Hatırlayacak yaşta olan okurlar mutlaka vardır.
Süleyman Demirel 1991 seçimlerinden önce seçim vaadi olarak “Kim ne veriyorsa beş lira fazlasını vereceğim” sözünü vermişti.
***
Mazotun 1 lira olacağını söyleyen Cem Uzan “Her işsize 350 lira bağlayacağım” vaadinde bulunmuştu.
***
Tansu Çiller “Herkese bir ev ce bir araba olmak üzere iki anahtar” vaadinde bulunduktan sonra, her mahallede yüz tane trilyoner olacağını söyledi.
***
Taksim meydanına Cami yapma sözü veren Necmetti Erbakan “Beş bin Tank yapacağız “vaadinde bulundu.
***
Kemal Kılıçdaroğlu askerliği 6 aya indireceğini söyleyip “Yoksul ailelere 600 lira bağlayacağım” dedi.
***
Recep Tayyip Erdoğan “Çalışanı ihya edeceğiz. İstanbul'un trafiğini çözeceğiz” vaadinde bulundu.
***
Devlet Bahçeli seçim öncesi “Apo'yu asacağız” vaadinde bulundu.
***
Görüyorsunuz değil mi?
Herkese biri ev diğeri araba olan iki anahtarlı seçim vaatlerinden bugüne çay-çorba-asgari ücret vaatlerinin yapıldığı seçimlere geldik.
***
Şimdi bazılarınız “İşte o geçmişteki abuk sabuk vaatler yüzünden ülke bu hale geldi”diye düşünüyordur...
Ama bu düşünce doğru değil.
Zira...
Yukarıda sıraladığımız vaatlerin hiçbiri tutulmadı.
Ya vaat verenler seçimi kazanamadı, seçimi kazananlar da sözlerini tutmadı.
O yüzden...
Bu seçim öncesi verilen Çay-Çorba vaatlerinin de gerçekleşeceğinden şüpheliyim...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Eğer ekonomi iyi ise…
Yılların esnafı, tüccarı ve sanayicisini ekonominin kötü olduğuna kesinlikle inandıramazsınız…
Zira…
Onların kendi satışları, kazançları, defterleri, kısacası kendi ekonomileri aynı zamanda ülke ekonomisinin bir yansımasıdır.
***
Aynı şekilde…
Eğer ekonomi iyi ise…
İşçiye, memura, emekliye, çiftçiye ekonominin kötü olduğunu mümkün değil anlatamazsınız.
İnanmaz çünkü…
Bütün gazeteler, bütün televizyonlar bangır bangır yayın yapıp, günlerce“ülke batıyor”diyor olsa bile ikna edemezsiniz.
***
Aldığı parayı da, aldığı paranın alım gücünü de yakından bilir çünkü…
Öte yandan…
Eğer ekonomi kötü ise, ne yaparsanız yapın aynı şekilde, hiç kimseye ekonominin iyi olduğunu anlatamaz, onları buna inandıramazsınız…
O yüzden…
Her ne kadar makro’ları ve mikro’larıyla, döviziyle-hisse senetleriyle ve sık sık duyup, bir türlü anlamlarını bilmediğimiz yabancı terimleriyle konuşulsa da, ekonomi aslında herkesin kendi cüzdanı ölçeğinde yakından bildiği bir konudur…
***
Herkesin, fabrikasında, iş yerinde, dükkânında, evinde hissettiği ve yaşadığı ekonomi, aslında o ülkenin ekonomisinin ta kendisidir…
Kendi ekonomik göstergeleri kötü olan biri, ülkenin iyi olduğu söylenen göstergelerine itibar etmez…
Yaptığı işte büyüyemeyen biri, ülkenin büyüdüğü haberlerine inanmaz.
Bankasında, kasasında, cüzdanında para olmayan birilerini,“ülkeye tonlarca para girdi”haberleri hiç mi hiç bağlamaz.
***
Sonuç olarak…
Toplumu ekonominin ne durumda olduğu konusunda kandırmak asla mümkün değildir…
“İyi”olan ekonomiyi“Kötü”, “Kötü”olan ekonomiyi ise topluma“İyi”olarak hiç kimse yutturamaz…
Ekonominin iyi ya da kötü ne durumda olduğunu öğrenmek mi istiyorsunuz?
Çıkın sokağa her önünüze gelen tanıdıklarınıza sorun işlerin ne durumda olduğunu…“Çok şükür” diyorsa, bu ekonominin iyi olduğunu,“Bu günümüze şükür”diyorsa, ekonominin kritik olduğunu “Valla eski işler yok”diye cümleye başlıyorsa, bu da ekonominin kötü olduğunu gösterir…
***
Eğer ki:
“Hangi işten bahsediyorsun?” diye sorunuza soru ile karşılık veriliyorsa (ki şu sıralar genelde ben bununla karşılaşıyorum) orada fazla durmayın, hemen uzaklaşın…
Zira…
Orada ekonomi adına söylenecek söz bile kalmamıştır…
Şu sıralar galiba böylesine bir ortam yaşıyoruz.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
SORSANIZ HEPSİ ÖN SEÇİM DİYE BAĞIRIR AMA...
CHP Belediye meclis üyelerini belirlemek için ikili fermuar sistemi uygulayacak.
Bu şu demek;
Meclis üyelerinin 1-3-5 gibi tekli sıraları belediye başkan adayları, 2-4-6 gibi çift sıralar ise üyelerin vereceği oylarla belirleyecek...
***
Yani...
Çift sırada yer alacak meclis üyelerinin belirlenmesi için üyelerin oy kullanacağı bir ön seçim yapılacak...
Gelin görün ki CHP'de belediye meclis üyesi olmak için müracaatta bulunan adayların yarısı ön seçime girmeme kararı almış.
***
Yani...
Bir anlamda “Parti üyelerinden listenin seçilebilecek sırlarına girecek kadar oy alamayız. O yüzden bizi seçilecek yerlere belediye başkanları koysun”diye düşünmüş olacaklar ki; üyelerin karşısına çıkmaya cesaret edememişler.
***
İşin kötüsü...
Ön seçimde üyelerin karşısına çıkmak istemeyen, meclis üyesi olmak için umudunu belediye başkanlarına bağlayan ve bu yüzden ön seçime girmeyecek olan isimler arasında, her ağızlarını açıklarında “Ön Seçim” diye bağıranlar da varmış iyi mi?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,