Eskişehir giderek kendine güvenmeyen bir şehir oldu.
Eskişehir üç üniversitesi bulunan bilim, kültür ve sanat kenti.
Şimdi burada tek tek saymayalım ilkleri başaran şehir, ilklerin şehri. 
Bilimin, kültürün ve sanatın her dalında yetişmiş ve kendini kanıtlamış pek çok değerli isim var.
****
Ama; gelin görün ki;
Ne zaman bir konser düzenlense.
Sanatçı dışarıdan getiriliyor.
Hem de çok yüksek fiyatlara.
****
Söyleşilere, bilimsel toplantılara çağrılanlar dışarıdan.
Eskişehir'de profesyonel basın kuruluşları ve mesleki kurallara uyan gazeteciler var.
Ama; kentle ilgili bir konu konuşulacaksa İstanbul medyası davet ediliyor.
Açıklamalar vesöyleşiler onlarla yapılıyor.
Onlar el üstünde tutuluyor.
****
Herkes Eskişehir'e gelmek ve görmek isterken, bizimkilerin gözü dışarıda.
Halbuki bu şehirde o kadar çok gezilecek görülecek yer var ki; önce bu kenti görelim.
Tanıyalım.
****
Siyasette de durum farklı değil.
Yıllarca milletvekili adayları tepeden indirilmedi.
Tanımadığımız, hemşehrilik duygumuz olmayan insanlara oy vermek zorunda kalmadık mı?
****
Kendimize karşı güvensizliğin gözler önünde serildiği futbol dünyası çarpıcı bir örnek.
Takımın yüzde 99'u dışarıdan.
Teknik kadronun yüzde yüzü.
Bizde olmayan ne buldularsa...


DİĞER RENKLER YOK! 
Sosyal medyada bir grup var.
Her şeye muhalif.
Okumadan, anlamadan yorum yapıyorlar.
Önce yazılanı bir oku.
Sonra yorum yap, öyle değil mi?
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma.
****
Bu kitlenin hastalığı.
'Okuma-mak'
Yazının başlığından veya ilk cümlesinden ödev çıkarıyorlar.
Basıyorlar yorumu.
Sonuna kadar okusa anlayacak.
Ama; bazılarının böyle bir sorunu yok!
Öncelikleri görevleri adı geçenleri karalamak ve itibarsızlaştırmak.
****
Yapılan bir yoruma veya yazıya topluca saldıran gruplar var.
'Kim bunlar?' diye merak ediyoruz...
Belli ki; kendi fikirleri yok!
Her şey siyah veya beyaz onlar için.
Ak ve kara...
Diğer renkler yok!