Kemal Kılıçdaroğlu…
-Adalet yürüyüşünden başlattığı mücadelesiyle iyi bir muhalefet ortaya koydu.
-2019 mahalli seçimlerinde izlediği politika ve gösterdiği adaylarla büyükşehirlerin kazanılmasında en önemli aktör oldu.
-Altı tane birbirine benzemeyen düşünceye sahip partiyi toplumsal uzlaşma anlamında bir araya getirmeyi başardı.
***
-Cumhurbaşkanı adayı olmasıyla birlikte üstün bir performans sergiledi.
-Söylem, tavır ve davranışlarıyla, adaylığına karşı çıkanların bile kendisine olan kanaatlerini değiştirdi.
-Devlet imkanları karşısında yarışmak zorunda kaldı.
-Haksızlığa, iftiraya uğramasına rağmen seçim sonuna kadar dilini ve tavrını değiştirmedi.
-Tüm bu olumsuzluklara rağmen adaylık sürecinde fark yarattı.
***
AMA-FAKAT-LAKİN…
-Önemli olan maçın sonunda tabelada yazan sonuçtur.
Kılıçdaroğlu çıktığı ve elinden geleni fazlasıyla yaptığı bu maçta yenildi!
***
Tamam. Adaletsiz bir seçim süreci yaşandı.
Tamam. Sığınmacılar oy kullandı.
İktidar kontrol altına aldığı medya ile istediği yönlendirmeyi yaptı. Buna da tamam.
Ancak.
Kemal Kılıçdaroğlu aday olduğunda bunların hatta daha fazlasının olabileceği zaten biliniyordu.
***
Demek ki ortada bir başarısızlık var.
Bu başarısızlık “Biz mesajı aldık. Bu sonuçtan dersler çıkarttık” söylemiyle geçiştirilemeyecek ciddiyette bir durum.
Bakın şimdi?
Erdoğan 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde de, 2018 seçiminde de, geçtiğimiz hafta sonu yapılan seçimde de yüzde 52 oy almış.
Sekiz yılda oyu hiç düşmemiş.
Demek ki bundan önceki mesajlar da alınmamış.
Demek ki bundan önceki seçim sonuçlarından da ders çıkartılmamış.
***
Sonuç olarak söylemek istediğimiz şu:
-Kaybedilen bir seçimin ardından hiçbir lider (sadece Kılıçdaroğlu için değil kaybeden tüm liderler için geçerli) hiçbir şey olmamış gibi davranamaz.
-Hiçbiri kaybedilmiş bir seçimi normal bir seçimmiş gibi gösteremez.
Başarısızlığın bir bedeli olmalı ve bu bedel de istifa mekanizmasının çalışmasıyla ödenmeli.
Son cümle:
Her seçim yenilgisinden ders çıkartıp, her dersten aynı kırık notu alarak sınıf da geçilmez, iktidara da gelinmez!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
SEÇİMİN ENTERESAN DÖNÜŞLERİ KALDI HATIRLARDA…
Yaşadığımız seçim öncesi sürecinin en enteresan tarafı da:
-“İktidarın 20 yıllık günahına asla ortak olmayız” diyen Yeniden Refah Partisi genel Başkanı Fatih Erbakan’ın Erdoğan ile el sıkışıp, Cumhur İttifakına katılması…
***
-“İkinci tura kalamaz isek, sizlere cenneti vadedemezsek bile cehennemin kapılarını kapatacağız” diyen Sinan Oğan’ın Erdoğan’a destek açıklaması yapması.
***
-“İkinci tura kalırsam Kılıçdaroğlu’nu desteklerim” diyen Muharrem İnce’nin tarafsız kalacağını açıklaması…
***
-“Kılıçdaroğlu kazanırsa Türkiye’de iç savaş başlar, kaos olur” diyen Ümit Özdağ’ın ikinci turda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini açıklaması oldu.
***
Ne diyelim?
Demirel’in “Dün dündür bugün bugündür” lafı gerçekten de ne kadar siyaseti tarif eden bir sözmüş!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
BİR TEK MHP İL BAŞKANI!
MHP Eskişehir il başkanına soruyorlar seçim sonuçlarını…
***
Kendi partilerinin de içinde bulunduğu Cumhur İttifakı adayı Erdoğan’ın seçilmesinin memnuniyet verici olduğunu söylüyor.
***
Ardından Eskişehir’deki seçim sonuçlarını değerlendirerek “Eskişehir’de Milliyetçi Hareket Partisi olarak başarısız olduk. Bunun nedenlerini araştıracağız” diyor.
***
Diğerlerinin yaptığı gibi başarısızlıktan başarı çıkartma yoluna sapmıyor.
Lafı eveleyip gevelemiyor.
Açık açık “Ortada bir başarısızlık var ve biz bu başarısızlığın nedenlerini arayıp bulmak ve gerekli tedbiri almak durumundayız.” Diyor.
***
Eskişehir’de bir milletvekili kaybeden, ikinci parti konumuna düşen, Türkiye ortalamasının altında oy alan AK Parti ile “Eskişehir’de bir milletvekilimiz garanti. Ülke genelinde yüzde 30 oy potansiyelimiz var” diyen ancak seçimde 6 bin civarında oyda kalan BBP’den, Eskişehir sonuçlarına ilişkin hala ses yok.