Olayı bilenler vardır mutlaka…
Eskişehir’de de görev yapmış olan Vali Naim Cömertoğlu’n bir süre sonra Malatya valisi oldu.
***
Yıl 1986. Malatya’da Kayısı Bayramı kutlamaları var.
Başbakan Özal da kutlamalar için şehre gelmiş ve bir otobüsün üzerinde halka hitap edecek.
Otobüsün üzerinde bir hayli kalabalık oluşmuş. Vali de o kalabalığın içinde.
***
Boyu kısa olduğu için aşağıda toplanan halk Özal’ı göremiyor ve sürekli “çök çök” diye bağırıyor.
Özal’ın etrafında bulunanların tamamı çömeliyor. Bir tek Vali Naim Cömertoğlu ayakta.
***
Özal “Vali bey sen de çöker misin?” diye uyarıyor.
Vali de şöyle diyor; “Devlet çökmez Sayın Başbakanım. Devlet çökerse ülke çöker!”
Sonrasında da iniyor otobüsten aşağı…
***
Anlayacağınız…
Bu hareketinin kendisine bir fatura çıkartacağını bile bile Devletin ve Cumhuriyet’in Valisi olmanın gereğini yerine getiriyor.
Nitekim fatura da gecikmiyor.
Muhtemelen, bu davranışından ötürü bir müddet sonra Naim Cömertoğlu merkeze alınıyor.
***
Özal söylediğinde otobüsün üzerindeki diğer insanlar gibi çökse, belki de bakan olmasının yolu açılacak.
Ama o ne çöküyor ne de kendisiyle birlikte devleti çökertiyor!
Kendisinin de temsil ettiği devletin de dimdik ayakta olduğunu koyuyor ortaya…
Belki bedel ödüyor ödemesine ama üzerinden yıllar geçmesine rağmen internete “Devletin Valisi” yazdığınızda onun ismi çıkıyor.
***
Valiler zaten “Devletin Valisi” olmalı değil mi?
“Devletin Valisi” özelliği bir Vali için meziyet değil, “zaten olması gereken” bir özellik olmalı…
Ama gelin görün ki bildiğiniz malum nedenler yüzünden çoğu Vali süreç içinde bu özellikten uzaklaştı ve bize de bu tanımı adeta unutturdu.
***
Buradan gelelim Eskişehir’e bir süre önce atanan Vali Hüseyin Aksoy’a…
Göreve başlamasının üzerinden çok kısa bir süre geçti.
Bu kısa süre içinde tanışan, görüşen ve konuşanların, kendisiyle ilgili ilk izlenimlerini dile getirdiği iki önemli tespiti var…
Birincisi: “Çok tecrübeli bir Vali” diyorlar Hüseyin Aksoy için…
İkincisi de: “Devletin Valisi” tanımını yapıyorlar…
Ne yalan söyleyelim, yukarıda da belirttiğimiz üzere uzun zamandır bir vali için “Devletin Valisi” tanımlaması yapıldığını duymuyorduk…
O yüzden de heyecanlandık
Zira…
Bir Vali için bu tanımı yıllar sonra duymak gerçekten güzel bir duygu…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
HANGİSİ DAHA KÖTÜ?
Kral sarayda otururken pencereden sesler gelmeye başlamış.
-“Güzel, sulu, tatlı elmalarım vaaar!”
Bakmış, yaşlı birisi, at arabasında elma satıyor. Etrafında da birkaç müşteri…
Kralın canı çekmiş ve Baş Vezirini çağırmış;
-“Al şu 5 altını, koş bana elma al.”
Baş vezir, vezirlerden birini çağırmış;
-“Al sana 4 altın, koş dışarıdaki satıcıdan elma al.”
Vezir, Saray görevlilerinden birisini çağırmış;
-“Al sana 3 altın, koş elma al”
Komutan nöbetçiyi çağırmış yanına;
-“Al sana 1 altın. çabuk koş elma al”
***
Nöbetçi çıkmış saraydan. Yaşlı ihtiyarı tutmuş yakasından “Hey sen ne bağırıp duruyorsun? burası han mı yoksa Saray mı? çabuk defol! Arabana da elmalarına da el koyuyorum” demiş.
Nöbetçi, Muhafız komutanına dönmüş ve “Kurnazlık yaptım. 1 altına yarım araba elma aldım” demiş.
Komutan Saray görevlisine dönüp “İşte al sana 2 altına bir çuval elma”
Saray görevlisi Vezire dönüp “4 altına bir poşet elma aldım. Al bunları”
Baş Vezir kralın huzuruna çıkmış.
-“Buyurun Kralım! 5 altına 5 tane elma aldım. Aynen emrettiğiniz gibi.”
***
Kral önüne konulan 5 elmaya bakmış, başını ellerinin arasına alıp şöyle bir düşünmüş;
-“5 Elma 5 Altın. Bir elmanın fiyatı 1 altın ve halk elmalara hücum ediyor… Demek ki vatandaşın durumu çok iyi. Vergileri derhal arttırmak lazım”
***
Şimdi bu hikayeden yola çıkacak olur ve günümüze de uyarlayacak olursak…
Sizce;
Kralın olup bitenlerden haberinin olmaması mı?
Kraldan çok kralcıların varlığı mı?
Ne olursa olsun, olanın her zaman vatandaşa olduğu mu daha kötü?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
SADAKAYA ALIŞTIRILAN EMEKLİYE SADAKA GİBİ PARA!
Maaşlarına zam haberi bekleyen emekliler bir defaya mahsus 5 bin lira alacak.
Kasım ayının ilk yarısında ödenecek olan 5’er bin liralar sadece çalışmayan emeklilere ödenecek.
Çalışan emekliler bu 5’er bin lirayı alamayacak.
***
Hükümet, 5’er bin lira ödeme konusunda emeklileri “çalışan” ve “çalışmayan” diye ikiye ayırmayı da başardı!
Düne kadar SSK- Bağ-Kur ve memur emeklilerimiz vardı…
Şimdi artık “çalışan” ve “çalışmayan” emeklilerimiz de oldu!
***
Güya birkaç bakanlık 4-5 aydır emekliye yapılacak olan zammı belirlemek için çalışıyordu.
Halbuki bir gecede yurt dışından getirilen telefonların vergisini 20 bin liraya yükselten, yine bir gecede ödenen motorlu taşıt vergisini ikinci kez almaya karar verebilen hükümet, 4-5 aylık çalışma sonucu emekliye vere vere bir defaya mahsus 5’er bin lira verebildi iyi mi?