Bir tarafta Anadolu'nun yıldızı Eskişehirspor.
Diğer tarafta Süper Lig kupasını kazanmış Bursaspor. Aynı yılda şampiyonluk mücadelesi verdik.
O sezon onları finalde yendik ve biz şampiyon olduk.
Bir sonraki sezon onlar.
****
Uzun yıllar kupalar, şampiyonluklar yaşanırken kötü günler gelip çattı.
Onlar 2., biz 3. kümeye düştük.
Onlar 16 hafta sonucunda 16., biz 15 maç sonunda 18. sıradayız.
****
Bursasporlu Sedat Özbağ'ın yazısı bize birbirimize ne kadar çok benzediğimizi gösterdi.
Özbağ "Bursasporluluk ruhumuzu, kültürümüzü ve kodlarımızı çaldılar." diyor.
Yaşanan fetret döneminde kayıt dışı yöntemlerle kulübün soyulduğunu, borç içinde bırakılarak, çöküşünün hazırlandığını öne sürüyor.
İki kulübün iki şehrin durumu bu.
Belki de pek çok kentte, pek çok takımda durum aynı.
****
Fotoğrafı Mesut Şimşek yorumsuz diyerek paylaşmış.
Eskişehir'deki yerel gazetelerin manşetinde 'uyarı' var.
"Uyanın artık, Eskişehirspor yok oluyor!!!"
Uyanın artık.
Haydi; uyanın...

*******

KİM NE YAPARSA... 

Eskişehirspor bu günlere nasıl geldi?
2015 yılında U-21 takımı oluşturuldu.
Yani PAF takımı.
Takımın Teknik Sorumlusu Fehmi İbişi; İstanbullu.
Yardımcısı Lüleburgazlı.
PAF takımına 16 futbolcu transfer edilmişti.
18 kişilik kadroda yalnızca üç Eskişehirli vardı.
Furgan, Hüdai ve Feyzi.
Diğerleri ağırlıklı olarak İstanbul ve Bursa'dan.
O takımdan Furgan ve Feyzi sivrildi ve (A) takımda oynadı.
Diğerleri kayıp.
****
Gözü dışarıda olan yöneticiler, böyle bir  kararı neden verdi acaba?
Buna onları kim zorladı?
Boşuna dememişler, "Kim ne yaparsa kendine yapar."
Biz ne yaptıysak, bilerek isteyerek yaptık.
Bugün geldiğimiz noktada o yıllarda yapılan yanlışların payı büyük.
İçeridekileri aşağıla, kerameti dışarıda ara.
'Önce güven' de.
Kendine güvenme...
Özkaynaklarını bırak, dış kaynaklara güven.
Sonuç ortada.