“Hayvanların hissettiği acıyı insanların hissettiği aynı miktardaki acıdan daha önemsiz görmenin hiçbir ahlaksal gerekçesi olamaz. Peter Singer.” 

     Bir haftayı geçkin süredir duyarlı yürekler, vicdan sahibi insanlar endişe, acı içinde. AKP MYK toplantısından sızan bir haberde, hazırlanan bir yasa tasarısı olduğu, bu tasarıda tüm sahipsiz sokak köpeklerinin toplanacağı, sonrasında sahiplendirme ilanlarının açılacağı, 30 gün gibi kısa bir sürede yuva bulamayanların ise uyutulacağı yer almaktaymış.
     2004 yılında yürürlüğe giren “Hayvan Hakları Yasası” kapsamında sahipsiz hayvanlarla ilgili görevli belediyeler, bugüne kadar “aşıla, kısırlaştır, aldığın yere bırak” hükmünü bihakkın yerine getirmiş, devlet bu iş için yerel yönetimlere yeterli kaynak aktarımını yapmış olsaydı, bugün böyle bir yasa tasarısı hazırlığı içinde olmazdı siyasi otorite sahipleri.
     O günden bugüne sokak canları sürekli yok sayıldı, sorunları sürekli ötelendi, yasa gereğini yerine getirmeyen belediyelere etkin cezalar uygulanmadı. Şimdi de sanki bu günün, bu canların popülasyonundaki artışın sorumluları onlarmış gibi, çareyi bu masumları öldürmede bulmuşlar, öldürmenin adını da yumuşatma amaçlı “UYUTMA” koymuşlar.
     Ortada bir sorun varsa bu sorunun çaresi insani ve vicdani olmalıdır ve bu asla mazlumların canını alarak olmamalıdır!
     Kısırlaştırma diyoruz yıllardır; etkin ve hızlı hatta seferberlik gibi. Maliyeti yüksekmiş! Ama öğrendik ki uyutma dediğiniz yok etme yönteminin de maliyeti hiç te az değilmiş, hatta kısırlaştırmadan daha fazla. Ama sizler, ölüm şeklini maliyeti düşürme adına, canlı canlı toprağa gömme, başlarını kürekle ezme veya çok ucuz yoldan zehirlerle yapmayı düşünüyorsanız o başka elbette.  
     Bizleri kutuplaştırmayın lütfen; hayvan dostu, hayvan düşmanı yaftalarıyla ayrışmayalım. Ortada bir sorun varsa -ki var olduğu belli- bunun çözümünü can alarak değil, yaradanın can verdiği tüm canlıların aynı bizler gibi yaşam hakkına sahip olduğu bilincine vararak en insani en vicdani çözüm yolu olan kısırlaştırma, sonrasında yaşatma doğrusuyla hareket edelim, nedense hiç denenmeyen, çaba sarf edilmeyen bu yolda gidelim hep birlikte. Siz devlet olarak bu yola girin hele, sonrasında bir bakın arkanızda ne çok destekçiniz olacak; belediyesi, devlet kurumları, sivili, özeli hepsi de arkanızda, yanınızda olacak.
     Dünyaya kendimizi yuhalatmayalım, ikinci bir Hayırsız Ada vakasıyla vicdanlarımızı yaralamayalım. Devlet öldürmez, yaşatır! Bu çok açık değil mi?