Demiryolu taşımacılığı alanında üretilen ve üretilecek olan raylı sistemler çeken ve çekilen araçların  Uluslar arası standartlarda test ve sertifikasyon işlemleri başta Macaristan olmak üzere yurt dışında yapılıyor.
Bu işlem için de o ülkelere test ve sertifikasyon için kucak dolusu döviz ödeniyor.
***
Anadolu Üniversitesi “Biz bunu bizim ülkemizde neden yapmıyoruz?” diye yola çıkarak bir proje hazırlığına girişiyor.
***
Kısa adı URAYSİM olan Ulusal Raylı Sistemler Test ve Araştırma Merkezi projesi 2010 yılında tamamlanarak, dönemin Devlet Planlama Teşkilatına sunuluyor.
Proje 2012 yılında yatırım programına alınıyor.
***
Alpu Belediyesi tarafından 700 dönümlük arazinin proje için tahsis edilmesinden sonra projenin hayata geçirilmesi için çalışmalar başlıyor.
Eğitim tesisi, idari bina,sosyal tesis,hangarlar ve test yollarının inşaatları başlıyor, belli bir aşamaya geliniyor.
2016 Eylül ayında dönemin Anadolu üniversitesi Rektörü tarafından projenin hayata geçirildiği duyurulurken, projenin önünde hiçbir engelin kalmadığı açıklanıyor.
***
“Projenin önünde hiçbir engel yok” açıklamasının hemen ardından URAYSİM projesinde işler bir anda duruyor.
Projenin durma nedeni olarak da ödenek yani para olmadığı kamuoyuna yansıyor.
***
Halbuki, projenin DPT'ye sunulması ve yatırım programına alınması öncesinde, Anadolu Üniversitesi, projede kullanılacak olan parayı, yani dolar 2 lira iken 350 milyon liralık bir parayı zorunlu olarak devlet iç borçlanma tahvillerine yatırıyor.
***
Ancak...
Anlatılanlara bakılırsa, bu para URAYSİM projesinde harcanacağı güvence altına alınmasına rağmen, oradan alınıp, Türk Dünyası Kültür Başkenti projesine aktarılıyor.
***
Aktarılan para Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi kapsamında Yeni Stadyum, Miniatürk Park ve çeşitli etkinlikler için harcanıyor.
URAYSİM projesinin tamamlanması için de kasada para kalmıyor.
***
Şimdi zaman zaman, özellikle AK Parti il başkanı ve diğer aktörleri tarafından “URAYSİM projesi en kısa süre içinde tamamlanacak” gibi açıklamalar yapılıyor.
***
Yukarıda anlattığımız vaziyete bakıldığında bu projenin tamamlanması pek mümkün görünmüyor.
Zira...
Büyük çaplı yatırımların durduğu bir ortamda, ayrılan parasının uçup gittiği URAYSİM projesinin tamamlanması için bulunması imkansız hale gelmiş milyarlarca liralık ödenek  gerekiyor...
***
Sonuç olarak...
Türk Dünyası Kültür Başkenti projesinin şehre neler katıp katmadığı elbette tartışılır.
Ancak...
Anlatılanlar çerçevesinde bakıldığında, Türk Dünyası Kültür Başkenti projesinin aynı zamanda URAYSİM'in ölüm fermanı olduğunu söylemek çok da yanlış olmasa gerek...

BU SOKAK NİÇİN TEK YÖNLÜ YAPILMIYOR.

Daha önce de aynı konuda bir vatandaşın yakınmasını bu sütunlarda dile getirmiştik...
İsmet İnönü, Eti ve Üniversite Caddelerinin ortasında kalan bir sokak var.
İsmi: Hacı Hüsnü sokak.
Söz konusu sokak sadece iki aracın yan yana geçebileceği genişlikte.
Bir tarafı boydan boya araç parklarıyla kaplı olduğu için sokak tek aracın ancak geçebileceği bir duruma geliyor.
İşin kötüsü, söz konusu sokak çift yönlü kullanılıyor.
Hal böyle olunca da sokağın üzerinde araçlar kafa kafaya geliyor.
Her iki taraftan gelen araçlar kuyruk olduğu için geri geri gitme imkanı da olmuyor, sürücüler bildiğiniz kafayı yiyor!
Dahası...
Bu sokağa giren araçlar bir şekilde İsmet İnönü, Eti ve Üniversite caddelerinin kesiştiği noktaya gelebilirse, bu noktalarda da ister istemez trafiğin kilitlenmesine yol açıyor.
Sözünü ettiğimiz Hacı Hüsnü Sokakta durum böyleyken, herkes bu sokağın neden ısrarla tek yönlü yapılmadığını soruyor?
Sahi!
Günün her saati kafa kafaya gelen araçlar yüzünden kilitlenen bu sokakta trafik akışının rahat sağlanabilmesi için neden tek yönlü hale getirilmiyor? 
Sokak 5-1

40 YIL ÖNCE DE ESKİŞEHİR'DE PETROL BULUNMUŞTU!

1984 yılıydı...
İktidardaki Anavatan Partisi kabinesinde Eskişehirli bir bakan da yer alıyordu...
Eskişehir milletvekili Cemal Büyükbaş Enerji Bakanlığı görevini üstlenmişti.
***
Bir sabah Eskişehir ilginç bir haberle uyandı.
Bayat Pazarında, bir dükkanın altından petrol çıkmaya başlamıştı.
Haber bir anda yayıldı.
Öyle ki...
Çevrede dükkanı, evi, arsası olanlar zenginlik hayalleri bile kurmaya başladı.
***
Haberin ulusal medyada da yer almaya başlaması üzerine Eskişehirli Enerji Bakanı apar topar Eskişehir'e geldi.
Doğruca söz konusu iş yerine gitti.
İş yerinin altından gerçekten de bir sıvı çıkıyordu.
İki parmağını yerden çıkan sıvıya daldırdı, sonra parmaklarını burnuna götürüp kokladı ve “Evet bu petrol” dedi.
***
Tam da herkes Eskişehir'in altında ciddi bir petrol rezervi olduğuna inanmıştı ki, kısa sürede hevesler kursaklarda kaldı.
Zira...
Yapılan araştırmada iş yerinin altından çıkan petrolün aslında,  yakında bulunan ve toprağa gömülü kalmış bir yakıt tankından sızan petrol olduğu ortaya çıktı...
***
Geçenlerde, Ahmet Hakan'ı Gabar petrolünü koklarken izlediğimde,  hafızam beni ister istemez bu olayın yaşandığı 40 yıl öncesine götürdü...