Yıllarca ülkesinden uzak kalmış genç bir adam İran'a döndüğünde Tahran Havaalanı'ndan evine gitmek için bir taksiye biner... 
Yarı yolda şoföre ilk tütüncüde durmasını söyler.
Tütüncüde ne yapacaksınız beyim? diye sorar şoför.
- Sigara alacağım...
- Sigarayı artık camide satıyorlar beyim.
- Camide mi ? Yahu cami Allah'ın evidir, oraya ibadet etmeye gidilmez mi?
- Hayır beyim! İbadet etmek için artık üniversiteye gidiliyor.
- Peki o zaman öğrenim nerede yapılıyor?
- Öğrenim hapiste yapılıyor beyim.
- Hapiste hırsızlar yok mu?
- Hırsızlar artık hükümette beyim... 
***

İki yıl önce “Kamu Yararına Dernek” kabul edilerek vergiden muaf tutulan Yedi Başak Derneği Eskişehir'in iki üniversitesine müracaat ederek “Umut Eskişehir” adı altında konferans vermek istemiş.
***
Anadolu Üniversitesi de Osmangazi Üniversitesi de kabul etmiş bu talebi.
Konferans veren isimler arasında “6 yaşındaki çocukla evlenilebilir” diyen Nurettin Yıldız ile Atatürk'e hakaretten ceza alan Mustafa Armağan da var.
***
Diğer konuşmacıların büyük bölümü de bildiğiniz sarıklı, cübbeli, molla görünümlü isimler.
Hafta sonu Anadolu Üniversitesi'nde konuşmuşlar.
26-27 Ekimde de Osmangazi Üniversitesi'nde konuşacaklarmış.
***
Anlayacağınız...
Eskişehir'deki üniversitelerin kapısını da sonunda Atatürk, Cumhuriyet ve Laiklik karşıtı isimlere açmayı başardılar!
Ne diyelim?
Sıra yavaş yavaş,İranlı yazar Daryush Shayegan'ın "Yararlı Bilinç" adlı kitabından alınma yukarıdaki fıkranın gerçekleşmesine geliyor olsa gerek...

Molla

NASIL BİR İDEOLOJİK SAPLANTIYSA İŞTE!

İçinde doktorların, hemşirelerin ve ambulans şoförlerinin bulunduğu iğrenç bir çete...
***
SGK'dan günlük 8 bin lira alabilmek için yeni doğan bebekleri, hastalık uydurup, özel hastanelere sevk ederek, yoğun bakımda tutan ve 12 bebeğin ölümüne neden olan gözü dönmüş canilerin para için böylesine bir vahşeti gönül rahatlığıyla işleyebildiği bir çete.
***
Para uğruna, yeni doğmuş bebekleri ölüme terk eden bu insanlar, lanetlenmeyi hak ediyor
Vicdanın zerresine sahip herkesin de bu vahşete neden olanları, kimliği, kökeni,düşüncesi ne olursa olsun sonuna kadar lanetlediğini düşünüyoruz.
***
Ancak...
Birileri hala, aslında hiçbir şey olarak her yerde fotoğraf çektirip iş yapan ve savcı tehdit eden bu iğrenç çete mensubunun AK Partililerle, birileri de aynı kişinin CHP'lilerle çekilmiş fotoğraflarını sosyal medya sayfalarında yayınlayarak, vahşetin sorumluluğunu karşı tarafa yıkma derdine düşmüş!
***
Halbuki, olayın vahametini es geçip,  her iki tarafa da oynadığı çektirdiği fotoğraflarla da ortada olan bu acımasız insanlar üzerinden karşı cepheye gol atma gayreti, en az olayın kendisi kadar iğrenç.
***
Ve bu iğrenç tavır, ülkenin nasıl bir ideolojik saplantı içinde olduğunu da adeta gözümüzün içine sokuyor...

KİME-NEYE GÜVENECEĞİZ?

Güvenilmeyen kurumlar araştırmasının sonuçları yayınlanmış.
Birinci sırada Siyasi Partiler, ikinci sırada Diyanet İşleri Başkanlığı var.
***
Liste; Yargı, Hükümet, TÜİK, Muhalefet, TBMM ve RTÜK diye devam ediyor.
***
Bunları da, Eğitim, Sağlık, Üniversiteler, Gazete ve TV'ler, Belediyeler falan izliyor.
***
Güvensizlik adeta bir hastalık gibi her yere yayılmış.
Ortada güven duyulacak hiçbir şey kalmamış!

ÜÇ GÜN İZİN...

Ülkenin de Eskişehir'in gündemi de hızlı değişiyor.
Bu hızlı değişim sürecinde elimizden geldiği sürece gündemi yakalamaya ve değerlendirme gayreti içinde oluyoruz.
Bu da takdir edersiniz ki zihnen yoruyor.
Birkaç gün de olsa dinlenme ve gündemden uzaklaşma ihtiyacı hasıl oluyor.
İşte böyle bir tarih geldi çattı.
Üç gün boyunca bu köşede sizlerle birlikte olamayacağım.
Cuma günü yeniden buluşmak dileğiyle...