Sosyal medya sayfalarında gezinirken zaman zaman karşımıza hoş videolar çıkıyor.
Geçmiş zaman içinde bu videolardan  birine denk gelmiştik..
***
Karı-koca safariye gitmişler…
Muhtemelen Afrika ülkelerinden biri…
Camları açık safari araçlarının içinden fotoğraf makinesi ve kamera ile çekim yapıyorlar.
O sırada bir maymun geldi araçlarının yanına.
Maymunu gören çift gülerek görüntü alırken, yeni gelenlerle maymun sayısı birden artmaya başladı.
***
Sağdan-soldan, ağaçlardan inenlerle binlikte bir anda 20-25 maymun oluverdi aracın başında.
Çiftin yüzünde oluşan o baştaki gülümseme aniden endişe ve korkuya dönüştü.
Zira, maymunlar camları açık aracın içine girmeye başlamışlardı.
Genç çift fotoğraf makinesi ve kameralarını dahi almayı bile düşünmeden araçtan çıkıp, korkuyla  kaçmak durumunda kaldı.
***
Maymunların neredeyse tamamı artık aracın içine girmiş, aracı resmen ele geçirmişti.
Bir anda koltukları ve direksiyonu kemirmeye, aracın içindeki eşyaları dağıtmaya başladılar.
Belli ki yiyecek bir şeyler arıyorlardı.
Bulabildikleri yiyecekleri yediler, başka yiyecek aramak için de aracın içini adeta talan ettiler.
Artık yiyecek bir şey olmadığına kanaat getirip gittiklerinde ise arkalarında, o güzelim safari aracından geriye içi harap olmuş, camları açık bir enkaz kalmıştı.
***
Aracı ele geçirmişlerdi geçirmesine…
Amaçları elbette aracı çalıştırıp yürütmek değildi...
İçgüdüleri onları sadece, orada yiyecek olup olmadığını, varsa yemeleri için yönlendiriyordu.
O yiyeceği bulmak için etrafı talan edip, aracı kullanılmaz hale getirmelerini de haliyle umursamayacak zihin yapıları yoktu...
***
İşte o videoyu izlediğim günden bu yana, ne zaman tıkır tıkır işlerken yanlış ellere geçen ve talan edilen bir kurum, kuruluş, oda, dernek, kulüp falan görsem, aklıma hep o videodaki maymunlar gelir!
Zira...
Onlar da yukarıda saydığımız yerleri tıpkı safari aracını ele geçiren maymunlar gibi bir şekilde ele geçirmişler, amaçları aracı çalıştırmak ve yürütmek olmadığı için, yemişler, içmişler, sonra da arkalarında enkaz bırakıp, çekip doğal ortamlarına dönmüşlerdir!

KALDIRIMLAR FENA DEĞİL, ÜZERİNDEKİLER FENA!


"Kentlerin modernliği, kaldırım yüksekliği ile ölçülür" diye bir tanım var.

Bu aslında son derece isabetli bir tanım.

Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından yayımlanan “Şehiriçi Yollar - Yaya Kaldırımı Koruyucu Engelleri - Tasarım Kuralları” el kitabına göre, ideal kaldırımlarda aranacak nitelikler şöyle belirlenmiş:

***
-Yayanın ayağının takılacağı beton veya demir baba veya diğer herhangi bir çıkıntı, bitmiş kaplama taşında topukların girebileceği genişlikteki delikli yüzeylerden kaçınılmalıdır.
· 
-Kaldırımların genişliği, elverişsiz hallerde üç metreye kadar inebilir. Ancak bir metreden az olmamalıdır.
-Kaldırımlar üzerinde yürümeye engel olarak çiçeklik, taş, demir, trafik işareti, ilan levhası, ağaç gibi elemanlar, yayaların takılabileceği çıkıntı ve delikler bulunmamalıdır. 
-Bordür taşı üst seviyesi, taşıt üst yolu kaplamasından en fazla 15 santimetre yüksek olmalı. Kaldırımların üzeri sökülüp takılır malzemeyle kaplanmalıdır. 

***
Bu kriterlere baktığınız zaman Eskişehir'in merkezinde ki kaldırımların çok da fena olmadığını söylemek mümkün galiba… 

Ancak…

Kaldırımların üzerinde bulunanlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Çünkü…

Hepsinin üzerinde tezgahlardan buz dolaplarına, dubalardan bisikletlere kadar ne ararsan var... 

1-351

HASAN POLATKAN HAVAALANINDA İÇ HAT BEKLEYEN YOLCULAR

Geçtiğimiz gün bu köşede yazdık.
İç hat seferlerinin olmadığı Eskişehir Hasan Polatkan Havaalanından 8 ayda sadece Brüksel ve Hac ibadeti için 200 bini aşkın yolcu seyehat ederken ve havaalanı yılı karlı kapatırken, üç ilin ortasındaki Zafer Havaalanı aynı süre içinde sadece 23 bin yolcu taşıyarak zarar etmişti.
***
Biz de, rakamlar ortadayken ve her yıl zarar üzerine zarar eden  Zafer Havaalanının halen neden kapatılmadığını, Eskişehir Hasan Polatkan Havaalanına hala neden iç hat seferlerinin konulmadığını sormuştuk.
***
Hemşerimiz Rıdvan Aras tam da işaret ettiğimiz konu ile ilgili esprili bir paylaşımda bulunmuş.
Paylaşımında, uçağın olmadığı ama uçak merdivenlerinde bekleyen yolcuların bulunduğu bir fotoğrafın altına da “Hasan Polatkan Havalimanında iç hat seferi bekleyen yolcular” yazmış.
Yazımızla örtüşen paylaşım tam da 12'den vurmuş...

Paylaşım-3