İşte size basit mi basit bir soru...
İsterseniz biz bu soruya cevap vermeye çalışalım...
***
Bir defa düşüldüğünde suç düşenin değildir. “Dikkatsizlik. Tedbirsizlik” falan denilerek düşme olayı herkesin başına gelebilecek bir durum şekilde yorumlanabilir.
***
İkinci defa düşüldüğünde çukur da dikkatsizlik-teedbirsizlik de mazeret olmaktan çıkar. Olay bambaşka bir hale bürünür.
Hatta...
“Eşek bile aynı çukura iki kere düşmez”diye bir Atasözümüz dahi vardır.
Bu Atasözü eşekleri aşağılamak için değil, tam tersine hafızaları güçlü olan bu hayvanların düştükleri ya da tökezledikleri yerleri çok iyi akıllarında tutabildiği için söylenmiş, içerdiği mesaj da “Bir hata bir daha yapılmaz” şeklinde uyarıdır.
***
Peki...
Aynı kuyuya üçüncü kez düşüldüğünde ne olur?
Doğrusunu söylemek gerekirse “Bunun olması imkansız” düşüncesiyle  atalarımız sözlerini “İki” ile sınırlamış, üçüncü kez düşecekler için bir atasözü bulmaya bile gerek duymamışlardır.
***
Aslına bakarsanız, keşke bulsalardı!
Zira...
Atalarımızın “İmkansız” olarak gördüğü aynı kuyuya üçüncü kez düşülmesi olayı bizzat  Eskişehir'de yaşandı iyi mi?
Hem de şehrin marka değeri olan en büyük üniversitesi olan Anadolu Üniversitesinde yaşandı.
***
Nasıl mı yaşandı?,
Hemen anlatalım...
Efendim; Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden biri olan Anadolu Üniversitesini, kurulduğundan 2018 yılına gelinceye kadar hep üniversite içinden çıkan Rektörler yönetirken, 2018 yılı Eylül ayında bu gelenek bozuldu...
Şafak Ertan Çomaklı isimli bir akademisyen üniversiteye dışarıdan  Rektör olarak atandı.
Bu aslında düşülen ilk kuyuydu!
Dışarıdan atanan Rektör, ikinci yılında sağlık sorunlarını ileri sürerek görevinden istifa etti.
Bu istifanın aslında görevden el çektirme olduğunu herkes anladı.
İşlediği kabahat artık neyse, affedilmemiş olmalıydı!
***
İlginçtir...
İstifa ile boşalan Rektörlük görevine yine dışarıdan Fuat Erdal atandı...
Ataların kulakları çınlasın, işte bu atama tıpkı atasözünde olduğu gibi aynı kuyuya ikinci kez düşülmesi vakasıydı.
Nitekim; Fuat Erdal ikinci kez atamasının yapıldığı Rektörlüğünün üçüncü ayı bile dolmadan, istifa etmek zorunda kaldı.
Bu istifanın da tıpkı kendinden önceki Rektörde olduğu gibi görevden zorla el çektirme olduğunu herkes anladı.
Onun da işlediği kabahat artık neyse, o da affedilmemiş olmalıydı!
***
İşte...
Aynı kuyuya ikinci kez düşülmesinin artık ders olacağı düşüncesiyle, bu defa , Anadolu Üniversitesine, üniversite  içinden bir ismin Rektör olarak atanacağını bekliyorduk...
“Herhalde üçüncü kez aynı kuyuya düşülmez” diyorduk kendi kendimize...
Resmen düşüldü iyi mi?
Yine dışarıdan bir isim olan Prof Dr Yusuf Adıgüzel Anadolu Üniversitesine yeni Rektör olarak atandı!
***
Demek ki, Atalarımızın “Üçüncü de olmaz atık” diye bulmak için kafa bile yormadığı Atasözünü bulmak bizlere düşüyor!
Acilen aynı kuyuya üçüncü kez düşülmesi ile ilgili bir söz bulup, bu sözü de gelecek kuşakların kulağına küpe olsun diye aktarmamız gerekiyor.
Yoksa ipin ucu kaçacak, birileri aynı kuyuya defalarca düşmekten bu gidişle resmen helak olacak!
***
Not-Sakarya Üniversitesi'nde Dekan olarak görev yapan Prof Dr Yusuf Adıgüzel'in Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne atanmasında Nabi Avcı ve YÖK üyesi olan eski Rektörlerden Naci Gündoğan'ın, her ikisinin de öğrencisi olması nedeniyle etkili olduğu konuşuluyor. Bakalım bu durumun AK Parti içindeki yansımaları nasıl olacak?
1-357

3-100

4-39

BİR 'MERHABA' DİYEN BİLE OLMADI!

31 Mart seçimlerinin öncesinde Büyükerşen'in aday yapılmayacağı yerine Ayşe Ünlüce'nin aday gösterileceği kesinleşmişti.
***
İşte bu süreçte Eskişehir'e gelen CHP genel başkanı Özgür Özel “Büyükerşen hocamızdan bundan sonra daha çok yararlanacağız. Şimdi yeni bir komisyon kuruyoruz. Büyükerşen, Türkiye'deki bütün CHP'li belediyelerin yer alacağı bu komisyonun genel koordinatörü olacak” demişti.
***
Bu sözlerinin üzerinden beş ay geçtiğinde bu köşede yazmıştık.
“Özgür Özel bu komisyonu hala hayata geçiremedi. Yoksa Özgür Özel gerçekleşmeyecek bu sözlü sırf aday yapılmayan Büyükerşen'in gazını almak için mi verdi?” demiştik.
***
Verilen bu sözün üzerinde şimdi 9 ay geçti.
Damga gazetesi de bu sözün peşine düşmüş.
Büyükerşen'i arayıp “Ne oldu? Hani siz CHP'li belediyelerin yer alacağı komisyonun genel koordinatörü olacaktınız?” sormuş.
***
Büyükerşen de “Bırakın komisyon kurulmasını falan, bize bir 'Merhaba' denilmesine bile razıydık. Bunu bile diyen olmadı!” diye cevap vermiş.
***
Gazete de bunu “Verilen sözler askında kaldı. Büyükerşen unutuldu.”üst başlığının altına Büyükerşen'in ağzından “Ne arayan var ne soran” manşetiyle duyurmuş...