Eskiden beri; milletvekilleri birbirini sevmez bu şehirde. Aynı partide siyaset yapıyor olmalarına rağmen birbirlerinden hiç haz etmez.
***
Belediye başkanları diğer belediye başkanlarını sevmez.
***
Şehrin zengini, diğer zengini sevmez örneğin.
***
Sanayici sanayiciyi, tüccar tüccarı, esnaf esnafı sevmez.
***
Yıllarca aynı takımda top oynayıp, acı tatlı bir sürü anıyı birlikte yaşamış olan eski futbolcular bile birbirini sevmez bu şehirde.
***
Odaların, derneklerin,kulüplerin aynı yönetimlerinde görev alan insanlar da sevmez birbirini.
***
Şehrin bürokratı diğer bürokratı sevmez mesela.
***
Herhangi bir mekanın masasında oturup gece boyunca birbirlerine iltifat eden insanların o mutlu görüntüsü sizi sakın ola yanıltmasın. Aslında hiç sevmezler birbirlerini! Masadan biri tuvalete gitmek için kalksın. Masadan kalkanla ilgili aynı masada hemen dedikodu başlar.
***
Çok ilginçtir; akademisyenler diğer akademisyenleri sevmez bu şehirde.
***
Siyaset yapan kadınlar, diğer siyaset yapan kadınları sevmez...
***
Velhasıl;
Şehirde herkes birbirine iltifat eder.
Herkes birbirinin ne kadar iyi insan olduğunu söyler.
Herkes herkesi seviyormuş rolü keser...
Ama.
Kimse kimseyi kesinlikle sevmez!
***
Genelleme yapmanın yanlış olduğunu düşünebilirsiniz.
“Bu kadar insafsız olma. Belki birbirini sevenler vardır saydıkların arasında” diye düşünebilirsiniz.
Haklısınız...
Ancak istisnalar kaideyi asla bozmaz.
Zira.
Eskişehir sadece kendine aşık insanlarla dolu bir şehirdir!
Kendini beğenen insanların başkalarını beğenmesi de beklenemez.
Öyle değil mi?
*********
ESKİŞEHİRLİLER İKİ KERE SAHİP ÇIKMALI.
Kalabak suyu Eskişehirlilerin alıştığı, sevdiği ve yokluğunda eksikliğini hissettiği bir sudur.
Dahası…
Yerine başka bir muadili su asla konulmaz.
Zira.
Yılların alışkanlığı buna izin vermez.
***
İşte bu yüzden diğer su firmaları için iyi bir pazar değildir Eskişehir.
Türkiye'de en ucuz sularını Eskişehir'de satmalarına rağmen, kıramazlar Kalabak suyu alışkanlığını.
Sırf bu yüzden zaman zaman iftiraya uğrar Kalabak suyu…
Yaz aylarında artan, kış aylarında soğuk algınlığına bağlı artan mide ve bağırsak rahatsızlıklarının günah keçisi yapılır.
Aslı astarı olmayan dedikodu alır başını gider şehirde.
***
Tamamıyla ticaridir çıkartılan söylentiler.
Rakip su firmalarının körüklediği, sağlık ocaklarında ve okullarda bulunan bazı görevlilerin bilerek ya da bilmeyerek alet oldukları söylentiden ibarettir.
Sırf bu yüzden bile, bu şehirde Kalabak suyuna sonuna kadar sahip çıkılmalıdır.
***
Dün önüme bir bilgi notu düştü...
Eskişehir pazarında daha fazla yer edinme adına, Kalabak suyunu her fırsatta itibarsız hale getirmek isteyen ambalajlı su firmalarıyla ilgiliydi söz konusu bilgi notu.
Saka suyun Japon, Hayat, Sırma, Erikli sularının Fransız menşeli olduğu, Alaçam'ın Nestle, Aqua'nın Pepsi, Damla ve Turkuaz'ın ise Coca Cola firmalarının suları olduğu yazıyordu.
***
Okuyunca “Eskişehirli aslında şehrinin Kalabak suyuna iki kere sahip çıkmalı” diye düşündüm kendi kendime...
Sahip çıkmalı;çünkü bu kendi şehrinin markası...
Sahip çıkmalı;çünkü Kalabak suyu yerine alınan her yabancı suyun parası bırakın şehir dışını, resmen ülke dışına gidiyor.
*******
“İSTİFA İL BAŞKANIYLA SINIRLI KALMAYABİLİR”
AK Partide milletvekili adayı olmak isteyen il başkanları istifa ettirilecek.
Bu durumda olan 30 civarında il başkanı olduğunu ve Eskişehir il başkanı Zihni Çalışkan'ın da bunlar arasında bulunduğunu yazmış, bu yüzden şu sıralar yönetim içinde il başkanlığı için müthiş bir mücadele olduğunu ifade etmiştik.
***
Dün AK parti çevresinde tanınmış bir isimle ilginç bir sohbette bulundum.
“Bırak il başkanını il yürütme dahil tüm kurulların istifası istenebilir. Hatta bu durum iki büyük ilçe için de geçerli olabilir.” dedi...
***
Bu tahmine nereden vardığını sorduğumuzda ise şunları söyledi.
“Eskişehir yönetimlerinde uzun süredir büyük sorun var. Sorun hem yönetimlerin içinde hem de yönetimlerin birbirleri arasında. Yönetimler arasında vekillerle de yaşanan ciddi sorunlar var. Eskişehir müfettişi olan Sakarya milletvekili bir süredir Eskişehir'e gelip gidiyor. Bu geliş gidişlerinde var olan sorunları tek tek tespit etmiş. Dışarıdan bir göz olarak teşkilatların durumunu resmen fotoğraflamış. Bu haliyle bu işin sağlıklı yürümeyeceğini de anlamış. Hatta partinin Eskişehir'de yeni isimlerle ve sıfırdan yeni bir sayfa açmasının zorunlu haline geldiğine ilişkin bir kanaati de oluşmuş. Benim aldığım bilgiler bu yönde. O yüzden partide toptan bir değişim süreci yaşanırsa kimse şaşırmasın.” şeklinde anlattı olup biteni...
***
Böyle bir şey olursa yani yeniden yönetimler oluşturulmak istenirse il başkanı koltuğuna nasıl bir ismin getirilebileceğini sorduğumuzda ise “ Bunu bilemem ama İYİ partinin ardından bizim partinin de il başkanlığına bir kadın atanması sürpriz olmaz” dedi.
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
İKİ YIL ÖNCESİ ZENGİNLERİNİN HAYATINI MI YAŞIYORUZ NE?
Çok değil, bundan iki yıl öncesini şöyle bir hatırlayın...
Yaşadığımız hayat pahalılığı yüzünden resmen iki yıl öncesi zenginlerinin hayatını yaşıyoruz.
İki yıl önce sahil yörelerinde lahmacun ve ayranın 100 liraya satıldığı haberlerini okuyup “Kim veriyor bu parayı?” diye şaşırıyorduk ya, şimdi hepimiz mahalle pidecisinde veriyoruz o parayı!
İki yıl önce 300-500 liralık pantolon giyenler için “Bu kadar parayı bu pantolona nasıl veriyorlar?” diye merak ediyorduk ya, şimdi aynı parayla alıyoruz pantolonları.
Sonuç olarak;
İki yıl önceki zenginlerin hayatını resmen daha da fakir bir halde yaşıyoruz.