İşin sorumluluğu kimdeyse o yapacak
Hangi iş?
Aklınıza gele bilen her iş.
İpucu alabilsek!
İpin ucu kaçmış.
Bu saatten sonra bulunur mu?
Bilinmez bir muamma.
Hiç ihtimal yok mu?
Var.
Her şeye rağmen zor ama ehli kişilerin araması lazım,
Onlar kim?
Sen ben, bizim kız, sizin oğlan değil tabi.
Kim peki?
Eğitimli, bilgi sahibi, adaletli ve liyakat sahibi olanlar. İleriyi görebilen, dünyayı doğru yorumlayan, insana değer veren, ülkesine ve dünyaya faydası olanlar.
Çevremiz de var mı?
Var ama az.
Azınlıkta kaldıkları için son sözü başkaları söylüyor.
Neden?
Çünkü hepinizin bildiği gibi liyakat tam olmadığında işler sarpa sarıyor.
…
Fransız tiyatro yazarı ve oyuncusu Moliere son yazdığı “Hastalık Hastası” oyununu oynarken sahnede kan kusmaya başlar ve yere yığılır.
Herkes bunu oyunun bir parçası zannederek ayakta alkışlamaya başlar.
Devamında, Moliere ölüme alkışlar içinde gider.
Danimarkalı Filozof ve Teolog, Soren Aabye Kierkegaard ise bu ve benzer durumları “Meseller” kitabında şöyle özetler. “Sanırım dünyanın sonu, her şeyin bir şaka olduğunu sananların yükselen alkışları arasında gelecek. Savaşlar, açlıklar, salgınlar, ölümler, katledilen hayvanlar, yanan bir dünya, kan kusan bir doğa ve bir tiyatro gibi sanki olup bitenden habersiz seyreden biz insanlar…” diyerek tane tane sıralamış.
…
Dün geçmişte kalmış olsa da geçmişten alınan derslerle geleceğe yön verildiği bilinmelidir.
Bu bağlamda ülkenin tonlarca sorunu bir yanda dururken, işi yapacak olanlar hayatın gerçekliğini Moliere’nin oyunda ki gerçekliğinden ayırt edemeden, alkışlar içinde gece gündüz maalesef nutuk atmaya devam ediyor.
…
Sonra biri çıkıp ülkenin en büyük yarası deprem konusunda her şeyi devletten beklemeyin diyor.
Belki öyledir ama ben vatandaş olarak en fazla deprem çantamı hazırlarım. Yaşam üçgenimi kurar. Sarsıntı geçince de dışarı çıkarım.
Ancak ülkenin en öncelikli sorunu olan ve acil çözüm bekleyen bu konu, kimin işiyse öncelikle işi onlar yapsın.
Vatandaş diyor ki; Siz benden ne bekliyorsunuz?
Zemin etüdü mü yapayım?
Kaçak çıkılan katları mı yıkayım?
İmar affı ile verilen tapuları mı iptal edeyim?
Toplanma alanlarına yapılan Avm’leri mi kaldırayım?
İmar planı mı hazırlayayım?
Binaların sağlamlığını mı denetleyeyim?
İnşaatları gezip depreme dayanıklı mı dayanıksız mı diye kontrol mu edeyim?
Ne yapayım? Bu benim görevim değil!
Bu, iş başına getirilenlerin sorumluğu dahilindedir.
Çözüm üretecek, işi yapacak ve güvenli geleceğe ülkeyi taşıyacak en başta idarenin, sonrada ilgili tüm kurum ve kuruluşların en temel görevi değil midir?