Bolu Kartalkaya’daki otelde çıkan yangın felaketinin ardından yitirdiğimiz canlarımız nedeniyle üzüntümüz çok büyük.
Diğer yandan muhalefet partilerinin Genel Başkan ve yöneticileri, Belediye Başkanları çok yönlü baskı altında.
Her gün yeni bir gözaltı haberiyle karşılaşıyoruz.
Tüm bu sorunlar yaşanırken siyasetin ilkesel düzeyde kabul edilemeyecek ‘yerel uygulamalarına’ da tanık olmaya devam ediyoruz. 

Pazar günü AKP’nin Eskişehir İl Kongresi ESTÜ (Eskişehir Teknik Üniversitesi) Spor Salonunda yapılacak.
Dikkatinizi çekerim.
İktidar Partisinin İl Kongresi Devlet Üniversitesinin Spor Salonunda yapılacak.
Benzer şekilde geçtiğimiz günlerde AKP Odunpazarı İlçe Başkanlığı Danışma Toplantısı bir devlet okulu olan “Şehit Yalçın Baykuş İlkokulunda” yapıldı.
Başka bir organizasyonda ise AKP İl Örgütü tarafından İl ve ilçe başkanlarının katılımıyla düzenlenen Gündoğdu Mahallesi Danışma Meclisi Toplantısı “İmamı Azam Kuran Kursunda” yapıldı.

Sormak gerekli.
Eskişehir’de salon kalmadı mı ki AKP toplantılarını Devletin eğitim kurumlarında yapıyor?
AKP’nin daha önce ‘Bayramlaşma’ buluşmalarını Kamu kurumlarında yaptığına tanık olmuştuk ama artık devlet okulları iktidar partisinin kullanımına verilmiş durumda.
Üniversitenin spor salonunda
İlkokulda
Kuran Kursu binasında ‘Parti bayrakları eşliğinde’ siyaset yapılıyor.

Yazının başlığındaki soruyla devam edelim.
Okullar kimin?
Okullar elbette ki çocukların, gençlerin eğitim yuvası.
İktidar partisinin ve ortaklarının ‘siyaset yapma yeri’ değil.
Gelinen noktada ne yazık ki,
Okulda
Camide
Kışlada
“Siyaset yapmama” ilkesini tanımayan bir anlayışla karşı karşıyayız.
Bu yanlışlıklar karşısında ne yapılabilir diye düşünürken ise öncelikle Sayın Valinin Parti yöneticilerini uyarması beklenir.
Uyarı yapılır mı, yapılırsa karşılık bulur mu, onu da bekleyip göreceğiz.

Kamu hizmeti veren Belediyeler okullara temizlik desteği vermek için bile sokulmazken;
Okullar,
İktidar ortağı partinin yan kollarına kurs vermeleri 
İktidar Partisinin siyasi toplantıları için sonuna kadar açık.

Siyasetten tamamıyla uzak ‘Milli Eğitimin Temel İlkeleri’ çerçevesinde hizmet vermesi gereken okullarımızın halini siz okuyucuların takdirine bırakıyorum.

NOT: Bugün Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’nun hain bir saldırı sonrasında aramızdan koparılışının 32. Yıldönümü. Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu, kalpaksız Kuvayi Milliyeci Uğur Mumcu'nun karanlık güçler tarafından katledilmesini bir kez daha şiddetle kınıyoruz. 
Siyaset-Mafya-Tarikat ilişkilerini yıllar önce belgeleriyle ortaya koyan, araştırmacı, katıksız bir Kemalist ve Atatürkçü olan Uğur Mumcu’yu özlemle anıyoruz.
Adalet ve Demokrasi haftasında tüm demokrasi şehitlerimize minnet duygularımızı sunuyoruz.