-Karşılanmayan ihtiyaca sorun denir.
-Sorunlar sonsuz olduğuna göre hayatın hiç değişmeyen sabitleridir.
-Sorunların çözümü mutluluk, çözülmemesi ise mutsuzluk verir.
-Sorunu görmezden gelmek sorunu çözmeme niyetinin de göstergesidir.
***
Yukarıda sıraladığımız tanımlamalar fikirlerine değer verdiğimiz kıymetli bir akademisyen  ait.
Bu tanımlamalardan yola çıkarak sözü, geçtiğimiz günlerde meydana gelen ölümlü kaza sonrasında yine gündem olan ve bir türlü yapılmayan ilçe yollarına getirmek istiyoruz.
***
Dikkat ediyorsanız AK Parti milletvekilleri ve aktörleri her konuda konuşuyor, her konu ile ilgili sosyal medya hesapları üzerinden paylaşımlarda bulunuyor.
***
Ama nedense, defalarca söz vermelerine rağmen Seyitgazi, Alpu-Mihalıççık ve Sarıcakaya-Mihalgazi ilçe yollarının niçin bitirilmesi konusunda ağızlarını dahi açmıyor!
Alpagut'ta açılmak istenen siyanürlü altın madeni konusunun yanından bile geçmiyor.
***
Yani...
Sorunu görmezden gelerek, sorunu çöz(e)meme niyetini açıkça ortaya koyuyor.
Fakat bu şekilde davranırken unuttukları bir şey var; 
Onlar görmezden geliyor diye sorun görünmez olmuyor!
Herkes bu olup biteni, yapılacak olan ilk seçimde çıkartıp okumak üzere bir yerlerine yazıyor!

CEVAP OKURDAN GELDİ...

Eskişehir'in sorun ve sıkıntılarını çözüme kavuşturmada ne üniversitelerden bilimsel yardım talep edildiğini ne de üniversitelerin böyle bir çözüm üretme niyetinde olduğunu yazdık geçtiğimiz günlerde...
Ardından da...
“Bilim bu şehri niçin aydınlatmaz?” diye bir soru sorduk.
***
Köşemizi sürekli takip eden bir okurumuzdan geldi cevap...
Söyledikleriyle bu şehrin üniversitelerinin bu şehrin sorun ve sıkıntılarına neden kafa yormadığını tam 12'den vurmuş.
***
İşte o okurun yapmış olduğu tespit:
“Ne yazık ki Üniversitelerin özellikle bu iktidarın icraatlarına ters düşecek bilimsel gerçekleri araştırma ve açıklaması mümkün değil. 
Tek kaynaktan ve liyakate değil sadece siyasal yandaşlığa bağlı olarak atanan rektörler buna izin vermez. Yurdumuzun en iyi üniversitelerinden Boğaziçi'nin hali ortalarda. 
Bırakınız bilimsel gerçekleri açıklamayı onları çiğnemeye en iyi örnek Alpu Termik Santral sürecinde Eskişehir Ziraat Fakültesi'nin "Toprak Koruma Kurulunda" Sit alanı olan Alpu Ovasına kurulacak santralin katledeceği alanları bile bile Santralin lehinde oy kullanabildi. 
Alpagut altın madeni olayında da kendiliğinden de, bilimsel bir talep olsa da gerçeği raporlaştırması ihtimali yok. Ne yazık ki bunu yapanın ayağının kaydırıldığı bir mekanizma kuruldu.”

KESMEYE 3-4 KOÇAN CEZA MAKBUZU YETMEZ!

-Adam kullandığı aracı yol üzerinde öyle bir yere koyuyor ki, koca yolun trafiğe kapanıyor olması umurunda bile değil…
***
-Adam kullandığı araçla kaldırımda yürüyen insanların yanından öylesine hızlı geçiyor ki, kaldırım kenarında biriken suyu sıçratarak, insanları tepeden tırnağa ıslatması derdi bile değil.
***
-Adam kullandığı araçla yaya geçidine öyle bir hızla geliyor ki, geçitten karşıya geçmeye çalışan yaya canını zor kurtarıyor. Bir de üstüne üstlük okkalı bir küfür yiyor.
***
-Adam kullandığı aracı AVM otoparkının kapısına yakın olsun diye göz göre göre getirip, engelliler için ayrılan yere bir güzel koyuyor. Uyardığınızda neredeyse “Ne olacak canım. Onlar da biraz yürüyüversin” diyecek.
***
-Adam öküzlüğe öyle alışmış ki, e ışık yanar yanmaz önünde araç olmasa dahi varmış gibi kornaya basıyor uzun uzun.
***
-Adam sicim gibi yağmurun yağdığı bir ortamda kavşağa öyle bir geliyor ki, bırakın o yağmurda karşıya geçmeye çalışan çoluk çocuk ve kadınlara yol vermeyi, neredeyse vatan haini ilan edecek.
-Adam kullandığı aracını kaldırım üzerine park edip gidiyor.
***
-Adam bisiklet ve motosikletini yaya yolu üzerindeki en yakın ağaca bağlayıp, yaptığı gayet normalmiş gibi davranıyor.
***
-Adam tramvay yolunu kendine ayrılmış yol gibi kullanıyor.
***
-Adam kullandığı araçla kırmızı ışık nedir bilmiyor. 
Ne diyelim?
Biri elimize bir ceza makbuzu verse, bu “Adam” dediklerimize ceza kesmeye 3-4 koçan yetmez!