Bunu hiç düşündünüz mü?
Yüz yıl sonra ne olacağına dair?

Diyelim ki yaşam süresi uzatıldı ve ömrüne ömür katılan şanslı kişi siz oldunuz.
Dünya için ne yapmak istersiniz?
Sevdikleriniz için insanlık için ve geleceğe yön verecek o sihirli ışığı, kendiniz için kullanacak mısınız?
Yoksa insanlık ve kâinat için kullanmaya çalışır mısınız?

Kişiden kişiye değişen bakış açısıyla, yüzlerce yıldan beri sorulan soruların bir şekilde cevabı verilmiştir.

Görünen ve tecrübe edilen, su götürmez bir gerçek var.
Hepimiz, ailelerimiz ve sevdiklerimiz olmadan o gün geldiğinde, tek başına gömüleceğiz.

Bugün emek vererek inşa ettiğimiz evlerde muhtemelen yabancı insanlar yaşayacak.
Sahip olduğumuz her şey başka insanların olacak veya değişen dünyada birçoğu yok olup gidecek.
Üzerine servet harcanan arabalar, yatlar, katlar başkaların olacak.

Sizi tanıyan insanların hafızasında, o zamana ait bir an, bir anı olarak kalacaktır.

Yüz yıl sonraki dünyada yaşam, bir rüyaya dönüşebilir ama dünyanın şu haline bakınca, dünyanın yaşanmaz bir yer olacağı ihtimali her geçen gün daha da güçleniyor.

Bir asır sonra toprak altında, karanlığın ve sessizliğin orta yerinde, dünyanın ne kadar boş olduğu anlayan çıkar elbet ama bugünden yarına pişmanlıklarla dolu bir ömrü tüketen her insanın, son pişmanlığı fayda eder mi bilinmez.

Koskoca evrende, bir toz zerresi kadar yer kaplayanlara; "Benim bütün ilgim gelecektedir, çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim."
diyor, C. F. Kettering.