Bazen düşünüyorumda... bizden sonra gelen nesil, bizim kadar mutlu bir eğitim ve arkadaşlık yaşayamadı. Ne zamana kadar derseniz ikibin yılına kadar diyebilirim. Bu yıldan sonra ‘Dijital Çağ’ dediğimiz yıllar başladı ve bireyselleştirildik...
Bu dijital denilen çağ; çocukları sokaklardan, parklardan, okul bahçelerinden alıp evlere hapis etti. Her yere taşıyabildiği laptopu onu esir aldı. Oyun mu oynamak istiyorsun? Al sana sonsuz sayıda oyun. En çok oynanan oyunlarda, insanların gelişmiş silahlarla birbirlerini öldürmeleri geliyor. Amaç savaşçı bir nesil yetiştirmek...
Oysa 1970-80-90 yıllarında Tommiks ve Teksas, Tarzan gibi çizgi roman dergileri biz erkek çocukların hayal dünyamızı gelişimine yardımcı olurdu.
Okulda en çok beş taş oynardık. Timbo, Misket, Aşık, Çelik-çomak oynamayanınız oldu mu? Bütün oyunlar akıl isteyen ve o aklın kullanılması öğreten oyunlardı. Oysa şimdi çocukların tabletlerinde oynadıkları oyunlarsa, çocukları kötü yönde etkilemekte. Bizim oyunlarımız birlikteliğe ve paylaşmaya dayanan, akıl içeren oyunlardı. Şimdiki oyunlarsa çocukları bireyselliğe yalnızlığa alıştırıp bir araya getirilmiyor. Düzen bunu istiyor. Okul dışında arkadaşlıklar devam etmiyor. Oturup sohpet etmeyi bilmiyorlar. Seks denilen olguyu dokuz on yaşında cep telefonu yada laptopundan öğreniyor. Sonra.... sonrası malum!
Biz okul sonrasıoturur kendi başımıza ya da arkadaşımızla tellerden araba yapmayı öğrendik. Büyüdük... Devrim Otomobilini yaptık. Başarımızı yaptığımız o arabanın benzin deposuna benzin koymayarak geleceğin otomobil sektöründe yer almamızı önlediler. Bizden önceki nesilde Kayseri’de Uçak Fabrikası kurdu. O fabrikada uçak yaptılar. Montaj yok! Herşey yerli sanayi ile yapıldı ve dünyaya uçak satan ülke olduk. Şimdi bu yazıyı okuyan siz değerli okuyucularımız da haklı olarak şu soruyu soracak
İyi de o nesillerden bu nesil nasıl çıktı?