Bundan tam 39 yıl önce karşı karşıya gelmiştik Yılmaz Büyükerşen ile.
O Anadolu Üniversitesinin Rektörü, biz ise işe yeni başlamış bir muhabirdik.
Üniversitesite bünyesinde bulunan Tıp Fakültesi Hastanesinin faaliyete geçen birimlerini tanıtmak için düzenlediği toplantıya katılmıştık.
Yeni yapılan Ameliyathaneleri bir tandan tanıtıp, bir yandan da özelliklerini anlatırken, kaptırıp Böbrek ameliyatının nasıl yapılacağını tarif etmeye başlamıştı ki, Allah rahmet eylesin o dönemin Hastane Başhekimi Prof Dr Esat Erenoğlu "Pes yani  hocam! Valla bu gidişle bizim işimizi de elimizden alacaksın ya!" diyerek ifade etmişti şaşkınlığını.
İşte orada: Büyükerşen’in bir işin uzmanından daha iyi anlatabilme meziyeti olduğunu öğrenmiştik.
***

99 seçimlerinde belediye başkanı seçilir seçilmez, önce belediye binasından başlamıştı işe.
Koridordan bakıldığında içi görünebilsin diye koridordaki tüm odalara pencere yaptırmıştı.
Ardından tuvaletler yenilenmiş,en son yemekhane inşaatı başlamıştı…
Yemekhane bittiğinde, Büyükerşen istediği gibi yapılıp yapılmadığını görmek için bakmaya gitti.
Bir tarata da belediye çalışanları kuyrukta yemek alırken, o sırada bir çalışanın aldığı yemeğin yağının tabakta donduğunu gördü.
Eline aldığı tabağı sinirle yere fırlattı.
Herkes şaşırmıştı bu hareketine…
Büyükerşen yanındakilere dönüp “Hadi ben simit seviyorum. Her öğün yesem gıkım çıkmaz. Ama burada çalışanlar gün boyu  8 saat çalışacak, yarım saatte yemeğini yiyecek. Siz de bu yemeği onlara buz gibi tabakta yağı donmuş bir şekilde mi yedireceksiniz?” diyerek bastı fırçayı.
O gün yemekhaneye saatler içinde tabakları kurutan ve ısıtan fırın alındı.
İşte orada; Büyükerşen’in yapılanları kurum çalışanlarını gözü ile görme özelliğinin de olduğunu öğrenmiştik.
***

Aradan birkaç yıl geçti.
Bir gün bizi de aldığı makam aracının içinde, bir törenden dönüyoruz.
-"Faytonlarda kullanılacak Atları geldi. Görmek ister misiniz?" diye belediye görevlisi tarafından kendisine haber verildi.
Birlikte gittik şimdiki  Kentpark’ın arkasındaki bir yere.
Görevliler kendisine göstermek için gelen Atları sıra sıra dizmişler.
Büyükerşen atların her birine tek tek ve  uzun uzdıya baktı ve içlerinden birini işaret ederek "Bunda nefes darlığı var. Değiştirin!" dedi.
Bu sefer şaşırmak ve  "Hadi canım! Bu kadar da olmaz atıyorsunuz kafadan" demek bize düşmüştü.
Öyle ya, Atlara dışarıdan bakacaksın ve nefes darlığı olduğunu bileceksin.
Bizim gibi orada olan herkes şaşkındı.
Baktı hiç birimiz  inanmıyor "Çağırın veterineri gelsin, muayene etsin" talimatı verdi.
Bir müddet sonra geldi veteriner. Taktı dinleme cihazını. Muayene etti ve söylediği atın gerçekten ciğerlerinde bir sıkıntı olduğunu söyledi.
Tahmin edeceğiniz gibi şaşkınlık bir kat daha artmıştı bizde.
Sadece bizde mi? Olaya şahit olan herkeste…
Sonradan öğrendik ki; nefes problemi olan atların burun delikleri daha çok yukarıya kalkık olurmuş ve Büyükerşen de heykel yaptığı için bunu biliyormuş.
İşte, orada Büyükerşen’in değişik ilgi alanlarıyla ilgilenmesinin kendisine nasıl donanım sağladığını öğrenmiştik.
***

Haller Gençlik Merkezi yapılıyor.
Büyükerşen her daim orada.
Çalışmaları bizzat izliyor.
Olmadı, çıkartıyor ceketini resmen çalışıyor.
Denk geliyoruz bir defasında.
Müteahhidi çağırmış yanına. Cebinden küçük beyaz bir taş çıkartıyor ve Tiyatro salonu önündeki zemin üzerinde, yuvarlak bir alana bu taşları dik şekilde ve  yan yana döşemesini istiyor.
Taşı verirken de “Bak bu taşları şu sahilden toplatacaksın. Taşlar aynı renkte ve boyutta olacak. Dediğim sahilde bu taşlardan bolca var”diye tembihte bulunuyor.
Bir müddet sonra yine Haller Gençlik Merkezi içinde son derece sinirli görüyoruz Büyükerşen’i.
Yine müteahhidi çağırmış ve sinirli bir şekilde "Ben sana bu taşları şu sahilden toplayacaksın demedim mi? Sen niye gidip başka  sahilden alakasız taşlar topladın? Çabuk derhal sök bunları!"diye fırça atıyor.
Müteahhit mahcup şekilde taşları farklı bir sahilden topladığını itiraf ederken, bir yandan da yanlış döşenen taşları söktürmeye başlıyor.
Olaya tanık olanlar olarak şaşırıyoruz tabi...
Herkes birbirine “Hangi taşın hangi sahilden geldiğini nasıl biliyor?” diye soruyor.
İşte orada; Büyükerşen’in detaycı olmasının, başarısında nasıl etkili olduğunu öğrenmiştik.

***

Haller Gençlik Merkezi karşısındaki Tuvalet tamamlanmış.
-"Gelip bir bakın" diye haber yollamışlar.
Büyükerşen bakıyor tuvalete ve "Burada bir şey eksik. Bu eksikliği önce bulun, sonra da giderin. Ben gelinceye kadar da bu iş bitmiş olsun." diyerek ayrılıyor oradan.
Müteahhit ve bürokratlar dahil 5 kişi giriyor küçücük tuvalete.
Bakıyorlar, bir tuvalette olması gereken her şey tamam. 
-"Ne eksik bulamadık" diyorlar geldiğinde mahcup mahcup.
Büyükerşen kızıyor ve "Anlaşılan siz kadınlara zorla tuvalet tıkattıracaksınız" diyor.
Mesele anlaşılıyor ve sorun gideriliyor.
İşte orada da; Büyükerşen’in ne denli titiz olduğunu, baştan savma iş sevmediğini öğrenmiştik…
***

Daha bunun gibi pek çok olayda Büyükerşen ile ilgili, bizim de yaşamımızda kullanabileceğimiz pek çok şey öğrendik.
-Kentpark ve Sazova parklarının projelendirilmesindeki vizyonu…
-Masal Şatosu ve Korsan Gemisinde, hayallere hitap etmenin çekiciliğini…
-Birbiri peşi sıra açılan Tiyatro ve Opera salonlarıyla, sanatın bir insanı değerlendirmedeki kriterini.
-Siyaset dışı bir insanın, değme siyasetçilere taş çıkartmasını.
-Kendinin bile yönetmeye ihtiyaç duymadığı bir algıyı başkanalrının onun adına gönüllü yaratabilmesini...
-Hiçbir çaba bile harcama gereği duymadan, isminin Eskişehir cadde ve sokaklarında efsane gibi dolaşabilmesini.
Hatta…
-Eskişehir ve Eskişehirlilerinin hassasiyetini özümseyip, yaptığı her işin tek ve özel olmasına gayret ederek, Eskişehirlilerin de kendilerini özel hissetmesini nasıl sağladığını öğrendik.
***

Sonuç olarak:
Elbette yanlışları vardı Büyükerşen’in.
Elbette eleştirilecek uygulama ve kararları da vardı.
Elbette yaptıklarının yanı sıra yapmadıkları ve yapamadıkları da vardı.
Hatta…
Kızılacak, tepki gösterilecek huyları ve davranışları da vardı...
***
Ama kendisinden öğrenilecek de çok şey vardı.
Sadece biz değil, Eskişehir’in büyük bir bölümü pek çok şey öğrendi...
Büyükerşen 25 yıllık, yani çeyrek asırlık  Belediye Başkanlığı döneminin bugün sonuna geldi.
Kendisini elbette “İyi” olarak da “Kötü” olarak da anacak ve hatırlayanlar olacaktır.
Ancak...
Şuna eminiz ki; Eskişehir'de bundan sonra gelecek her belediye Başkanı Büyükerşen ile kıyaslanacak...
Örneğin; ilerde bir kaldırım, bir park, bir hizmet binası  yapıldığında, yapılanı içine sindiremeyen pek çok kişi "Hoop. O iş öyle olmaz! Büyükerşen olsaydı öyle değil, şöyle yapardı" diyecek.

Sonuç olarak:
Yukarıdaki yazıyı ister “Bu yorumları hak etti” diye, isterse “Güzelleme yapmış, yağ çekmişsin” diye yorumlayın, gerçekten hiç önemi yok.
Bu yazı da burada, her seçim oylarını arttırarak 5 dönem, 25 yıl görev yapan Büyükerşen'e vefa ve veda yazısı olarak kalacak...

Hoca 21517576 788598121154697 1888719871 NHoca 1
...............................................................................................................