Önümüzde seçimler var ve partiler seçilecek olan adayları tıpkı bugüne kadar olduğu gibi bu defa da liste halinde seçmenin önüne koyacak.
Yani...
Çorba Ankara'da yapılacak, seçmene “Ye bakalım birinden birini” denilecek...
Seçmen de önüne konulanlardan birini mecburen tercih etmek zorunda kalacak.
Zira;
Seçmenin “Ben şunu istiyorum” deme şansı yok...
Zaten;
Listeleri yapanların da “Seçmen ne ister?” diye bir derdi yok...
***
Halbuki kararı veren seçmenin ta kendisi...
İstekleri son derece önemli...
Örneğin;
Oy vereceği adayın tanınır olmasını ister seçmen.
Tanımadığı aday pek içine sinmez...
***
Tanınırlığın yanı sıra, aynı zamanda adayın bilinir olmasını da ister seçmen...
Çünkü;
Tanınırlık ile bilinirlik ayrı ayrı kriterlerdir.
Tanıdığı adayın her türlü özelliğini biliyor olması son derece önemlidir.
***
Seçmen mesela oy vereceği adayın güvenilir olmasını da ister.
Güven seçmenin oy verme kriterlerinden belki de en önemlisidir.
Güven duymadığı adaya kendi partisi de olsa oy vermez.
***
Oy verilecek adayın seçilmesi halinde koltuğu doldurup dolduramayacağı, seçildiği makamın hakkını verip veremeyeceği de seçmen için önemlidir.
Zira;
Seçmen makama yakışmayacağını düşündüğü adaya kesinlikle oy vermek istemez.
***
En önemlisi de;
Seçmen oy vereceği adayda samimiyet arar.
Samimi bulmadığı adaya oy vermek için eli gitmez.
Çünkü;
Samimiyet adaylar için en etkili seçim çalışmasıdır.
***
Sonuç olarak;
Seçmen her seçimde tanınır, bilinir, güvenilir, makama yakışan ve samimi özellikleri olan adayların önüne gelmesini ister ki, gidip gönül rahatlığıyla oyunu verebilsin.
Gelin görün ki; listeleri belirleyenler için bu kriterlerin hiç mi hiç önemi yoktur...
O yüzden;
Önümüzde yapılacak seçimler için belirlenecek adaylarda nitelik aramaya falan kalkmayın.
Zira;
Tek özellikleri tepeden inmeye elverişli olan adaylar listelerin seçilebilecek yerlerini yine dolduracak!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
ESPRİ ZANNEDİYORDUM MEĞER GERÇEKMİŞ YA!
Şu Lozan Antlaşmasının gizli olduğu maddeleri meselesi var ya...
Ben espri amacıyla söylendiğini zannetmiştim ama ciddi ciddi inanan biriyle karşılaşınca inanın çok şaşırdım!
Çarşıda, gazeteci olduğumu bildiğini söyleyen ve yolumu kesen, üstelik Madencilik sektörüyle iştigal eden biri söyledi iyi mi?
-”2023'de Lozan Antlaşmasının 100 yıllık süresi doluyor. Gizli maddeler bir bir açıklanacak. Bu 100 yılda bize bizim olan madenlerimizi bile çıkartmamıza izin vermediler. Şu süre dolsun, şu gizli maddeler ortaya çıksın bak ne kadar zenginleşeceğiz” dedi.
***
Öylesine inanmış ki bu söylentiye...
Araya bile giremedim.
Bekledim sözlerini tamamlasın diye...
Ardından Lozan'ın nerede olduğunu sordum, bilemedi...
Lozan Antlaşmasının kaç maddeden oluştuğunu sordum “Bana ne ki?” dedi.
143 maddeden oluştuğunu hatırlatıp, “Bunlardan birini bari söyle?” dedim, “Boş geç onları” diye cevap verdi...
İki kere şaşırdım!
Yukarıda da söylediğim gibi ben bu söylentinin espri amacıyla konuşulduğunu zannediyordum, meğer gerçekten buna ciddi inananların olmasına şaşırdım.
Diğer taraftan...
Buna gerçekten inananların açık maddelerden bi haber olup, sadece gizli maddeleri biliyor olmalarına hayret ettim!
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
“HOCA KESİN ADAY!”
Hakkı Sağlam'ın Yılmaz Büyükerşen ile özellikle son günlerde merak edilen konular üzerine güzel bir röportaj yaptı.
Yaptığı röportaj dün Sakarya gazetesinde yayınlandı ve büyük oranda ilgi gördü.
Söz konusu röportajda Büyükerşen'in sorulara verdiği samimi cevapların yanı sıra ilginç de bir bölüm var.
Bu bölümde Büyükerşen yine Hakkı Sağlam'ın sorusu üzerine Vali, Milletvekilleri, Oda başkanları ve CHP-AKP il başkanlarından oluşan 13 isim hakkında ne düşündüğünü bir-iki kelime ile anlatmış.
***
Hem röportajı hem de sözünü ettiğimiz kişi değerlendirmeleri bölümünü okuyan bir dostumuz aradı.
“13 isim ile ilgili değerlendirmelerini okuyunca, Yılmaz hocanın yeniden aday olacağına karar verdim.” dedi.
Nasıl bu kanıya vardığını sorduğumda ise şunu söyledi;
“Yılmaz hoca 13 isimden sadece AKP il başkanı için olumsuz sayılabilecek bir değerlendirme yapmış. 12 isim için yaptığı değerlendirmeler genelde olumlu sözlerden oluşuyor. Demek ki Büyükerşen seçimler öncesinde durup dururken kavga cephesi yaratmak istemiyor. Bunun bir taktik olduğunu düşünüyorum. Bana kalırsa kişiler ile ilgili bu yöndeki değerlendirmeleri hocanın yeniden aday olacağının önemli bir göstergesi” dedi.
Son derece enteresan geldi yaptığı tespit...
Yılmaz Hoca'nın röportajında yer alan ve 13 ismi değerlendirdiği bölümü bir kez daha okudum...
Yukarıdaki tespiti yapan dostumuzun pek de haksız olmadığını düşündüm