-Yılmaz Büyükerşen bu seçimlerde büyük ihtimalle aday olmayacak
***
-Aday olsa da sorun değil. Zira artık eskisi kadar arkasında destek yok.
***
-İYİ parti bu seçimlerde aday çıkartacak. Çıkartacağı adaylar yüzde 4-5 oy alsa, aldıkları bu oy CHP adaylarına gidecek oyları kesecektir.
***
-MHP'nin Eskişehir merkezinde aday göstermeyecek olması ve AK Parti adayına destek verecek olması da CHP adayları için büyük handikap oluşturacak.
***
-Son yapılan seçimlerde alınan başarısız sonuçlar CHP'ye oy veren seçmeni küstürdü. Ciddi bir seçmen sandığa gitmeyecek. Bu da başka bir handikap.
***
-Nasıl olsa seçime kadar emeklilerin maaş sıkıntısı da bir şekilde giderilir, o zaman hava daha da başka esmeye başlar.
***
-Eskişehir'de bütün şartlar iktidar partisinden yana. Belediyeler bu seçimlerde çok rahat kazanılır.
***
AK Partililer sık sık yukarıdaki tespitleri yapıyor.
Bu tespitlerden yola çıkarak da önümüzdeki seçimlerde Eskişehir'deki belediyelerin çantada keklik olduğunu düşünüyor.
Tespitlere yanlış demek mümkün değil.
Ancak iktidar partisinin söz konusu tespitlerden yola çıkarak "Bu iş bitti" havasına girmesi, beraberinde rehaveti getirir.
***
Zira...
Rehavet de genelde yanlış yaptırır.
Yapılacak bir yanlış bile (Örneğin yanlış aday belirlenmesi gibi) yukarıdaki tüm doğruları götürür.
Bizden söylemesi...
,,,,,,,,,,,,,,
ÜNİVERSİTELERİMİZ VE SAYIŞTAY RAPORLARI...
Sayıştay'ın 2022 yılına ait üniversiteler raporu geçtiğimiz Eylül ayında yayınlandı...
Kurumun sitesine girerek Eskişehir'deki üniversitelerin Sayıştay raporlarına şöyle bir baktık sırayla...
***
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ile ilgili raporda ilk olarak üniversitenin Sosyal Güvenlik Kurumu’na 5.645.860.69 lira borç olduğu gözümüze çarptı.
Bunun yanı sıra...
Raporda birden fazla hastada kullanılan bazı malzemelerin depoda bulunması ve yatarak tedavi gören hastalara kullanılmayan ilaçların faturalandırılması gibi kayıtlama hatalarının yer aldığı saptamalar da yer almış.
***
Anadolu Üniversitesi ile ilgili Sayıştay raporunda ise, üniversitenin ATAP A.Ş'de bulunan sermaye payının yer almayışı, Seramik Araştırma Merkezi A.Ş'deki payının eksik gösterilmesi ve Bilimsel araştırma proje sonuç raporlarının zamanında verilmemesi gibi maddeler sıralanmış.
***
Eskişehir Teknik Üniversitesi ile ilgili Sayıştay raporunda ise genellikle üniversitenin AÜ'den ayrılması sonrasında yerine getirilmesi gereken ama getirilmemiş bazı ufak tefek kayıtlamalardaki eksiklikler ve bazı mal ve hizmetlerin alımına ilişkin piyasa fiyat araştırması yapılmamasına yönelik tespitler yapılmış.
***
Sonuç olarak:
Eskişehir'deki üç üniversitemiz de Sayıştay denetimini ufak tefek eksikliklerle atlatmış.
,,,,,,,,,,,,
“BİZİ BİRLEŞTİREN MAYA”
Düşünsene; Köydesin. Tarlada uğraşıyorsun. Gazetelerden Yunanlıların Ege'yi işgal ettiklerini okuyorsun. Yaşadığın köye çok uzaktalar. Sana gelene kadar durdurulacaklarını ve köyüne gelemeyeceklerini düşünüyorsun.
***
İki gün sonra gazeteye bakıyorsun. Komşu şehirdeler. Yolu yarılamışlar. Endişeleniyorsun. Birkaç gün sonra gazete de çıkmaz oluyor. Çevre köylerden haber geliyor. Hepsinin basılıp yakıldığını duyuyorsun. Bıçak kemiğe dayanmış. Gidecek yerin de yok. Bekliyorsun.
***
Sabah oluyor, akşam oluyor sonra tekrar sabah oluyor. Belki bizim köye gelmezler diyorsun. Köyden silah sesleri gelmeye başlıyor. Kaçınılmaz son geliyor. Artık senin köyündeler. Eşini kızını ve oğlunu kilere saklıyorsun. Silahını alıp evin camından dışarısını gözlüyorsun.
***
Dakikalar sonra evin önünde 30 kişilik düşman müfrezesi görünüyor. Basıyorsun tetiğe. Biri indi. Bir daha basıyorsun. Bir düşman daha indiriyorsun Üç dört beş derken mermin bitiyor. Dalıyorlar evin içine. Dipçik ile suratını dümdüz ediyorlar. Aman beni vurup gitsinler de
Ailemi bulmasınlar diye dua ediyorsun. Buluyorlar. Askerlerden üçü " Biz bunu bir sorgulayalım " deyip pis pis gülerek eşini sürükleyip ahıra götürüyor. Diğer üçü de kahkahalar ile " Biz de bunu sorgulayalım" deyip kızını bahçeye çıkarıyor. Biri oğlunu işaret ediyor.
***
"Öldürün bunu. Büyüdüğünde intikam almak ister" iki asker vurmak için oğlanı evin arkasına götürüyor. Beni vurun onlara dokunmayın diyorsun ama nafile. Ellerin bağlı. Bir şey yapamıyorsun. "Her şey buraya kadarmış" diyorsun. Tam bu esnada köyde silah sesleri başlıyor.
***
Ancak bu sefer çığlıklar köylülerden değil düşman askerlerinden geliyor. Türk askeri giriyor köye. 5 Mehmetçik evin arkasına koşuyor oğlanı kurtarmak için. Düşman askerini indirip oğlanı kurtarıyorlar. 4 Mehmetçik. Ahıra saldırıyor eşinin ırzına geçmesinler diye.
Son anda yetişiyorlar. Oradaki düşman askerini de vurup hatunu kurtarıyorlar. Diğer Mehmetçikler evin bahçesine dalıyor. Kısa sürede çatışma bitiyor. Kıza da zeval gelmeden kurtarıyorlar. O asker senin canını, namusunu, şerefini kurtarıyor.
***
Şimdi sen bu askerlere " Oruç tutuyor musun, namaz kılıyor musun, cumaya gidiyor musun, hangi partilisin, mezhebin nedir, dinin nedir " diye soru sorar mısın? O noktadan sonra senin için önemi olur mu? Bizi birleştiren partimiz, rengimiz, dinimiz ya da mezhebimiz değildir.
***
Bizi birleştiren maya akrabalıktır, Türklüktür, Birbirinize sahip çıkın. Sizin köyünüze sıra gelmeden, Anadolu’yu vatan yapan, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, önderimiz Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, kahraman silah arkadaşları ecdadımızı minnetle anıyorum.
***
Yazı bize ait değil...
Bir dergide rastladım yazıya.
Kim kaleme almış bilmiyorum...
Ama iyi ki de almış zira yazı Cumhuriyetimizin 100'ncü yılını kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde yaşanılan bütün hassasiyetleri içinde barındırıyor
,,,,,,,,,