Arkadaşlar arası şakalarımızda hudut tanımazdık.
Ama şakalarımızda karşı tarafı rencide edecek şekilde olmazdı.
Hikmet’in en çok yaptığı şakada kayınbiraderinin yürüyüşüydü.
Adamcağızın yürüyüş şekli gerçekten komik sayılırdı.
Biz de “Hikmet senin kayınço nasıl yürüyor” dediğimizde,
elindeki işi bırakır kalkar yapardı.
Hikmet pasaj içinde ince uzun bi dükkanda terzilik yapardı.
Gene bir gün sohbette senin kayınço nasıl yürüyor dediğimizde, hemen kalktı.
Tam yürürken kayınçosu da dükkana girdi.
Kapıya arkası dönük Hikmet kıvırta kıvırta yürüdü.
Geri dönüp yürümeye başladığı an kayınçosunu gördü.
Kayınçosu kibar bi insan olduğu için görmezden geldi.
Tam o sırada da Hikmet’in babası kapıdan girdi.
Hepimiz ayağa kalktık.
İçimizde en büyük olan Münir abi gülerek.
Kamil abi “bu oğlan hiç sana çekmemiş” dedi.
Kamil abi gülmeye başladı.
“Bizim evlendiğimiz zaman başlık parası vardı.
Başlık parası olmayan evlenmezdi.
Bende askerden geldikten bir sene sonra,
anama kız bakmasını söyledim.” Anacığım çok sevindi.
“Oğlum başlık parasını nasıl ödeyeceksin” dedi
Bende o zamana kadar 1000 lira başlık parası biriktirmişim.
O zamanın akıllı güzel kızların başlık paraları da 4000-5000.₺
Bunun anasını da başlık parası 1000.₺
“Bin liralık karının doğurduğu çocuk bu kadar olur işte”
Dedikten sonra gülmeye başladı.