“Sokak köpeklerinin uyutulması tartışılırken, iki yıldır süren, ‘Kanser hastalarında terapi köpeği destekli radyoterapi programı’ ön sonuçları, köpeklerin, hastaların anksiyete ve depresyonunu iyileştirdiği ve tedaviye katkı sağladığını ortaya koydu. Buradan yola çıkan uzmanlar sokak köpeklerinin terapi köpeği olması fikrini bakanlığa sundu.”
     “Sokak köpekleri terapi için göreve hazır” başlıklı bir gazete haberi dikkatimi çekti; giriş kısmında yukarıda aktardığım ve bakanlığa sunulduğu belirtilen yazı yer almaktaydı.
     Eski yıllara gittim hemen; Tepebaşı Belediyesi’nin doğal yaşam merkezinin kurulduğu ilk yıllardı. Bir proje geliştirmeye çalıştıklarını anlatmıştı ziyaretlerine gittiğimiz yetkililer; bazı uygun olduğunu düşündükleri “köpekleri yetiştirerek görme engelli insanlara rehber olarak destek amaçlı sahiplendirmeyi” hedeflemekteydiler. Elbette çok sevinmiştik, heyecanla projenin hayat geçmesi haberini bekledik. Ama zaman içinde bu projeyle ilgili sevindirici bir haber ulaşmadı bizlere, nedenini sormaya vakit kalmadan çok olumsuz şeyler yaşadık canlarımızla ilgili ülke bazında. Oysa bu proje hayata geçirilmiş olsaydı ne kadar çok sahipsiz canımız için güzel şeyler olacaktı, olabilirdi. Ama olmadı işte.
     Çok uzun bir süredir hayvan hakları ile ilgili gönüllülük esasında ferdi ve kurumsal çaba sarf ettiğim için bazı acı gerçekleri daha net fark eder oldum. Biz Türk toplumu olarak, her şeyde olduğu gibi sokak canları konusunda da hep kolaycılığa kaçtık. Barınaklara hayvanları istiflemek, barınağı olmayan belediyelerce kamyonlarla kendi il, ilçe sınırına o canları terk ederek  bu merkezlere sahip olan yerlere adeta canları kakıştırmak gibi. Bütün bunların yetmediği yerde, ucuz tarafından o masumları gizli saklı bazen de aşikari öldürmek gibi.
     Oysa insana yakışan, vicdanlara su serpen projeleri  biraz gayretle, biraz çabayla pekala da hayata geçirmek mümkündü. Ama yapmadık, yapılmadı. Şimdi gelinen son durum ortada. Artan sahipsiz can sayısı ve “uyutmaya mecburuz” diye görüş bildiren siyasi otorite yetkilileri. Yazık, gerçekten de çok yazık!