Önceki seçimler yaklaşırken de kaleme aldık benzeri aday kriterlerini…
Zira…
Seçimlerde adayın taşıdığı özellikler çok önemli.
Örneğin:
Adayın tanınır olması büyük bir avantaj doğuruyor…
Geniş kitlelerin tanıdığı bir ismin seçilme şansı bir hayli yüksek.
***
Adayın bilinir olmasının da önemi büyük.
Geçmişinde başarıları bilinen bir adayın seçilme anlamında büyük avantajı var.
***
Adayın güvenilir olması da son derece önemli…
Zira güvenilir olmayan insanların seçilmesi çok zor…
***
Adayın, aday olduğu görevi layığı ile yapıp yapamayacağı, talip olduğu görevin üstesinden gelip gelemeyeceğine ilişkin algı da bir hayli önemli…
Çünkü seçmenlerin büyük bir bölümünün “Bu adam bu işi yapar” kanaatinde olması gerekiyor.
***
Adayın, toplumun hemen her kesiminden oy alabilecek özelliklerinin olması gerekiyor…
Burada, samimiyet, kişisel özellikler, sağlıklı iletişim ve sosyal yaşam devreye giriyor…
***
İşte, yukarıda saydığımız özelliklere sahip bir adayın önünde, seçilememe gibi bir olasılık kesinlikle olamaz…
Yukarıda yazdığımız özellikler, Apartman yöneticisi seçerken de geçerlidir, Cumhurbaşkanı seçerken de…
Milletvekili seçilirken de bu özelliklere bakılır, belediye başkanı belirlenirken de…
O yüzden…
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında yer alacak olan Millet İttifakının aday isminin kim olacağı ya…
Muhtemel aday olarak konuşulan isimlere bir de bu özelliklerine göre bakın istedik…
Hangisi daha tanınır, daha bilinir, daha güvenilir, daha çok makama yakışır ve hangisi daha samimi ve her kesimden oy alır?
Hatta bu kriterler aklınızda kalsın ki; yarın milletvekili listeleri açıklandığında listedeki isimleri bu kriterlerle karşılaştırabilin…

ÇALIŞANIN HAKLI TALEPLERİ, İŞVERENİN KAYGILARI…
Ülkede Beş milyonu aşan sayıda Emeklilikte Yaşa Takılan (EYT) yıllardır yasa çıkmasını bekliyor.
Hükümet kanadından ise söz konusu yasa hazırlıklarının sonuna gelindiği yönünde açıklamalar var.
***
İşte tam da bu sırada; Eskişehir Sanayi Odası tarafından açıklanan Ekonomik Beklenti Anketinin sonuçları son derece ilginç…
EYT’nin yasallaşmasının Eskişehir sanayisinde 15 bin kişiyi ilgilendirdiği belirtiliyor.
Bu 15 bin çalışanın, yasanın çıkmasıyla birlikte emekli olmasıyla, sanayide büyük bir insan kaynağı açığı yaşanacağı ifade edilirken, aynı anda 15 bin kişiye ödenecek tazminat miktarının da sanayicileri parasal darboğaza sürükleyeceği belirtiliyor.
***
Sanayiciler; EYT’nin yasallaşmasıyla oluşacak insan kaynağı açığı için, emeklilerin aynı anda çalışmalarını işveren adına kolaylaştıran bir düzenleme yapılmasını, tazminatların ödenmesi konusunda da devletin ödemelere katkı yapmasını talep ediyor.
***
Bir yanda, yaşa takıldıkları için yıllardır emekli olamayan ve hakları gasp edilen milyonlarca çalışanın haklı talepleri, diğer yanda yasanın çıkmasıyla birlikte insan kaynağı ve tazminat kaygısı yaşayan işverenler…
Bakalım EYT yasallaşırken; her iki tarafı da memnun edip, mağdur etmeyecek bir yöntem bulunabilecek mi?
Çalışanların haklı talepleri ve kayıpları karşılanıp, işverenin kaygıları giderilebilecek mi?
 

Atatürk her yönüyle muazzam bir insan…
Bugün için yaşadığımız ve yaşayacağımız olaylara ilişkin yıllar öncesinde yaptığı uyarılar mevcut.
O’nun geçmişte üzerine basa basa söyledikleri, bugün yaşandığında, insan ister istemez hayretler içinde kalıp “Bu konuda da mı haklı çıktı?” şaşkınlığı yaşıyor.
Bakın şimdi!
Atatürk 17 Şubat 1923’de İzmir İktisat Kongresini açarken yaptığı konuşmada (O dönemin Türkçesiyle) aynen şöyle diyor:
-“Arkadaşlar, kılıç ile fetihler yapanlar. Sapanla fetihler yapanlara mağlüp olmaya ve neticede mevkilerini terk etmiye mecburdurlar.


Efendiler, dahil olduğumuz halk devrinin, milli devrin, milli tarihini yazabilmek için kalemlerimiz sapanlar olacaktır. Bence halk devri, iktisat devri kavramı ile ifade olunur”
***

Lafın güzelliğine, ifadenin  vurgusuna bakar mısınız?
Biz Atatürk’ün bu sözünü Ziraat Fakültelerinin duvarlarına süslü püslü harflerle yazdık ama yapmayı unuttuk.
O günden bu yana doru dürüst bir toprak reformu dahi yapmadık.
O günden bu yana köylüyü milletin efendisi haline getiremedik.
O günden bu yana sağlam ve sarsılmaz bir üretim politikası belirleyemedik.
Bu gün bizzat yaşadığımız o gıda ithalatları, sebze-meyve pahalılığı ve hatta tanzim satışları falan var ya, işte onların hepsi ve daha fazlası böyle bir dahi insanın “yapın” dediğini yapmadığımız için geliyor başımıza.
Dinlemediğimiz müddetçe de gelmeye devam edecek.
Zira…
O hep ve her zaman haklı çıkıyor…
100 yıl önce, bugünü işaret eden uyarılarında bile…
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının yıldönümünde saygı, sevgi ve özlemle anıyorum…
2209099_810x458