Önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile konuştuk bir süre.
Laf döndü dolaştı iktidarın bir türlü bitiremediği ilçe yollarına geldi.
***
İşte tam bu konu açılmışken “Şu Sarıcakaya yolu meselesinden bi vazgeçin kardeşim” deyince hemen reaksiyon gösterip “Niye hocam? Yapılmasın mı?” diyerek araya girdik.
***
Önce “Yapılsın yapılmasına ama” dedi, ardından da “Böylesine yanlış yöntemle yapılmasın” diyerek başladı anlatmaya:
-”Sarıcakaya yolu önce yüksek bir tepeyi aşıp, sonra o tepeden inmeyi gerektiren bir yol. Bu şekilde yapılacak yol için de belki beton viyadükler, köprüler, doldurma yükseltiler falan kullanılması gerekecek ki, bu büyük bir masraf. Halbuki bu yol, söz konusu tepenin bir tünelle açılması halinde daha ucuz ve daha kısa sürede yapılabilecek bir yol. Yani, bir tünel açılması ile halledilecek basit bir mesele bu. Teknolojinin sağladığı devasa makinalarla tünel açmanın, o yolu tepelere çıkartmaktan daha kolay olduğu ortadayken bu yöntem  niçin hala düşünülmüyor, ortada kolay yol dururken illa da yolu o yüksek tepelere çıkartıp, o yüksek tepelerden indirmeye çalışılarak, zorun tercih edilmesi akıl alır gibi değil” 
***
Kısacası...
Büyükerşen açılacak bir tünel ile Sarıcakaya yolu meselesinin hallolacağını, o tünelin ,o ilçede yetişen ürünlerin çeşitli şehirlere ulaşmasına imkan tanıyacağını ve yine bir tünelin o ilçenin kaderini değiştireceğini sözlerine ekliyor...
1-385

2-318

ASLINDA BİR BİLGİLENDİRME YAPILSA DA ENDİŞE DE ORTADAN KALKSA...

Mevsim şartlarının da etkisiyle yüksek ateş, kırgınlık ve halsizlik, grip ve nezle gibi şikayetler çoğalıyor.
Solunun yollarını etkileyen viral enfeksiyonlarda da haliyle bir artış var.
Bu gibi şikayetlerle insanlar hastanelerin yolunu tutuyor.
Hal böyle olunca, yukarıdaki şikayetler nedeniyle müracaatta bulunan hastalar nedeniyle hastanelerde olağanüstü kalabalıklar oluşuyor.
***
Bunlar olurken şehirde bir dedikodu anında devreye giriyor.
“Hastaneler ağzına kadar dolu. İğne atsan yere düşmüyor. Çok acayip bir salgın varmış” diyerek başlayan ve “Bu defaki çok acayip bir virüsmüş, insanı 10 gün yataktan kaldırmıyormuş” diye devam eden dedikoduyu bir süre sonra duymayan kalmıyor.
***
Söz konusu dedikodu öylesine bir boyut atlıyor ki “Aslında çok ciddi bir salgın var ama bunu saklıyorlar” demeye kadar varıyor.
Birkaç gün sonra okullar açılacak ve yine mevsim şartlarından kaynaklı yukarıda belirttiğimiz hastalık şikayetlerinin sayısı daha da artacak.
İşte o zaman dedikodunun boyutunun nerelere varacağını tahmin bile edemiyorum.
Hani diyorum ki; Sağlık Müdürlüğü bu konuda bir bilgilendirme yapsa da, endişelenecek bir durum varsa insanlar tedbirini alsa, endişelenecek bir durum yoksa da yine insanlar dedikodu ile boş yere endişe yaşamasa hiç fena olmaz değil mi?

Hastane-14

DİLENCİLER TEK DÜK ÇIKMAYA MI BAŞLIYOR?

Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy'un talimatı ile geçtiğimiz yıl mükemmel bir karar alındı.
Dilencilik ve özellikle çocuk dilenciliği yasaklandı.
***
Bu konuda kararı alan vilayet ciddi de bir denetim çalışması yürüttü.
Hatta ilk etapta dilencilik yaptırıldığı belirlenen 23 çocuğa koruyucu ve destekleyici tedbir hizmetinden sağlık taramasına, toplumsal destek programlarına tabi tutulmaktan öğrenimlerine geri dönmelerine kadar her türlü hizmet sağlandı.
***
Bu kararla birlikte Eskişehir cadde ve sokaklarındaki dilenciler de büyük ölçüde ortadan kalktı.
“Büyük ölçüde” diyoruz, son zamanlarda tek tük de olsa dilencilerin yine ortalarda gözükmeye başladığı yönünde yakınmalar alıyoruz.
***
Özellikle Cuma namazı öncesi ve sonrasında dilencilerin cami önlerinde ortaya çıkmaya başladıkları, ellerinde kağıt mendillerle köşelere yerleşmeye başladıkları ifade ediliyor.
***
Yukarıda da söyledik.
Vali emri ile alınan ve dilenciliği yasaklayan karar muhteşem bir karardı.
Kararın denetiminin de ciddiyetle yapıldığını düşünüyoruz.
Umarız vilayet ve ilgili kurumlar bu uyarı üzerine, söz konusu denetimlerini, dilenciliği tek dük dahi görülmeyecek şekilde, bu şehirden tamamen kazır...
Dilenci-8