“Dünyadaki yüz bin şehrin her birinde güneş benzersiz şekilde batıyor. Sadece bir defa buna şahit olmak için seyahat etmeye değer.” diyor, Ryu Murakami.

Eskişehir geçmiş uygarlıklardan kalan tarihi ve kültürel değerler bakımından zengin olduğu kadar, doğal güzellikleriyle de son derece önemli bir şehirdir.

Son yıllarda, kültür turizmi kayda değer şekilde gelişirken, aynı zamanda sanayi, tarım, eğitim ve sanat konularında da, varlığını hissettiren bir kent haline geldi.

Şehrin bir nevi potansiyeli olan genç nüfusu ve sahip olduğu değerler, yıl boyunca turist çeken özelliği, diğer Anadolu kentlerine göre elle tutulur bir yere sahiptir.

Turistlerin uğrak yeri olan tarihi Odunpazarı Evleri, geçmişle geleceği birbirine bağlarken, el emeği ürünlerin ağırlıklı sergilendiği dükkan ve tezgahlar, turistler için iyi bir alışveriş imkanı sağlamaktadır.
Şehri anımsatacak ürünlerin ağırlıkta olduğu pipo, cam ve magnet gibi çeşitli hediyelik ürünler turistlerin oldukça ilgisini çekmektedir.

Murakami’nin değişiyle güneş her şehirde benzersiz batar ama doğudan batıya uzanan Eskişehir, Anadolu da yolların kesiştiği bir noktada var olmakla beraber kentin tam içinden geçen porsuk çayı şehre ayrı bir güzellik katmaktadır.

Turistlerin bu şehre ilgi duymalarının diğer sebeplerine gelince; öncelikle her yere yakınlığı, ulaşım rahatlığı ve ovaya yayılmış düz bir yerleşime sahip olması,
İnsanların alçak gönüllü, konuşkan, yardımsever ve misafirperver oluşu,
Şehrin yeşil, temiz ve hava kalitesinin birçok kente göre daha kaliteli olması.

Belki de Eskişehir’i diğer kentlerden ayıran en önemli özellik, Bu şehre gönül bağıyla bağlı olan her kesin, evrensel değerlere saygılı; dil, din, ırk ayırt etmeden sevgi ve saygı çerçevesinden insanlara yaklaşmasıdır.

Şehri güzelleştiren insan, insanı güzelleştiren dilidir.

Bu şehrin mayasında saygı ve sevgi var oldukça turistlerin tercihi daima Eskişehir olacaktır.