Geçtiğimiz yıl hayvan hakları, onların haklarının savunucuları için çok zor, çetin bir zaman dilimi oldu.
Acılar, isyanlar, akıl almaz, vicdanları sızım sızım sızlatan olaylar, görüşler, doğrusu benim gözümde – ki hak savunuculuğunda en az otuz yıllık deneyimim var- geçtiğimiz yılların en kötüsü, en dayanılmazıydı yaşadıklarımız.
Bir kere, can düşmanları örgütlendiler, sanal alemde saçma sapan ipe sapa gelmez gruplar oluşturdular. Bütün acımasızlıklarıyla her tarafta canlarımıza, bizlere saldırıya geçtiler, bu iğrençliklerini yalanlarla dolanlarla, sahte, köpürtülmüş haberlerle bezemeyi de ihmal etmediler.
Biz can savunucuları ise asla yılmadık; yasal yollardan, yazılı, görsel medyadan bu saldırılara göğüs gerdik canlarımız adına. Epeyce de yol aldık, ancak bu süreç içerisinde çok sayıda canımız işkence gördü, yakıldı, bıçaklandı, zehirlendi. Ve son olarak da bir resmi kuruluş, Konya Büyükşehir Belediyesi sözde hayvan barınağında, bir görevlinin, orada bağlı şekildeki bir köpeğin başına defalarca kürekle vurarak öldürmesi görüntülerini izledik.
Doğrusu bu video artık bardağı taşıran son damla oldu, çok sayıdaki hak savunucusu bu vahşetin yaşandığı yere gitti. Avukatlar suç duyurusunda bulundu. Tüm ülkede infial had safhayı buldu.
Görüntüleri baştan sona izlemedim ama hep aklımda şu soru: Bu gördüğümüz yakalanan bir olay, ya diğerleri? Nerde neler yaşandı, yaşanacak?
5199 sayılı hayvanları koruma yasasının kesin hükmü; sahipsiz köpekler belediyelerin geçici rehabilite merkezlerine alınır aşılanıp, kısırlaştırılıp, işaretlenip alındığı, yaşadığı alana geri bırakılır.
Oysa Konya’daki merkezde bunun tam tersi yapılmakta, hayvancıklar toplanıp, çok kötü şartlarda bir arada ölümüne hapsedilmekte. Kısacası yasa hükmü çiğnenmekte.
Konya’daki vahşet olayının akabinde ne yazık ki kentimizin Odunpazarı Belediyesi Hayvan Sağlık Merkezinde, Aralık 2021 de yayınlanan, “yasaklı ırkların toplanıp ömür boyu hapsedilmesi” genelge uyarınca, bir yıllık süreç gibi bir zamanda 100’ün üzerinde bu cins köpeğin öldüğü gerçeği ortaya çıktı.
Üremelerine, satılmalarına, hediye edilmelerine göz yumulan bu canların böyle göz göre göre ölmeleri de elbette vicdanı olan herkesi çok ama çok derinden üzdü.
Sonuç, lafın özü: 2022 yılı biz can savunucuları için ve elbette o canlarını korumaya çabaladığımız hayvancıklar için kötünün de ötesindeydi. Şimdi umudumuz 2023‘de. Yeni bir yıl yeniliklere, köklü değişikliklere gebe gibi. En azından ben böyle hissediyorum. Ve içimizdeki umut tomurcuklarının bu sene yeşerip boy vereceğini düşünüyorum. Hadi öyle olsun!