-AK Partililer, Kılıçdaroğlu’nun eşi ile ilgili paylaşım yaptığı için eleştirilen Yılmaz Özdil’i savunuyor.
***
-Muhalifler, iktidarı eleştiren BİM yöneticisine sahip çıkıyor.
***
Esnaflar CHP genel merkez binası önünde pahalılığı protesto ediyorlar.
***
İYİ parti milletvekili Hüseyin Örs’e yumruk atarak hastanelik olmasına yol açan AK parti milletvekili Zafer Işık “Olur böyle şeyler. Özür dilemeyeceğim” diyor. AK partinin diğer milletvekilleri Zafer Işık’ın uzaklaştırılma cezası alması yönünde oy kullanıyor.
***
Camide eşi tarafından başka bir kadınla basılan imam için il müftüsü “Aralarında imam nikahı varsa göreve iade edeceğiz” diyor.
***
Sanatçı Fatih Ürek “Ben aslında muhafazakarım” diyor.
***
Mahsar Alanson’nun “Yandım yandım şarkısını Medine’de yazdım. Siz dinlediğinizde bunu aşk şarkısı zannedersiniz” dediği şarkıyı Bodrum için yazdığı ortaya çıkıyor.
***
Din şarlatanının 600 liraya yazmış olduğu muskanın içinden iddia kuponu çıkıyor.
***
İstanbul’daki Faslılar takımlarının Dünya kupasında 16 takım arasında kalmasını kutluyor. Kalabalığa inanamayanlar “Ülkede bu kadar Faslı mı varmış?” diye birbirine soruyor.
***
Yukarıda sıraladıklarımız sadece bir günde yaşanan olayların kamuoyuna yansıyan haberleri…
Ne diyelim?
Güzelim ülke her gün tımarhane olma yolunda adım adım ilerliyor!

meclis-3
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

SONUNDA YOKSULLUKTA BİRARAYA GELİNDİ!

Yoksulluk sınırı 25.364 lira olarak açıklandı…
Bu oranın altında maaş alan kimler mi var?
Hemen sıralayalım:
-Öğretmenler.
-Memurların neredeyse tamamı.
-Bakanlık müfettişleri.
-Başkomiserler ve Polisler.Uzman doktorlar.
-Hemşireler.
-Kamuda çalışan mühendisler.
-Teknisyenler.
Araştırma görevlileri.
-Vaziler.
-Kamu Avukatları.
Esnaflar.
-Asgari ücretliler.
-İşçiler.
-Emekliler.
-Çiftçiler.
Say say saymakla bitmiyor.
Keşke bu rakamın üzerinde alanları mı yazsaydık? Herhalde daha kolay olurdu.
Ne diyelim?
Küçük-Büyük hiçbir konuda bir araya gelemeyen ülkemizin çoğunluğu en azından yoksulluk konusunda ortak bir paydada buluşmuş oldu!
Öyle değil mi?
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

10 YILDA BİR NASREDDİN HOCA MEZARI BULUYORUZ…

20 Nisan 2013 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde bir haber:
“Nasreddin Hoca’nın mezarı bulundu”
Haberde, Eskişehir Sivrihisar ilçesinde eski mezarlıktan çıkartılan ve Ulu Cami Kütüphanesinde muhafaza edilen sandukanın, bilinenin aksine, Nasreddin Hoca’nın oğluna değil, bizzat Nasreddin Hoca’ya ait olduğu yazıyor.
***
Aradan 10 yıl geçiyor!
***
6 Aralık 2022 tarihli Hürriyet ve Sabah Gazetelerinde bir haber:
“Heyecanlandıran keşif! 738 yıllık Sanduka Nasreddin Hoca’ya ait çıktı”
Haberde, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde, eski mezarlıktan çıkartılan ve Ulu Cami Kütüphanesinde muhafaza edilen sandukanın, bilinenin aksine Nasreddin Hoca’nın oğluna değil, bizzat Nasreddin Hoca’ya ait olduğu yer alıyor.
***
Çok enteresan!
Her 10 yılda bir bulunduğu açıklanan Nasreddin Hoca mezarı ile karşı karşıyayız!
10 yıllık arada mezarı kaybedip, sonra yeniden mi buluyorlar acaba?
Yoksa…
10 yıl önce mezarı bulduklarını mı unutuyorlar bilemiyoruz?
Bildiğimiz: Nasreddin Hoca’ya ait mezar bulunması haberlerinin, ülkede petrol bulunduğu haberleriyle yarışır hale geldiğidir!
Bu böyle devam ederse, işin sonunda ortaya çıkacak manzara, Hoca’nın fıkralarını aratmayacak komiklikte bir şekil almaya doğru gidiyor.
Bizden söylemesi!

küpür 1

küpür 2

mezar-2