“Yaşamak direnmektir, sevmek güvenmektir. Unutma; insan çoğu zaman dünyanın hakimi, bazen de küçük bir kalbin esiridir.” Mevlana

 Yaşamımızda iyi şeyler oldu mu? Seviniriz.

Kötü ya da olumsuz bir şeyler oldu mu? Üzülüyoruz.

Sevindiğimiz olaylara bir neden aramayız.

Ama bizi üzen, sıkıntıya sokan olaylara nedenler arar, bulur ve o üzüntüyü çoğaltırız.

İnsan sevilirse mutlu olur ve sevildiği için sevinir. Sevilmezse mutsuz olur ve üzülür.

Fuzuli’ye sormuşlar: Sevmek mi daha güzeldir, sevilmek mi?

Fuzuli: Sevmek demiş.

Neden olarak; sevildiğinden hiçbir zaman emin olamazsın.

Sevdiğiniz insan sizin için neleri feda edebilir?

Bilemezsiniz.

Feda ettiği şeyleri de öğrenemezsiniz!

Onun için sevildiğinizden emin olamazsınız!

Emin olamadığın için de hep kuşkuyla, acabalarla yaşarsınız.

Sevgi, yalan sözlerle sağlanamaz. Sevgiyi: Ne para ile, ne zorlama ile kazanabilirsin. Sevgide, dış güzellik önce dikkatini çeker, ama tanımaya başladıkça o insandan soğuyabilirsin. Karşındaki insanın gözleri ışıldamıyorsa sevgi vardır, sevildiğinizi sevdiğinizin gözlerinden anlarsınız.

Anlayamıyorsanız? O zaman sevginizi tekrar sorgulayın derim.

Yaşam eski zamanlardaki gibi değil artık! Şimdiki zamanda sevgi, birbirimizi kandırmak ve ütmek üzere kuruluyor. Oysa yaşam, adaletli bir paylaşım ve sevgi üzerine kurulursa yaşanır olur. Kimse ihtiyaçlarını tek başımıza karşılayamaz. Benim sana ihtiyacım olduğu kadar senin de bana ihtiyacının olduğunu bileceksin. Paylaşmak sevgi kaynaklıdır. Ancak birbirimizi severek, yardım ederek hayatı daha kolay ve yaşanır kılabiliriz. Birleşirsek çoğalırız. Ayrışırsak yok oluruz. Şimdi en büyük sevgi olan: Vatan sevgisinde birleşerek çoğaltabiliriz. “Sen-Ben” Yok artık. Biz olma zamanı. Unutma! Karşılık beklenmeyen tek sevgi vatan sevgisidir.