş yığını olarak görürüz.
***
El alem için heykel, geçmiştir, anı'dır, tarihtir.
Bizim için ise heykel, biran önce kaldırılması gereken bir engeldir.
***
El alem savaş sırasında bile, sırf zarar görmesin diye ilk önce heykellerini saklar.
Biz ise barış zamanında özellikle heykel yok etmeye bayılırız.
***
El alemin heykelleri yüzyıllar boyunca öylece durur...
Bizim heykellerimiz ise hafta bir bakım görmek zorundadır.
***
El alem taştan heykel yapar...
Bizimkiler, var olan heykelleri taşlar.
***
Bakın Eskişehir'e sözde Heykeller kenti.
Bir tane olsun, dikildiği şekliyle duran tek bir Heykel yok.
Yenikent'te ki yakıldı. Köprübaşında ki boyandı, Adalar'daki ise kırıldı.
İşte bu kadar sanata, kültüre bakışımız.
İşte bu kadar yaşam felsefemiz.
***
El alem Heykeline İnsan muamelesi yapar.
Bizim insanımız ise heykele şeytan muamelesi.

Heykel1

HER YIL 2,5 MİLYAR LİRA BOŞ YERE GİDİYOR İYİ Mİ?

Eskişehir'e neredeyse 40 yıldır “Yapacağız” denilerek defalarca söz verilen ama bir türlü yerine getirilmeyen demiryolu ile liman bağlantısı var ya...
İşte bu bağlantı olmadığı için Eskişehirli sanayi kuruluşlarının cebinden ne kadar para çıktığını merak edip sorduk...
***
Rakamlar oldukça ilginç...
Eskişehir'den her yıl ortalama 120 bin tır mal çıkıyor..
Bir tır, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesindeki üretim tesisinden yüklediği malı 150 kilometre mesafedeki limana 20-22 bin liraya götürüyor.
***
120 bin tırın her birinin 20 bin lira ile çarpıldığında, demiryolu bağlantısı olmadığı için sanayicinin cebinden çıkan para 2,5 milyar lirayı buluyor ki bu korkunç bir rakam.
İşin ilginç yanı...
Bu rakam, Eskişehir'de üretim yapan sanayicinin maliyetinin üçte birini oluşturuyor...
***
Kısacası...
Eskişehir'in demiryolu ile liman bağlantısının olmayışı her yıl Eskişehir'de üretim yapan sanayi kuruluşlarına en az 2,5 milyar liraya mal oluyor.
Bu da 70 milyon dolar ediyor ve böylesine bir durum ortadayken Eskişehir'in demiryolu ile liman bağlantısı ısrarla yapılmıyor!