Ülkede, neredeyse ortalama geçim ücreti haline gelmiş olan asgari ücret, dün akşam sürpriz bir şekilde belirlendi. 
Sürpriz derken beklentilerin üstünde bir rakam olmadı.
Aksine, beklenenin çok altında kaldığı için vatandaştan büyük tepki çekti.
Çünkü, TÜİK’in enflasyonu bile yüzde 47 iken, geçen sene bu zamanlar da belirlenen, 2024 asgari ücreti, yıl içinde eriyerek neredeyse yarıya indi.
Derdine dert katılmış vatandaş, geçim sıkıntısıyla boğuşurken, umutları bir kez daha suya düştü.
2024 yılı emekli yılı olarak açıklanmıştı. Fakat emekliler neredeyse açlık sınırının yarısına bir hayat sürmeye mahkum oldu.
Eğer 2025 yılı Asgari Ücretlinin yılı olacaksa vay haline vatandaşın.
Milyonlarca asgari ücretli bu sert kışı nasıl atlatacak, kimse bilmiyor. 
Enflasyonun 17 puan altında gerçekleşen yüzde 30 asgari ücret zammı, yarından itibaren iğneden ipliğe her ürüne ve devletin belirlediği harçlara kat kat gelecek olan zamlarla, para vatandaşın cebine girmeden, çıkmaz sokağın karanlığında kaybolup gidecektir.
Hal böyleyken, kasım ayı açlık sınırı 20.562 TL.
Yoksulluk sınırı 66.976 TL. olduğu bir ortamda.
Enflasyonun 17 puan altında belirlenen, 22 bin 104 liralık ücretle, bu nesil ülkenin geleceğine nasıl bir katkı yapacak, herkes bu sorusunun cevabını merak ediyor.

Derdimiz yüzdü, 22 bin derdimize çare olmaz diyen vatandaş da, haklı mı haklı.
Çünkü parayı devlet değil, özel sektör ödüyor, işveren sıkıntıda, işçi sıkıntıda.
Ben derdimi hangi dağa, yüreğimi hangi suya diyemiyorum, diyor “Bahar gözlü”,  Turnalar” türküsünde.
Madem öyle iktidar elini taşın altına koysun, işverenin yükünün bir bölümünü paylaşsın, asgari ücretliyi vergiden muaf tutsun. İşçi de işveren de artık bir nefes alsın.
Aksi takdirde asgari ücretlinin hayat pahalılığı karşında eriyen ücreti, açlık ve sefalet arasında daha da derinleşecektir.
Vur patlasın çal oynasın, zaten yılda kaç gün eğleniyoruz diyenlerin, milyonlarca asgari ücretlinin bir gecesiyle empati kurarak, asgari ücretliyi bir nebze olsun anlamasını bekliyoruz.