Türkiye; 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli iki depremle sarsıldı.
İlk deprem gece yarısı saat 04:17 de 7,7 büyüklüğünde,
İkinci deprem ise aynı gün 13:24’te Elbistan merkezli (Kahramanmaraş) 7,6 büyüklüğünde meydana geldi.
Bu iki deprem sırasında 11 ilde, binlerce konut yıkıldı.
Depremde en az 53 bin 725 kişi hayatını kaybetti ve 107 bin 213 kişi ise yaralandı.
…
Depremin üzerinde iki yıl geçse de, yaralar hala sarılmış değil.
Bu depremler ne ilk nede sondur. Doğudan batıya, kuzeyden güneye, fay hatlarının kesiştiği ve ayrıştığı 7 bölgede de, zamanını doldurmuş ve 5-6-7 ve üzerinde her an deprem üretebilecek onlarca fay var.
Her gün yeni bir depremle uyanmak sürpriz değil, binlerce yıldan beri tekrar ve tekerrür eden gayet doğal bir süreçtir. Asıl garip olan ise her 5-10 yılda, 7 ve üzerin de meydana gelen depremlerden, hiç bir ders çıkarmamış olmamızdır.
…
Herkes depremin olacağını biliyor, yeri yani fay hattı belli, kırılacak mesafe hatta şiddeti tahmin edilirken. Zamanı konusunda şu anki bilimsel çalışmalar ve bilim adamlarının söyledikleri yeterli olmasa da, zaman aralıkları incelendiğinde hangi periyotlarla depremlerin tekrarlandığı, verilerle bize apaçık ışık tutmaktadır.
Ancak bunca yıkımın neden olduğu ve her depremde binlerce insanımızı yitirdiğimiz ve milyarlarca dolar ekonomik kayba neden olan bu doğa olayına, yeterince önlem aldığımız söylene bilir.
Çünkü Türkiye genelinde, alınan önlemler ve deprem uzmanlarının feryat ettiği kadarıyla bir arpa boyu önlem alınmadığı söylenmektedir.
Bırakın bütün ülkeyi, biz daha Eskişehir de, vadesini doldurmuş kaç bina olduğunu, hangi cadde ve sokakların risk teşkil ettiğini, hangi kamu binasının kaç şiddetine dayanacağını, on binlercesi seksen öncesi olmak üzere ve 2 bin öncesi kaç binanın olduğunu, kaç binanın yığma, kaç binanın taş ahşap ve kaç binanın betonarme olduğu, kaç şiddetine dayanacağı ve yaşana bilir güvenli kaç konuttun olduğunu net olarak kamuoyu merak etmektedir.
Korkutmak için değil ama önlem için, şehrimizde 6-6,5 şiddetinde meydana gelebilecek bir depremde, bir milyon insanın barınma, beslenme, ilk yardımın, haberleşme ve temel ihtiyaçların nasıl sağlanacağı, lojistik destek, sağlık ve kurtarma çalışmalarının nasıl koordine edileceği, hangi yollarla ve nasıl yapılacağı belli midir? Tedbir alındıysa vatandaşın haberi olsun, değilse de en kısa zamanda bir planlama yapılsa ve A,B,C seçenekleri halka duyurularak önlem alınsa, alınabilecek en makul yol değil midir?
Aksi takdirde 99 depremi, Bingöl, Van, Elazığ, Kahramanmaraş ve adını saymadığımız birçok depremde olduğu gibi, karmaşa, koordinasyonsuzluk, ilk yardım, haberleşme, barınma ve beslenme sorunlarında sınıfta kalan bir ülke görünümü bir kez daha perçinlenmiş olmaz mı?
…
Gönül ister ki, artık suskun şehirler, yolları hüzünle beklemesin.
İnsanımız bir parça ekmeğe bir yudum suya muhtaç olmadan, bir doğal olaydan zarar görmeden, afetti atlatsın ve hayatlarına devam etsin.
Yaralar depremden sonra değil, depremden çok önce her türlü önlemi alarak, sağlam binalar yaparak, her apartmanda, her sokak ve caddede, her mahalle, köy ve ilçede, deprem anında nasıl hareket edilmesi gerektiği belirleyerek, tatbikat ve hazırlıklarla, hayata güvenle bakmak, hepimizin dileğidir.
…
Kahramanmaraş merkezli depremler ve diğer depremlerde, hayatını kaybetmiş insanlarımızı, bir kez daha saygıyla anıyor, bu acıların tekrarlanmaması için daha bilimsel, akılcı ve güvenli binalar yaparak depremle yaşamayı öğrenmeliyiz.
…
Çünkü hayatı karartan deprem değil, depremi ihmal eden insandır.