Artık O gün, meslektaşlarım gazeteciler arasında bir 15 senedir giderek benimsendi, özellikle bizlerin haber kaynağı olan siyasetçiler, kimi üst düzey yöneticiler, bürokratlar, yerel yöneticiler, hatta samimi okurlar tarafından “unutulmaması gereken günler” arasına kaydedilir oldu…
Eh, doğal olarak da bizzat gazeteciler tarafından. O tarih;
-10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü!..
Her 10 Ocak’ta olduğu gibi bendeniz de, denk geldi tam o gün anlamına ve önemine ilişkin bir yazı yazmış, sonlarına doğru eklemiştim;
-Bu yılda belediyelerimizin düzenlediği bir yemekte buluşularak kutlanacak!..
Bu yazı da o buluşmaya ilişkin notları “ihtiva” edecek!..
Çağrılılar, Gazetelerin, Televizyon kanallarının yönetimleri ve internet medyasının yetkilileri tarafından Personeli tarafından Belediyelere bildirilmesiyle belirlenir. Genellikle “Haberdar olma” yöntemi bu şekildedir.
Bende listede olduğuma ilişkin haberi gazetemiz yönetiminden beklerken, Tepebaşı Belediyesi’nden geldi davet;
-Hüsnü Bey, 10 Ocak’ı hatırlatayım istedim!..
Düşündüm ki;
-Ahmet Ataç Başkan beni unutmamış!..
Öyle değilmiş , davet sahibi Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri çağrı görevini aralarında paylaşmış.
Neden protokol masasındayım?
Tepebaşındaki görevliye, “mümkünse” diyerek iki isim daha eklettim. İlki şehrimizin yetiştirdiği gazetecilerden, TRT’nin Merkez Haberleri Müdürlüğüne kadar yükselen Coşkun Kartal. Diğer isim ise BBC Türkçe’nin isim yapmış görevlilerinden kızım Rengin Arslan…
Aramıza Sonolay’ın ve Hürriyet Haber Ajansı’nın Eskişehir kadrosunda unutulmaz haberlere imza atan Kemal Yılmazer kardeşimizi de alarak salona girdiğimizde bir sürpriz karşıladı beni: Görevli kızımız İsim listesine bakarak;
-Kemal Bey, siz milletvekilleri masasında yer alacaksınız!..
Mecburen ilerledik. Sahnenin kenarına düzenlenmiş protokol masasına geldiğimizde bir başka sürpriz de bana denk geldi! Cemiyet Başkanımız Sevgili Yılmaz Karaca;
-Hüsnü Abi, senin yerin burası!..
Baktım, Hüsnü Arslan yazıyor. Sağ yanımda Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Solumda İstikbal Gazetesinin yeni imtiyaz sahibi Vedat Celal Alp, Onun da yanında Başkan Yılmaz Karaca’nın isimleri…
Devamında eski Başkan Yılmaz Büyükerşen, Büyükşehir Başkanı Ayşe Ünlüce, CHP İl Başkanı Talat Yalaz ve Medya organlarının sahipleri ve onların arasında;
-Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç…
Bense hala düşünüyorum;
-Neden protokol masasındayım?
Kendimce bulduğum yanıt “Meslek kıdemlisi olarak onurlandırmak istemiş olmalılar.” Diyorum kendi kendime!..
Bana ve arkadaşlara bir sürpriz…
Yemek başlıyor. Kısa bir aradan sonra protokol konuşmaları. Doğal olarak ilk söz Cemiyet Başkanımız Yılmaz Karaca’nın ve adaşı Yılmaz Büyükerşen abimin!..
Sayın Büyükerşen, Merhum Bülent Ecevit’in bizlere armağanı “212 sayılı yasanın hazırlanışına önemli katkılarda bulunduğunu” söylüyor, alkış alıyor…
Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye başkanları Sayın Kurt ve sayın Ataç da kısa konuşmalarında mesleğin sorunlarıyla birlikte, gazeteciliğin önemine vurgu yapıp bizleri onurlandırıyor, onlar da alkışlanıyor elbet…
Burada son söz Büyükşehir Başkanımız sayın Ayşe Ünlüce’nin o da kısa ama içi dolu konuşmasında “tutukevlerindeki meslektaşlarımızdan, Sınır Tanımayan Gazetecilerden söz ederken” içten alkışlarla karşılanıyor.
Bu özelliğini kızım Rengin Arslan da “Harika, çok vurgulayıcı bir konuşmaydı” diyerek teyit edecekti ki, haklıydı…
Sırada onurlandırma…
Araya bir sanatçının girmesinin ardından yapılan anonsla “meslekte 50 yılı tamamlamış” gazetecilere onur plaketi verileceği duyuruldu ki, benim için tam anlamıyla sürpriz oldu. Kimler vardı sevgili meslektaşlarım arasında bu plaketi hak eden, sayalım;
-Kemal Yılmazer, Mehmet Göktekin, Sadi Seda, Yılmaz Karaca, Bülent Özyazıcı, Engin Bayrı, Gönül Öktem, İbrahim Yüksel…
Dün Görüştüğüm Bülent Özyazıcı, öneriyi Kazım Kurt’a kendisinin götürdüğünü ve kabul gördüğünü söyledi. Ne yazık ki öneri sahibi sevgili Bülent, bir yakınının cenazesi nedeniyle gittiği Balıkesir’den, törene yetişememişti.
Bense bir beş yıl kadar önce, Rıdvan Uysal abimle birlikte ,Yılmaz Hoca tarafından 50 yıl plaketi ödülüyle “onurlandırıldığım” için kendimi “tasnif dışı” sayıyordum!..
Ama benim de ismim “60 yıllık gazeteci” olarak anons edilince şaşırmakla birlikte gururlandım tabii…
Güzel ifadeler vardı plakette. Ayrıca onu Büyükşehir Başkanı Sayın Ayşe Ünlüce’nin elinden almak gerçekten onurlandırdı beni… Bunu takdim sırasında kendisine söylediğimde aldığım şu karşılık da;
-Ben de Onur duydum Hüsnü Bey!
***
Ne de çok olmuşuz geçtiğimiz yıllara bakınca! Bir ekleme yapıp bitirelim
-Ne de çok yaş almış gazeteci biriktirmişiz Eskişehir’de!..