“” İnsanların takvimiyle sokak şartlarında oldukça uzun yaşamışım. Kaç yaz, kaç kış geçti bilemiyorum. Ama şimdi hem mevsim sonbahar hem benim ömrüm…
Annem beni ve kardeşlerimi hangi kuytularda, hangi fedakarlıklarla büyüttü çok hatırlamıyorum şimdi. Ama yorgun hem de çok yorgun olduğumu biliyorum. Gidişim, hayatta tutmaya çalıştığım son güzel yavrumu, bir de insan annemi üzecek ama artık benim yaşama isteğim de, gücüm de kalmadı. Dedim ya yorgunum!
Kendimi bildiğim andan itibaren hiç aç kalmadım; insan annem o güler yüzü, sıcak seslenişiyle beni, bebelerimi ve diğer kedi kardeşlerimi hiç aksatmadan özenle besledi, baktı.
Ben doğuştan vahşiydim; kendimi kimselere elletmedim, hep uzaktan sevdiler beni, “ne de güzelmiş dediler”, gerçekten de güzeldim, yeşil gözlerim kendinden sürmeli, uzun beyaz beyaz tüylerim hep tertemizdi. Ta ki, o kötü hastalık beni pençesine alana kadar. Gücüm olmadı güzel tüylerimi yalamaya, sağlıklı günlerdeki temizliğim kalmadı son günlerimde, insan annemin bana hüzünle bakan gözlerini, çaresizliğini görüyordum, bilmişti benim çok hasta olduğumu, ama o halimde bile ona kendimi tutturup elletmedim.
Böyle ders almıştım annemden, babamdan, benden büyük cinsimden. “Kaç insanlardan, kaç” dediler hep bana. Vardır bir bildikleri diye yaşadığım sürede hep uzak durdum onlardan..
İşte şimdi gitmeye hazırlanıyorum, son güzeller güzeli bebeğim acaba arkamda sağ ve salim kalabilecek mi? Ona çok emek verdim, diğer üçüne sütüm yetmedi, oysa insan annem beni her zaman yaptığı gibi çok iyi ve özel besledi. Ama yine de sütüm ancak tek bir bebeğime yetti. Bu nedenle üç miniğim kısa süre aralıklarla öldüler. İşte şimdi o tek canım arkada kalan. Nasıl da bana benziyor meleğim..
İnsan annem, Ece annem! Benim için üzülme ne olur, beni çok sevdin ve bir sokak kedisi ömrü için uzun yıllarda, sağlıkla yaşattın. Ayrıcalıklıydı yerim senin yanında iyi bilirim. Sana sağlığımda kendimi elletmedim ama başka boyuta geçtiğimde geride kalan bedenimi lütfen kucakla ve onu toprakla buluştur, bu benim senden son isteğim olacak..””
Bahçemizin beyaz gülü beni bıraktı gitti; yıllarca elletmediği bedenini, kasılmış buz gibi olmuş haliyle kucakladım ve toprakla buluşturdum, o artık anılarımda ve fotoğraflarımda. Güle güle güzel, özgür kızım. Buluşacağız elbette seninle ve diğer yitirdiklerimle bir gün. O güne kadar kendine iyi bak emi…