Daha önce de yazdık…
Milletvekili seçim sonuçları göz önüne alındığında CHP Eskişehir’de başarılı çıktı…
Çünkü…
-2015 Haziran seçimlerinden sonra ilk kez Eskişehir’de birinci parti oldu.
-2 olan milletvekili sayısını 3’e çıkarttı.
-Eskişehir’de aldığı oy oranı partisinin Türkiye ortalamasının üzerine çıktı.
***
Aynı seçim sonuçlarına göre ise AK Parti Eskişehir’den başarısız çıktı…
Çünkü…
-2015 seçimlerinden sonra ilk kez Eskişehir’de ikinciliğe düştü…
-3 olan milletvekili sayısını 2’ye düşürdü.
-Eskişehir’de aldığı oy oranı partisinin Türkiye ortalamasının altında kaldı.
***
Bunların dışında Eskişehir’de CHP’nin başarılı, AK Partinin ise başarısız çıktığını gösteren önemli bir durum daha var…
CHP bir önceki seçimde 40 bin oy gerisinde olduğu AK Partiyi bu farkı kapatıp geçiyor, AK Parti bir önceki seçimde CHP’ye attığı 40 bin farkı koruyamayarak, geride kalıyor…

ak parti (4)

chp-23
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

ÇADIRIMIN ÜSTÜNE ŞIP DEDİ DAMLADI!

CHP bir zamanlar baraj altında kalmasın diye seçmenini el altından HDP’ye yönlendirdi.
***
Aynı CHP yine bir zamanlar baraj altında kalmasın diye seçmenini el altından MHP’yi desteklemeye yönlendirdi.
***
Yine CHP bir zamanlar Cumhurbaşkanı adayı çıkartabilsin diye 15 milletvekilini bu kez aleni İYİ Partiye verdi.
***
CHP son seçimde kendi listesinden aday gösterdiği dört partiye 40’a yakın milletvekili hediye etti.
***
Şimdi…
CHP listelerinden girerek mecliste 15 sandalyeye sahip olan DEVA, mecliste gurup kurabilmek için CHP’den 5 milletvekili daha istemiş!
Valla CHP ne yapıp edip DEVA’ya 15 milletvekilini hemen vermeli!
Hatta…
Gelecek, Saadet ve Demokrat partinin de mecliste gurup kurması için o partilerin milletvekili sayısını 20’ye tamamlamak için harekete geçmeli!
Nasıl olsa seçmenini de alıştırdı!
***

Ne diyelim?
Hani bir türkü var ya “Çadırımın üstüne şıp dedi damladı.” sözleriyle başlayan.
İşte bu türkü aslında tam anlamıyla CHP için yazılmış bir türkü gibi sanki.
Özellikle de türkünün içinde geçen  “Veresiye vere vere kalmadı kalmadı.” sözü bildiğiniz CHP’nin tarifi gibi…

kılıçdaroğlu-10

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


ELALEM NEYLE UĞRAŞIYOR, BİZ NEYLE?

Anadolu Üniversitesi önceki dönem rektörlerinden Davut Aydın anlattı.
İsveç vatandaşı olan bir kadın İsviçre’ye gidiyor.
Burada işe giriyor, İsviçreli olan eşi ile evleniyor, bu ülkede çocukları oluyor.
Neticede tam 34 yıl bu ülkede yaşıyor.
***
34 yılın ardından “Madem uzun süredir bu ülkede yaşıyorum. Geri de dönmeyeceğim. O halde vatandaşı olayım” düşüncesiyle, ilgili makamlara vatandaşlık müracaatında bulunuyor.
***
Süreç devam ederken, İsviçre dağlık ve süt hayvancılığı yapılan bir ülke.
İneklerin boynuna da çan takılması gibi bir gelenek oluşmuş.
İşte bu kadın ineklerin boyunlarına takılan bu çanların çıkardığı sesten rahatsız oluyor.
Çanların sökülmesi için dava açıyor.
Mahkeme davayı inceledikten sonra “Bu bizim ülkemizin bir geleneği ve kültürüdür” diye talebi ret ediyor.
***
Mahkemenin kararı vatandaşlık başvurusu incelemesine yansıyor.
Ve bu inceleme sonucu İsviçre makamları vatandaşlık başvurusu yapan kadına “Siz bizim ülkemizin kültürünü içselleştirememiş ve dava açmışsınız. O yüzden sizin bizim kültürümüze uyamayacağını düşündüğünüz için vatandaşlık talebinizi kabul edemeyeceğiz” kararı veriyor.
***
Demek ki mesele dilde, parada, eğitimde değil…
Mesele kültürde…
Yaşadığınız ya da vatandaşı olduğunuz ülkenin kültürünü içselleştirip, içselleştiremeyeceğinizde…
Şu sırlar ülke sığınmacı, mülteci, vatandaşlık konusu gündemde ya…
Meseleyi bir de bu örnek üzerinden değerlendirmek gerekiyor galiba…

inek-2

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,