Asal Araştırma şirketinin 5-15 Ekim tarihleri arasında, 26 ilde ve 2600 kişi ile telefon ve internet üzerinden yaptığı bir araştırma var.
***
Ekim 2023 Türkiye Siyasi Gündem Araştırması adı ile yapılan araştırmada Türkiye gündemine ilişkin sorular sorulmuş.
***
Sorulardan biri de "Ülkenin en güvenilir kurumları sizce hangisidir?"sorusu...
En güvenilir kurumlar olarak TSK-Jandarma-Polis ve MİT sıralanmış.
***
Bunları; Cumhurbaşkanlığı- TBMM ve Yargı izlemiş.
Sonrasında ise Diyanet-ÖSYM ve STK'lar gelmiş.
***
İlginçtir...
Üniversiteler ve Siyasi Partiler yüzde 2 ile en güvenilir kurumların neredeyse son sıralarında yer almış...
***
Buradan çıkan sonuç şu: Üniversitelerin güvenilirliği siyasi partilere olan güvenden pek de farklı değil...
Bu durum hem üniversiteler hem de siyasi partiler açısından hiç de hoş bir durum olmasa gerek...
Zira...
Her iki kurum da güvenilirliğini kaybetmiş!
***
Not-İğneyi başkasına batırırken çuvaldızı da kendimize batırmamız gerekiyor sanki. Zira aynı araştırma sonucuna göre medya kuruluşlarına güven de neredeyse üniversite ve siyasi partilerlere olan güvenle aynı oranda..
Dolayısıyla...
Medyanın durumu da güvenilirlik açısından pek hoş değil!
,,,,,,,,,,,,,,,
AK PARTİDE SÖYLENENLER-SÖYLENTİLER...
Seçim yaklaştıkça, aday belirleme sürecinde geriye sayım başlayınca, parti kulislerinde söylentilerin de ardından arkası kesilmiyor.
Özellikle iktidar partisinde seçime ve adaylıklara yönelik söylentiler bir hayli fazla.
***
İşte parti kulislerinde konuşulan o söylentilerden bazıları:
-Türkiye'nin ABD büyükelçisi Murat Mercan, yaş haddi dolacağı için önümüzdeki aylarda görevinden ayrılıp, Eskişehir Büyükşehir adayı olacağı uzun süredir konuşuluyordu. Söylenenlere göre Mercan'ın ekibi seçim bürolarını bile şimdiden hazırlamış.
***
-İsmi Büyükşehir adayı olarak geçen ESO Başkan'ı Celalettin Kesikbaş Ankara'da bir milletvekilini ziyaret ettiği sırada, milletvekilinin bir yakını aynı saatlerde yine ismi ADAYLIK için geçen EOSB Başkan'ı Nadir Küpeli ile görüşüyormuş.
***
-İsimleri belediye başkan adaylığı için geçen Zihni Çalışkan ile Dündar Ünlü geçenlerde biraraya gelmiş. İki eski il başkanının bu buluşması"Adaylık İttifakı" şeklinde yorumlanmış.
***
-MKYK üyeliği sona eren Burhan Sakallı, Odunpazarı adaylığı için "Ben aday adayı olmam. Talep edilirse kabul ederim" diyormuş.
***
-Cumhur Ittifakı ortağı olan MHP, önümüzdeki mahalli seçimlerde Odunpazarı ilçesinde aday çıkartmayı ve AK partinin aday çıkartmayarak MHP adayını desteklemesini istiyormuş.
MHP'nin Odunpazarı'nda Cumhur Ittifakı adına aday çıkartmak istemesi, İYİ partinin Odunpazarı'nda aday çıkartma kararı olmuş. Böylece bölgede milliyetçi oyların İYİ partiye gitmesinin önüne geçileceği ileri sürülüyor "Cumhur ittifakı belediyeyi böyle daha rahat kazanır" deniliyormuş...
***
Dedik ya iktidar partisi çevresinde söylenenler de söylentiler de bitmiyor diye...
Maşallahı var her gün bu söylenen ve söylentilere yenileri ekleniyor...
************
KOLTUKTAN ÖNCE VE SONRA....
Adam siyasi partinin bir üyesi.
Her ağzını açtığında Parti içi demokrasiden söz etmeden geçemiyor.
Hemen her fırsatta, demokrasinin uygulanmıyor olmasından yakınıyor.
Genel başkan cuntası olduğunu söyleyip, genel merkez baskısından yakınıyor…
-"Herkes seçimle gelmeli. Seçimle gitmeli" diye neredeyse avazı çıktığı kadar bağırıyor.
***
Gün geliyor, hasbelkader sıra bir şekilde ona geliyor.
O güne kadar eleştirdiği genel başkan ve genel başkanın talimatıyla bu kez kendisi koltuğa bir güzel oturuyor…
Hem de…
Önceden söylediği o sözleri sanki kendisi söylememişçesine ve hiçbir utanma emaresi taşımadan;
-"Partimin verdiği görevden kaçmam mümkün değil" diyebiliyor.
Tepeden indiği hatırlatıldığında ise;
-"Ne yani? Verilen görevi kabul etmese miydim?" diye de üste çıkmaya çalışabiliyor.
***
Anlayacağınız…
Her şey, sıra kendine gelinceye kadar kötü…
Başkası olduğunda atamayı gayrı meşru sayıp, kendisi olduğunda aynı atamayı meşru hale getirebiliyor.
Kısacası…
Bir koltuk bulduğunda, hemen herkes geçmişi unutuveriyor bu siyasette…
***
Tıpkı bir hastalık gibi…
Bu hastalık uzun yıllardır devam ettiğine göre…
Bizim ülkemizde ki siyasetin hasta olmadığını söylemek mümkün mü?
Koltuk yokken söylenenlerle, koltuğa oturulduğunda söylenenler ne zaman aynı olursa, siyaset bu hastalıktan kurtulacaktır.
Aksi takdirde…
Hastalıklı siyasetin bu ülkeye gelecekte verebileceği maalesef pek bir şey olmayacak…