Uzun bir süreden beri merakla beklenen 2025 yılı için geçerli olacak olan ‘asgari ücret rakamı’ açıklandı. 
Açıklama sonrasında milyonlarca emekçinin yaşadığı ‘hayal kırıklığını’ anlatmak elbette ki çok zor.
Ben kendi adıma son yıllardaki ‘genel seçim sonuçlarını’ görünce yaşadığıma benzer bir hüznü yaşadım ve hala da etkisindeyim.
Devletin kendi kurumunun açıkladığı resmi rakamlara rağmen gerçeklikten kopuk olarak belirlenen bir artış oranı karşısında tepkili olmamak elde değil.
Diğer yandan açıklanan rakamın yarattığı şok yetmezmiş gibi yandaş çevrelerin rakamı savunan yayınlarına tanık olmak ise daha da sıkıntılı bir durum.
En üst makamdan “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık” ifadesinin kullanılması 
Sanki Amerika’da yaşıyoruz ve ücreti dolar olarak kazanıyormuşuz gibi dolar değeri üzerinden yapılan savunma 
“İkna edici” olabilir mi?
“Hayırlı olsun” denilerek konu kapatılabilir mi?
Takdiri siz okuyuculara bırakıyorum.
Sonuç olarak:
Emekçiler emeğinin karşılığını bu yıl da yine alamayacak.
Milyonlarca asgari ücretle çalışan işçi hayat pahalılığının altında ezilmeye devam edecek.
Patron tarafı ise “Bu seviyede düşük bir rakamı onlar bile beklemedikleri için” sonuçtan oldukça memnun. 

Değerli okurlar, yeni bir yılda umutların tazelendiği, iyi dileklerin ifade edildiği bir yazı yazmak varken milyonların içinde yaşadığı yoksulluğu, çaresizliği konu almak hiç de hoş bir durum değil.
Çok tartışmalı olan TÜİK’in enflasyon rakamlarının bile altında ve adil olmayan bir karar süreci ile belirlenen ücret artışı kabul edilemez.
Diğer yandan beklenenin çok altında kalan asgari ücret artış oranının milyonlarca emeklinin ücret artışı için de ne yazık ki olumsuz bir öncü gösterge olacağını tahmin etmek güç değil.
22.104 TL olarak belirlenen asgari ücret 2025 yılı boyunca aynı kalacak.
Asgari ücret artışı açıklanan enflasyon oranının en az 15 puan altında kalırken, 
Yeni yılla birlikte kiralar, apartman aidatları, elektrik, doğalgaz, su, telefon ücretleri çok daha yüksek bir oranda artacak.  

Bebeğine mama, süt alamayan, tencere kaynatamayan annelerin 
Çocuğunu okula aç gönderen ailelerin ekonomik durumu daha da kötü hale gelecek.
Yoksulluk daha da derinleşecek.
Yoksulluk sarmalında: 
Temel gıdaya erişim
Barınma
Eğitim
Sağlık gibi anayasal güvence altında olan ‘temel haklara erişim’ sorunu artarak büyüyecek.
Tüm bu olumsuzlukların yanında imkansızlıklarla baş etme çabası içinde olan onurlu ve özgüvenli yaşamaya çalışan milyonlarca kişi ciddi bir baskı altında.

Tablo en olumsuz haliyle ortadayken,
İktidarın uygulamalarını savunmak için “Fakir hayat, en sağlıklı hayat” diyecek kadar şuursuz hale gelenleri ise görmeye artık tahammülümüz kalmadı.
Çözüm yoksa, seçim olmalı.


Not 1: Eskişehir’in değerli markası, yerel basının öncü gazetesi Sakarya Gazetesi’nin 78. Yıldönümü kutluyor, nice başarılı yayın yılları diliyorum. 
Bu vesileyle gazetenin kurucularını rahmetle anıyor, gazeteyi başarılı bir şekilde ayakta tutan başta Üstüner Ünügür olmak üzere tüm çalışanlarına başarı dileklerimi iletiyorum.

Not 2: Ülkemizin etrafını kuşatan karanlık gelişmelere ve içinde yaşadığımız derinlikli sorunlara karşın umutlarımızı koruyarak 2025 yılının güzelliklerle dolu, aydınlık bir yıl olmasını diliyorum.