Birlikte görev yaptığı öğretim üyesi arkadaşları Yılmaz Büyükerşen’e zaman zaman “Seninle ilgili acayip bir durum var. Kim seninle takışıyor, uğraşıyor, kavga ediyorsa, bu durum onlara hiç mi hiç yaramıyor.” diye takılırlarmış…
“Sana bulaşan eğer siyasetçiyse, siyaset sahnesinden gidiyor, bürokratsa koltuğundan oluyor.” Diyerek, ilginç bir şekilde korunduğunu ima ederlermiş.
***
Süreç içinde birkaçına şahit olunca biz de kendisine bir sohbet sırasında bu durumu sormuş, şu cevabı almıştık:
-“Vallahi arkadaşlarım da sürekli aynı şeyi söylüyor. Demek ki Allah doğru olanı koruyor, kolluyor. Benimle hak etmediğim şekilde kim uğraştıysa, bir şekilde kendisi zarar gördü, görüyor”
***
Hatırlarsanız, Büyükerşen ile takışıp kavga eden birçok rakip siyasetçi, hatta kendi partisinden bile pek çok isim bugün siyaset sahnesinde yok!
***
Yine hatırlarsanız, siyasetçilerin dışında en son Anadolu üniversitesi Rektörü videolu paylaşımlar yaparak Yılmaz Büyükerşen’e çok da hoş olmayan göndermelerde bulunmuş, ardından aynı Rektör istifa etmek zorunda bırakılmış, neticede o da koltuğundan olmuştu…
***
Malumunuz olduğu üzere, biraz da mahalli seçimlerin yaklaşmasının da etkisiyle yine Büyükerşen ile rakip partilerden, hatta kendi partisi içinden de olmak üzere takışan, kavga eden isimler çıkmaya başladı…
Doğrusu merak ediyorum…
Büyükerşen ile şu sıralar takışan-kavga eden bu isimlerin akıbeti de öncekiler gibi mi olacak?
Yoksa…
Tam tersine “Büyükerşen ile kavga eden yanıyor” geleneği sona mı erecek?
Gerçekten merak ediyorum…
BÜYÜKERŞEN-27
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


ARADAN YÜZYILLAR GEÇSE DE…

Roma İmparatorluğu döneminde, çalışmayan kitlelerin anarşiye kaymamaları ve yönetime karşı haklarını aramamaları için yılın belli dönemlerinde at yarışları ve gladyatör dövüşleri düzenlenirmiş. Ayrıca kentte yaşayan herkese belli miktarlarda mısır unu ve zeytinyağı gibi gıda yardımları da yapılırmış.
***
Böylece bir yandan imparatordan yardım alan fakir halk, diğer yandan da gösterilerin yapıldığı arenaya sokulur, gösterinin başlamasından kısa bir süre sonra birbirini vahşice katledecek olan gladyatörlerden birini destekler, böylece öfkesi alınır ve yukarıdakilerin neler yaptıklarıyla pek ilgilenmezlermiş.
***
üstelik bu dönemde kitleleri bir araya getiren arenalar arttıkça sanata olan ilgi de azalırmış ve kitle kültürü sanatın önüne geçermiş.
Kısacası…
Durum, şimdinin futbol karşılaşmalarını, dizi filmlerini ya da televizyon programlarını izlemek için ekran karşısına geçen geniş kitlelerinkiyle birebir aynıymış.
Ömür Kurt, "Küçük Adamlara Büyük Oyunlar" isimli yazısında dile getirmiş.
Çok beğendik…
roma-1
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ÜÇ BAŞKAN YILLAR SONRA AYNI KONGREDE KURULTAY DELEGESİ…

CHP’nin Eskişehir il kongresi önemli olaylara sahne oldu…
Mesela…
Talat Yalaz delege sayısı üstünlüğü rakibinde olmasına rağmen seçimi net bir farkla kazanıp, zoru başardı…
***
33 yaşındaki Talat Yalaz CHP’de seçilmiş en genç il başkanı oldu.
***
“Kongre, kongre salonunda kazanılır” sözü hayata geçti.
***
“Örgüt şunun elinde, bunun emrinde” sözleri hikaye oldu.
***
İlk defa CHP il yönetimi 10 erkek 10 kadından oluştu.
***
Örneğin İl yönetiminin yarısı 35 yaş altı gençlerden oluştu.
***
Yukarıda sıraladıklarımızın dışında CHP İl kongresinde üç belediye başkanı kurultay delegesi seçildi.
Hatırlanacak olursa bir önceki kongrede Tepebaşı Belediye başkanı Ahmet Ataç kurultay delegesi yazdırılmamış, daha önceki kongrede de Büyükerşen ve Ataç aynı oyu aldıkları için kurultay delegeliği için kuraya kalmış, Ataç’ın kuradan çekilmesiyle Büyükerşen kurultay delegesi olmuştu…
kongre
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

......