Seçim tarihi belli olmasa da partiler yoğun bir seçim çalışması başlattı.
AK parti yöneticileri birbiri üzerine ziyaretler gerçekleştiriyor…
CHP’de gidilmeyen ilçe-köy kalmadı.
İYİ parti birbiri peşi sıra kongrelerini yapıyor.
***
Ancak…
Baktığınızda her parti kendi mahallesi içinde yapıyor bu çalışmaları…
AK partililerin yaptığı ziyaret, katıldıkları açılış ve törenlere bakıyoruz, neredeyse tamamı zaten AK parti tabanını oluşturan yerler.
***
CHP’lilerin gitmediği ilçe ve köy yok ama baktığınızda bu ziyaretlerde gidilen yerler, partili belediye başkanlarını, parti binalarını ve parti binaları çevresindeki kahvehaneleri ziyaretten ibaret.
***
Şu sıralar kongrelerle uğraşan İYİ partide de durum farklı değil.
Sonuç olarak:
Partiler şu sıralar kendi tabanlarına dönük seçim çalışması çabası içinde.
Halbuki seçimi kazanmanın yolu karşı mahalleyi ikna edebilmekten, oradan oy alabilmekten geçiyor.
Demek ki hepsi “Kendi oyumuzu alsak yeter” diye düşünüyor.
Ne diyelim?
Umarız sözünü ettiğimiz partiler seçimden zaferle çıkmanın yolunun, oylarını alamadıkları kesimleri ikna etmekten geçtiğinin farkına varır!
Umarız…
Bir gün gelir, CHP’lileri cami cemaati ziyaretlerinde, AK partilileri de Atatürkçü ve sol düşünceye sahip sendika ve STK ziyaretleri yaparken görebiliriz!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ÇOCUĞU PARA İSTEYEN KAYSERİLİ BABA MİSALİ…
Oğlu, Kayserili babasından para ister:
-"Baba 500 bin lira verir misin?"
Baba :
-" Ne? 400 bin lira mı? Ne yapacaksın lan 300 bin lirayı. 200 bin lira neyine yetmiyor? Al sana 100 bin lira yeter."
***
Önümüzdeki süreçte yeni yılın Asgari Ücret tutarı belirlenecek…
Nasıl belirlenecek anlatalım mı?
Tıpkı yukarıdaki fıkra gibi belirlenecek; bundan emin olun…
***
Her yıl olduğu gibi, oluşturulan komisyon bir taraftan işçi sendikalarının, diğer taraftan da işveren sendikalarının tekliflerini alacak…
İşçi sendikaları;
Önce yaptıkları hesabı ortaya koyacak, ardından istedikleri asgari ücret tutarını açıklayıp “Bu rakamın altında belirlenecek olan Asgari Ücreti kesinlikle kabul etmeyiz” diyecek.
Aynı şekilde işveren sendikası da;
Önce yaptıkları hesabı ortaya koyup, ardından verebilecekleri Asgari Ücret miktarını sunup; “Bu rakamın üzerinde belirlenecek olan Asgari Ücreti kesinlikle kabul etmeyiz. Çünkü bu rakamın üzerini veremeyiz. İşçi çıkartmak zorunda kalırız” diyecek.
***
Sonunda komisyon devlet adına yeni Asgari Ücret tutarını belirleyip açıklayacak…
Belirlenen Asgari Ücret, her defasında olduğu gibi işçi sendikalarının istediği ücretin çok altında, işveren sendikasının istediği ücretin çok az üstünde bir ücret olacak…
***
-“Bu rakamın altında belirlenecek ücreti kesinlikle kabul etmeyiz” diyen ve yağıp gürleyen işçi sendikaları da, yine her defasında olduğu gibi paşa paşa devletin belirlediği yeni ücret oranını imzalayacak…
Çünkü sistem böyle kurulmuş.
Çünkü…
Devlet, en düşük ücret olan Asgari Ücrete ve Asgari ücretliye, fıkradaki Kayserili baba gibi bakmaya alışmış.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ADAY BEĞENMEMEK ŞIMARIKLIK MI?
Millet İttifakı yani altılı masa cumhurbaşkanı adayını açıklamadı.
Aday açıklanmayınca ortada isimler dolaşıyor.
Hal böyle olunca da ortada dolaşan isimlere muhalif olanlar ya da destekleyenler deyim yerindeyse birbirine giriyor.
***
İsimler üzerinden büyük bir tartışma yaşanıyor.
Bir kesim aday beğenmeyenleri suçluyor.
-“Peynirin kilosu olmuş 180 lira. Siz neyin şımarıklığını yaşıyorsunuz? Ortaya terlik koysalar gidip destekleyeceksiniz. Yoksa sızlanma hakkınız kalmaz” kafasında…
***
Bir kesim ise bu düşünceye şiddetle karşı çıkıyor…
-“Aday beğenmemek şımarıklık değildir. İnsanlar kaybedecek bir beş yıl daha istemiyor. Her kesimden oy alıp, açık ara seçimi kazanacak bir aday dururken seçime kazanma riski az olan adayla girmek neyin kafası?” diye diretiyor…
***
Sonuç olarak…
Millet ittifakı aday ismi açıklamadıkça sinirler de bir hayli geriliyor…
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
BİZİMKİLERİN DE ARKASINA BİRER TANE LAZIM!
İmparator Aurelius zaman zaman Roma şehir meydanına iner dolaşırmış.
Şehir meydanına indiğinde arkasında sürekli bir uşak bulunurmuş.
Uşağın tek görevi ise insanlar imparatorun yolunu kesip, kendisine övgüler yağdırdığında ve yağ çektiklerinde kulağına eğilerek “Sen sadece insansın” diye fısıldamakmış.
Valla çok hoşumuza gitti bu davranış.
Bugün birçok güç ve makam sahibi insanın arkasına bunlardan birer tane görevlendirmek lazım…
Hem istihdam yaratılmış olur…
Hem de o güç ve makam sahipleri kendilerine gelir!