“Oyları zaten genel başkan alıyor. O yüzden adayların kimler olduğunun hiçbir önemi yok” şeklindeki düşünceye hep karşı çıktım.
Her platformda “Oyları genel başkanlar topluyor olabilir ama aday listesindeki isimlerin nitelikleri de önemli. Zira nitelikleri iyi ve şehirde karşılığı olan adaylar, genel başkanların aldığı oyun üzerine az da olsa oy koyar. Nitelikleri ve şehirde karşılığı olmayan adaylar ise genel başkanların aldığı oyu düşürür. Oyların birbirine yakın olduğu seçimlerde iyi adaylar yükselttiği oylar ile partisine bir milletvekili kazandırırken, iyi bulunmayan adaylar ise partisine bir milletvekili kaybettirir” düşüncesini savundum.
***
Nitekim.
Son yapılan seçimin Eskişehir’deki sonuçları bunun ne kadar doğru bir düşünce olduğunu ortaya koydu…
Zira…
Eskişehir’de 9-10bin oyla CHP birinci parti olurken, AKP ikinci parti konumuna düştü.
CHP 9*10 bin oyla bir milletvekili çıkartırken, AKP aynı oy farkıyla bir milletvekili kaybetti.
Bir milletvekilliğinin 9-10 bin oyla yer değiştirmesinin tek nedeni ise AKP milletvekili aday listesindeki bazı isimlerin tanınır, bilinir ve şehirde karşılığının olmaması, buna keza, CHP listesindeki isimlerin tanınır, bilinir, Eskişehir’de siyaset yapan ve değişik kesimleri temsil eden isimlerden oluşması olsa gerek…
*****
BÖYLE BİR ANLAŞMAYI TİCARETTE TEKLİF ETSENİZ DAYAK BİLE YERSİNİZ!
Dün CHP seçmenine sorduk “Sonuç neden böyle oldu?” diye.
Başladı anlatmaya…
Önce…
DEVA, Gelecek, SP ve DP’nin liste çıkartarak ayrı ayrı seçime girmeleri halinde, Cumhur İttifakına 12 civarında milletvekili kaybettireceklerini söyledi.
***
Ancak…
CHP’nin bu dört partiyi bünyesine aldığını ve kendi listelerinde yer vermek suretiyle bu dört partiye 40 milletvekili hediye ettiğini söyleyen aynı kişi sözlerini şöyle tamamladı:
-“Seçime ayrı ayrı girseler iktidara 12 milletvekili kaybettirecek olan dört parti aday çıkarmıyor. CHP bu dört partinin 40 ismini kendi listesinden milletvekili seçtiriyor. Dört partinin oy anlamında CHP’ye hiçbir getirisi yok ama CHP oylarıyla kazandıkları 40 milletvekili var. Böyle saçma bir uzlaşmayı ticarette teklif etseniz, dayak yersiniz!”
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
SİYASİ BİR SÖYLEM DAHA BOŞA ÇIKTI…
Siyasette gelenek halini almış bazı söylemler var.
Bunlardan biri de “Boş tencerenin gönderemeyeceği iktidar yoktur” söylemi.
Ekonomik sıkıntı ve hayat pahalılığı hemen tüm iktidarların iktidardan düşme nedeni olarak gösterilir.
Tespit doğrudur da…
Zira çeşitli alanlarda başarılı olsa da ekonomi konusunda başarılı olamayan, hayat pahalılığını önleyemeyen pek çok iktidar bu yüzden iktidarı kaybetmiştir.
Ancak…
Bu iktidar döneminde siyasette çok sık kullanılan bu söylem de resmen boşa çıkmış oldu.
Zira…
Ekonomik sıkıntı ve hayat pahalılığının varlığını herkesin kabul ettiği bir ortamda iktidar partisi seçimde birinci parti, lideri ise Cumhurbaşkanlığı seçiminde nerdeyse oyların yarıya yakınını almayı başardı.