Şeker fabrikası ve eski adıyla TÜLOMSAŞ’ın Eskişehir için önemli sanayi kuruluşları olduğunu, bu iki önemli sanayi kuruluşunun faaliyet gösterdiği alanların şehrin içinde kaldığını yazmıştık bu sütunlarda,
***
Şehrin önünü tıkayan bu iki sanayi kuruluşunun biran önce sanayi bölgelerine taşınması gerektiğini, boşaltacakları alanların da kesinlikle betonlaşmaya izin verilmeden halkın sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri için korunması gerektiğini dile getirmiştik.
***
Yazımız pek çok etkileşim aldı.
Bu etkileşimlerden anladığımız kadarıyla büyük bir çoğunluk, her iki fabrika alanı da rant düşünülmeden korunması ve halkın hizmetine sunulması koşuluyla fabrikaların taşınması fikrini doğru buluyor.
***
Yani…
Büyük çoğunluk şehir merkezinde bulunan iki fabrikanın da sanayi bölgelerine taşınması gerektiği fikrini doğru buluyor.
Ancak…
Aynı düşünceyi taşıyanlar, fabrikaların taşınması halinde fabrika alanlarının halkın kullanımına açılması yetine, ranta kurban gideceği endişesini yaşıyor.
***
Hatta bir okurumuz bu endişeyi dile getiren bir değerlendirmede bulunarak, şu cümleleri kurmuş:
“Bu arazilerin taşınmasının Eskişehir'e yapılacak en büyük iyilik olduğunu yazmışsınız. Senin gibi yüreği kent için atan bir yazarın iyi niyetle yazdığına inanıyorum. Ancak bu günkü iktidarda olan yönetim oranın planını Eskişehir belediyelerine bırakmayacağına göre oranın ranta açılacağına ve ona,buna peşkeş çekileceğini de hesaba katmak gerekir. Böylece kent için çok iyi değerlendirilecek rezerv alanlar elden gitmiş olur.”
***
Ne diyelim?
Pek çok kişi böyle düşünmekte ve endişelenmekte son derece haklı.
Zira…
Her biri, bu işin sonunda şehrin elindeki bulgurdan da olacağını hesap ediyor…

AKIL ALMAZ FİYATLARI İNDİRMEYE BAŞLAMIŞLAR AMA NE FAYDA!

İngiltere’de yıllar önce akaryakıt fiyatlarına zam gelmiş…
Bunun akabinde yolcu taşıma ücretlerinin fiyatı 28 peni arttırılmış…
Vatandaşlar tepki göstermişler gelen bu zamma…
***
Kendi aralarında organize olmuşlar.
Bir yandan yolcu taşıma araçlarını kullanmamaya, diğer taraftan da eskisi sıklıkta akaryakıt almamaya başlamışlar.
İşyeri yakın olanlar bisiklet kullanmaya ya da yaya olarak gitmeye başlamış.
Tek tek araç kullananların ise dördü birleşmiş işe tek araçla gider olmuş.
***
Kimse toplu taşıma araçlarına binmediği için araçlar bir süre boş gidip gelmiş.
Bakmışlar olmuyor, yapılan zam geri alınmış.
Fakat vatandaşlar yine binmemiş araçlara…
Bu defa yönetenler yolcu taşıma ücretini 25 peni indirmek zorunda kalmış.
***
Fiyatların iyice abartıldığı Bodrum, Alaçatı, Çeşme gibi sahillerde müşteri bulamayan esnaf,bir de daha ucuz olduğu için Yunan adalarına gidenlerin oluşturduğu kuyrukları görünce, akıl almaz fiyatları indirmek zorunda kalmış.
Dahası...
Yüksek fiyatlar nedeniyle müşteri gelmeyince 400'e yakın işletme iflas noktasına gelmiş.
***
Buna rağmen müşteri çekemeyen esnaf, fiyatları daha da indirmeye hazırlanıyormuş.
Umarız halk yukarıda anlattığımız ingilizlerin yaptığını yapar ve Türk müşterilere burun kıvıran ve fiyatlarda ipin ucunu kaçıran esnaf da 200 liraya bir lahmacun, 300 liraya bir külah dondurma satmanın bedelini böylece ödemiş olur!

SIRA BACA VERGİSİNE DE GELİR Mİ?

III. Murat’ın oğlu III. Mehmet tahta çıktığının gecesi sarayda dördü yetişkin,
diğerleri çok küçük yaşta olan 19 şehzade boğularak öldürüldü.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kötü günleri…
Devlet Hazinesi bomboş…
***
Öyle ki, Padişah III. Mehmet, o sırada idam edilmiş olan Tırnakçı Hasan Paşa’nın elbiselerinin satışa çıkarılmasını ve parasının kendine verilmesini istiyor vezir- i azamdan.
Ama ne çare ki elbiseler de pek para etmiyor.
İşte o günlerde Devlet’in Vüzera heyeti, ya da bugünkü adıyla Bakanlar Kurulu, Hazine’ye para bulmak için çareler aramaktadır.
***
Kendi aralarındaki görüşmeler sürürken kimileri hayvanı fazla olana vergi salma, kimileri arpası-buğdayı fazla olana vergi salma tekliflerinde bulunmaktadır.
Rivayet odur ki; vezirlerden birinin aklına, zekâsıyla ünlü Piç Mehmet Paşa gelir.Piç Mehmet Paşa, sıkışık duruma mutlaka bir çare bulurdu.
***
Sadrazam, Şeyhülislam’la birlikte Piç Mehmet Paşa’nın huzura getirilmesini emreder…
İkili gelirler…
“Çöz şu para meselesini”dedi Sadrazam, Piç Mehmet Paşa’ya…
“Baca vergisi salın”der Piç Mehmet…
“Nasıl olsa herkesin evinde bir baca vardır…”.
Piç Mehmet Paşa’nın önerisini öğrenen Sadrazam, birden dönüp yanındaki Şeyhülislama sordu?
***
Olayın bundan sonrası müstehcen olduğu için yazmıyoruz.
Merak ediyorsanız internetten “Baca Vergisi” diye aratın.
Her neyse...
Yeni vergi paketi ile vergiler çığ gibi artıyor.
Umarız sıra Baca Vergisine kadar gelmez!