Bundan bir süre önce, Ankara’da, önemli konumu bulunan bir isimle tesadüfen bir araya gelmiştik…
“Ankara’da durum ne alemde?” diye de bir soru yöneltmiştik sohbet sırasında.
Öğrenmek istediğimiz iktidar cephesindeki durumdu.
O önemli isim son derece ilginç bir tespitini dile getirdi.
***
Dedi ki: “AK parti içindeki üst düzey siyasetçiler de, Ankara’da görev yapan üst düzey bürokratlar da son zamanlarda Cumhurbaşkanına yaranabilmek için adeta yarış halinde. Bir şekilde gözüne girebilmek için, kendi kafalarına göre akla mantığa sığmayacak işler yapmaya başladılar.
***
İktidar cephesinden de yaranma adına yapılan bu saçmalıklara müdahale edilmediği gibi, müsamaha gösterildi hatta bu tür saçmalıkların yapılması, yapanın sırtı sıvazlanarak teşvik edildi.
***
 Eğer bu saçmalık böyle devam ederse, iktidara muhalefetin veremeyeceği zararı bunlar verecek. Bakın göreceksiniz yakında bu yaranma, göze girme saçmalığı bir yerde çok fena patlayacak.”
***
Ne yalan söyleyelim, Ekrem İmamoğlu’na verilen  hapis ve siyasi yasak kararını duyar duymaz aklımıza yukarıda bahsettiğimiz önemli konuma sahip bu ismin söyledikleri geldi aklımıza…

EKREM-1

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

VAKIFLAR TİCARİ ALANIN DIŞINA ÇEKİLMELİ…

2002 yılında vakıfların AB uyum yasaları kapsamında genel içtihatlara uygun hale getirilmesi çalışmaları başlar.
Sapanca’da geniş katılımlı bir toplantı yapılır.
Bu toplantıda; mahkeme kararı olmadan vakıflarda arama-tarama, baskın yapılamayacağı maddesi kabul edilir.
Böylece kolluk kuvveti denetimi tehlikesi ortadan kalkar
Ardından. Avrupa’da olduğu gibi vakıfların tek bankada tek hesabının olması maddesi ret edilir.
Böylece mali takip ve denetim tehlikesi de ortadan kalkmış olur.
Sonrasında ise, vakıfların üst mercii olan atama ile belirlenen Vakıflar Meclisinin seçimle belirlenmesi kararı alınır.
Böylece tecrübe, uzmanlık, liyakat aranmadan, sokaktan geçen biri bile bu mecliste yer alabilecek hale gelir.
Sonuçta: siyasetin yol vermesi ve kamu kaynaklarının kullanımıyla vakıflar devasa servetlere ulaşmaya başlar.
***
Bilgiler; vakıflar konusunda Eskişehir’de en uzman isim olan Anadolu Üniversitesi eski rektörlerinden Prof Dr Davut Aydın’a ait.
Son günlerde Cemaat ve Tarikatların sahip oldukları vakıflar aracılığıyla edindikleri servetler sıkça konuşulmaya başlanınca biz de sorduk meseleyi kendisine…
***
Vakıfları kapatmanın kesinlikle çözüm olmadığını söyledi önce…
Ardından…
Mali ve Faaliyet kontrolünün sıkı bir biçimde yapılmasının tek çare olduğunu ifade ederek “Vakıfların sadece iştigal alanında kalması ve ticari alanın dışına çekilmesi gerekiyor. Sadece hayırla yürüyen bir yapıda olmalarının sağlanması gerekiyor” dedi.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

“KILIÇDAROĞLU’NUN NE İŞİ VAR ALMANYA’DA”DENİYOR YA…

Önceki gün, Ekrem İmamoğlu’na mahkemece verilen hapis ve siyasi yasak cezası nedeniyle olağanüstü bir gün yaşandı.
Bu olağanüstü saatlerin yaşandığı ortamda CHP liderinin Almanya’da olması da sorgulanıp, eleştirildi.
Pek çok kişi haklı olarak “İmamoğlu’nun davasının olduğunu bile bile Kılıçdaroğlu niçin Almanya’ya gitti?” sorusunun cevabını aradı…
Ne diyelim?
Kılıçdaroğlu mahkemenin karar verme ihtimali olduğunu bile bile Almanya’ya gitmesi elbette sorgulanacak bir durum.
“Muhtemelen herkes gibi o da mahkemenin böylesi bir karar verebileceğine ihtimal vermediği için gitmiştir…”diye değerlendirdik meseleyi…
Öyle ya…
Mahkemeden, siyasetin dengesini böylesine değiştirebilecek, siyasi dengeleri böylesine alt üst edebilecek bir karar çıkmasını kim tahmin edebilirdi ki?

KILIÇDAROĞLU


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
EN KOMİĞİ DE…

Ekrem İmamoğlu’na mahkemece verilen hapis ve siyasi yasak kararı sonrasında sosyal medya üzerinden takip ettiğim AK partili isimlerin paylaşımlarına baktım.
Onların mahkeme kararı ve sonrasında gelişen olayları nasıl değerlendirdiğini öğrenmek istedim.
Çoğu kararın ve yaşananların bir proje olduğunu düşünüyor.
Çoğu tüm olup bitenin karşı mahallede yaşanan bir darbe olduğunu söylüyor.
En komiği de…
Birçoğu Kılıçdaroğlu’na büyük bir oyun oynandığını, Kılıçdaroğlu’na kumpas kurulduğunu ve hakkının yendiğini ifade ediyor!