Büyük bir Japon bilgesi, çölde kumlar üzerinde oturmuş meditasyon halindedir.
Adamın biri, ona yaklaşır ve şöyle der:
– Beni öğrencin olarak kabul et.
Bilge, parmağıyla kumlar üzerinde düz bir çizgi çeker ve şöyle der:
– Kısalt!
Adam, avuçlarıyla çizginin yarısını siler.
Bilge der ki:
– Git, bir sene sonra tekrar gel.
***
Bir yıl geçer. Bilge, yine bir çizgi çizer ve der ki:
– Kısalt!
Adam, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatır.
Bilge, gene kabul etmez ve der ki:
– Git, gelecek sene gene gel.
***
Gelecek yıl olur. Bilge, tekrar kumların üzerine bir çizgi çeker ve adamdan onu kısaltmasını ister.
Bu kez, adam der ki:
– Bilmiyorum.
Ve bilge’den cevabı kendisine söylemesini rica eder.
Bilge, çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve der ki:
– Şimdi kısaldı.
***
Bu hikaye, Japon kültüründe ilerlemenin yolunu gösteren sırlardan biridir.
Düşmanlığa ve diğer insanlarla boğuşmana hiç gerek yok, çünkü olgunlaşıp ilerlemenle onlar kendiliğinden yenilgiye uğrarlar
***
Bu etkileyici bir hikaye.
Ancak…
Bu hikayeden ülkemizin çıkartması gereken son derece önemli bir ders var.
Malumunuz yıllardır yap-boz tahtasına dönen eğitim sistemime şimdi de eksiklikleri, yanlışlıkları ve uygulanamazlığı ile eleştirilen Türkiye Yüzyıl Maarif Modeli ekleniyor.
Ne diyelim.
Biz sanki kısaltmak için daha uzun bir çizgi çizmek yerine, kısa olan çizgiyi tamamen ortadan kaldırıyoruz!
O yüzden:
İlerleme hak getire!
Sürekli geriliyoruz!
SAHTEKARLIKTA ZİRVE OLMUŞ!
Meslek yaşamım boyunca pek çok sahtekar gördüm!
Yüzlerce hasta müşterisi olan sahte Doktorları gördüm örneğin.
Sahte Dişçi, sahte Öğretmen,sahte Eczacı,sahte İmam gördüm.
Hatta hatta...
Denetime çıkan sahte Polis, birlikleri denetleyen sahte Subaylar gördüm.
Herkese yutturmuşlardı bir güzel.
Aileleri bile gerçek olduklarını zannediyordu.
Ama bir yerde ayaklarına dolaşmış, sahte oldukları ortaya çıkmış, yakayı ele vererek hapsi boylamışlardı.
***
Yukarıda da söyledik ya...
Eğitimi ve diploması olmadığı halde pek çok sahte meslek sahibini gördüm.
Fakat...
İlk kez sahte bir üniversite olduğuna, rektörünün ise lise mezunu olduğuna ilk kez bu yaşımda şahit oldum!
***
168 ülkede 4 bine yakın üniversitesi olduğu öne sürülen Yeni Pazar Üniversitesi'nın aslında hiç var olmadığını, kayıt için 2-4 bin euro ödeyenlere verilen diplomaların sahte olduğunu, binası dahi olmayan sözde üniversite rektörünün bile lise mezunu olduğunu öğrendiğimde resmen bir yaşıma daha girdim!
ANADOLU ÜNİVERSİTESİNİN VEFASI!
Anadolu Üniversitesi'ne 30 yılı aşkın süre hizmeti olan Prof Dr Musa Şenel geçtiğimiz günler içinde vefat etti.
Akademinin ilk hocalarından olan ve ömrünü eğitime adayan Musa Şenel'in vefatı şehirde büyük üzüntü yarattı.
***
Anadolu Üniversitesi, üniversite içinden yetişmiş, şehir hafızasına sahip insanlar tarafından yönetilmediği için, ne kampüs içinde bir tören yapmayı ne de bir taziye ilanı yayınlamayı akıl edebildi!
***
Bu vefasızlık Anadolu Üniversitesinin nüvesini oluşturan Eskişehir İktisadi İlimler Akademisi Mezunlarının haklı olarak gücüne gitmiş.
Musa hocanın aziz hatırasına vefasızlık gösterildiğini belirten bir açıklama yapmışlar.
“Geçmişi olmayanın geleceği de olmaz” dedikleri açıklamanın sonunda da haklı olarak Anadolu Üniversitesi yönetimini kınadıklarını beyan etmişler.
Ne diyelim?
İyi ki bu şehirde, bu şehrin hafızasına hala sahip olan, saygı duyan ve vefa gösteren birileri var...