Dün iki ayrı kişiden iki ayrı yakınma dinledim…
İlki asgari ücretin biraz üzerinde maaşla çalışan iki çocuk babası bir işçiydi.
Tüm akrabaları Çanakkale’nin bir köyünde ikamet ediyormuş.
Bayramda köylerine çok gitmek istemişler.
-Fakat bir hesap yaptım bizim dört kişi buradan Çanakkale’ye, Çanakale’den de köye gidip gelmemiz için sadece 4-5 bin lira yol masrafı yapmamız gerekiyor. Bir arabam olsaydı belki daha ekonomik olacağı için gidebilirdik. Maalesef araba sahibi de değilim. O yüzden çoluk çocuk bu bayram köyümüze gidemeyecek, bayramı evde geçireceğiz” dedi.
***
İkinci yakınmayı dinlediğim kişi ise işi gücü bir hayli iyi olan, hali vakti yerinde bir ticaret insanıydı.
Mevcut arabasını değiştirmek için lüks sayılabilecek bir arabaya yazılmış.
Otomobil bayisi, sıfır araçlardaki sıkıntı nedeniyle kendisini sıraya yazmış.
Birkaç ay geçmesine rağmen sıra kendisine bir türlü gelmemiş.
Diyor ki;
“Otomotiv bayileri sıraya yazıyor yazmasına ama kaçıncı sırada olduğunu bilmiyorsun. Muhtemelen daha fazla kar elde etmek için araçları olması gereken fiyatın daha çok üzerine çıkartanlara yani ekstra para vermeyi kabul edenlere teslim ediyorlar. Bu hem adaletsiz, hem fiyatları yükselten hem de haksız ve vergisiz kazanç yaratan bir durum. Yetkililer de bu durumu seyrediyor”
***
İki ayrı kişi iki ayrı yakınma…
Birisi, otomobili olmadığı ve şehirlerarası otobüs fiyatları yüksek olduğu için köyüne gidememekten, diğeri ise parasını vermeye hazır olduğu halde yeni otomobili bir türlü alamamaktan yakınıyor.
Manzaraya bakar mısınız?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
BİLDİRİCİ SAĞLIK MÜDÜRÜ MÜ OLMAK İSTİYOR?
Prof Dr Uğur Bilge, Tıp Fakültesi öğretim üyesiyken akademisyenlik görevine ara vererek İl Sağlık Müdürlüğü görevine başladı…
Hem Şehir hem de Yunus Emre devlet hastanelerinin inşaatından faaliyete geçmesine kadar geçen sürecin bizzat başında olan isimdi.
Pandemi döneminde çalışma arkadaşlarıyla birlikte iyi de iş çıkarttı.
***
Uğur Bilge’nin Sağlık müdürlüğündeki görevi önümüzdeki Eylül ayında sona eriyor.
Müdürlük görevinden ayrıldıktan sonra, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesindeki Ana Bilim Dalındaki eski görevine yani akademisyenliğe geri dönecek.
Bilge’nin sözleşmesinin Eylül ayında biteceği camiada biliniyor.
Yine Bilge’nin “Müdürlük görevine devam et” denilse bile kabul etme niyetinde olmadığı ve Üniversitedeki görevine dönmek istediği de biliniyor.
Bu bilindiği için de Bilge’den sonra Sağlık Müdürlüğü görevine hangi ismin geleceği merak oluşturuyor.
***
İşte sağlık camiası içinde, tam da bu merak üzerinden, hangi isimlerin Sağlık Müdürü olabileceğine ilişkin tahminler yapılırken, Şehir Hastaneleri Başhekimi Yaşar Bildirici’nin mecliste AK Parti Eskişehir milletvekilleri Fatih Dönmez ve Ayşen Gürcan’ı ziyaret etmesi, bu görevi çok istediğine yorulmuş…
***
Yine aynı camiada, Başhekimlerin mecliste vekil ziyaret etmesinin alışılagelmiş bir teamül olmadığı konuşulurken, “Demek ki Bildirici hoca Sağlık müdürlüğü için işi şansa bırakmamak için düğmeye basmış” yorumları yapılır olmuş…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
KAFA AYNI KAFA!
Kahramanmaraş depremi sonrasında bir dostumuzun tespiti vardı…
“İmar kanununu değiştiriyoruz, İhale kanununu değiştiriyoruz, zorlayıcı ne kadar yönetmelik varsa değiştiriyoruz. Bir tek kafayı değiştirmiyoruz… Halbuki kafayı değiştirsek, diğerlerini değiştirmeye gerek kalmayacak. Çünkü onların zırt pırt değişmesinin ne kadar yanlış olacağını anlayacağız. Bunu anladığımızda da bu felaketleri bu boyutta yaşamayacağız” demiş, biz de bu tespiti köşemize almıştık.
***
Yüzyılın en büyük depremi sonrasında bu tespitten yola çıkılarak bazı şeylerin düzeleceğini, kafaların değişeceğini zannetmiştik.
Zira…
Artık gerçekten ders almanın gerektiği ölçüde, yüz yılın depremini yaşamıştık.
Yanılmışız!
Üzerinden aylar geçmesine rağmen şehirlerin depreme karşı hazırlıklı hale getirilmesi anlamında ciddi bir çalışma yapıldığını göremedik.
Kısacası…
Orman yangınları ve sel baskınları sonrasında olduğu gibi yaşadığımız deprem sonrasında da her şeyi unuttuk!
