-Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi'nin akademik ve idari yapısında değişikliğe gidildiği iddiaları var.
***
-Fakülte bünyesindeki bölümlerin kapatılacağı iddiaları var.
***
-Öğretim üyelerinin başka fakültelerde görevlendirilmeye başladığı iddiaları var.
***
-Senato tarafından alınan karar ile İktisat ve İşletme fakültelerinin işlevsiz hale getirildiği iddiaları var.
***
-Türkiye'nin çeşitli illerinde bulunan AÖF bürolarının kapatılacağı, mülkiyeti Anadolu Üniversitesine ait bu büroların bulunduğu mülklerin satışa çıkartılacağı iddiası var.
***
Dahası...
Açık Öğretim Fakültesinin, Anadolu Üniversitesi'nden alınarak Ankara'ya götürüleceği iddiası var.
CHP milletvekili Jale Nur Süllü'nün TBMM başkanlığına “AÖF kapatılıyor mu?” diye verdiği soru önergesi var.
İYİ Parti Odunpazarı yönetiminin “Eskişehir'in elinden şimdi de Açık Öğretim Fakültesi mi alınıyor?” diye açıklaması var.
***
Kısacası...
Ortalık, Açık Öğretim Fakültesinin Anadolu üniversitesi ve dolayısıyla da Eskişehir’in elinden alınacağına yönelik iddialarla çalkalanıyor ama bu iddianın muhatabı olan Anadolu Üniversitesi Rektörlüğünden iddialar ile ilgili tık yok!
***
Göreve atanır atanmaz “Anadolu Üniversitesi'ni süper lige çıkartacağız” açıklaması yapan yeni Rektör, Türkiye'nin en önemli fakültesinin ellerinden alınacağı iddiaları ayyuka çıkmışken ağzını dahi açmıyor!
İŞYERİ AÇILALI ÜÇ YIL OLMUŞ, EN AZ BEŞ YIL TECRÜBELİ ELEMAN ARIYOR...
Adam iş yerini 2-3 yıl önce açmış…
Firmanın kurulmasının üzerinden 3-4 yıl ancak geçmiş.
Şirketin faaliyete başlaması bir yılını bile doldurmamış…
Ama gelin görün ki, iş ilanına çıktıklarında “En az 5 yıllık deneyimi olan” diye başlıyor…
***
İş yerinin, firmasının, şirketin olmayan tecrübesini, işe alacağı adamdan bekliyor iyi mi?
Kendinde olmayan tecrübenin, işe alacağı insanda olmasını bekliyor.
ülkede 4milyonun üzerinde işsiz var.
Bu işsizlerin yüzde 27’si de genç insanlar.
Yani…
Her 2-3 işsizden birisi gencecik insanlar.
***
Okumuşlar, kendini yetiştirmişler, bilgi ve donanım sahibi olmuşlar.
Her çaldıkları kapıdan “Tecrüben yok” diye geri çevriliyorlar…
Her gittikleri kapıda “Biraz tecrübe edin de gel” diye saçma sapan bir tavsiye alıyorlar.
Müracaat ettikleri her iş yerinden “Biz tecrübeli çalışan arıyoruz” cevabıyla geri dönüyorlar.
***
Herkesin böyle davrandığı bir dünyada o genç insanların nerede ve nasıl tecrübe sahibi olacağını kimse düşünmüyor.
Herkesin tecrübeli aradığı bir ortamda nasıl tecrübe sahibi olunabileceğini kimse hesap etmiyor.
Tecrübe sahibi olabilmek için bu gençlerin bir şekilde işe girmeleri gerektiğini hiçbiri umursamıyor.
***
Kimse “İşe alayım sıfırdan yetiştireyim” demiyor.
Hiç kimse “Öğretirim, tecrübeyi de ben zamanla veririm” de demiyor…
Varsa yoksa “Tecrübe isteriz de tecrübe”
***
NOT- Vehbi Koç’un şu sözü bana göre çok önemlidir. “Bir fabrika 3 yılda kurulur. çalışanı ise 15-20 yılda yetişir. Şirketler kabiliyetli insanların omuzlarında yükselir”
Yani “Tecrübeden önce kabiliyete bak” diyor…
Doğru da söylüyor…
MADEM AYNI ÜRÜN HER MARKETTE AYRI FİYATLA SATILIYOR...
Madem aynı ürün farklı marketlerde ayrı ayrı fiyat üzerinden satılıyor, o halde bakanlık neden her ürünün üzerine fiyat baskısı koyma zorunluluğu getirmiyor.
***
Madem aynı ürün beş ayrı markette beş ayrı fiyatla satışa sunuluyor, o halde bakanlık aynı ürünü daha fazla fiyatla satan marketleri tıpkı vergi yüzsüzleri ve ayıplı mal satan iş yerlerine yaptığı gibi deşifre etmiyor?
***
Madem aynı ürün her markette ayrı fiyatlarla satılıyor, o halde bakanlık aynı malı yüksek fiyatla satan marketleri kapatma cezası ile cezalandırmayıp, cezayı para cezası ile geçiştiriyor
***
Görünen o ki; bakanlık aynı malı farklı farklı fiyatla satan marketleri, başvurdukları bu yöntem yüzünden yaptığına pişman etmek istemiyor?
Hal böyle olunca, diğer marketlerde 10 liraaya satılan ürünü 20 liraya satmaktan çekinmiyor.
“Nasıl olsa en fazla para cezası alırım. Ben o cezanın parasını zaten ürünü iki kat fazla fiyatla satarak fazlasıyla çıkartırım” diye düşünüyor.
Ha bu arada kazıklanan da vatandaş oluyor...