500 kişi ile bir seminer yapılıyordu. Semineri yöneten kişi birden durdu ve bir grup çalışması yapılacağını haber verdi. Salonda bulunan 500 kişiye bir balon verilerek şişirmelerini istediler. Balonlar şişirildi ve bağlandı. Sonra Semineri yöneten kişi, herkese ispirtolu kalemle balonlarına isimlerini yazmalarını istedi.
İsimlerin yazıldığı bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı. Katılımcılar odaya alındı ve 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, birbirlerini ittirdiler, bu arada bir kaç balonda patladı. Balonlarla dolu olan salonda tamamen bir kaos ortamı oluştu. İstenilen 5 dakikalık zaman sonunda çok az kişi kendi balonunu bulabilmişti.
Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazılı olan kişiye o balonu vermesini söyledi. 5 dakika içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu.
Konuşmacı dedi ki: “Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. Ve insanların yaşam amacı da budur…mutluluğun peşinden gitmek.”
Bence: Daha mutlu olacağım demek yerine, "Birini mutlu edeceğim" diyebiliriz. Mutlu olmak için kendinize değil, başkalarına odaklanın. İşte o zaman mutluluk seni bulur. Herkes zengin olamaz, herkes ünlü olamaz, herkes yakışıklı, güzel olamaz ama herkes iyi insan olabilir. İyi olmak, adil ve paylaşıcı olmak; mutlu olmamız için yeterlidir. Hayat, sahip olduğumuz fiziksel güzelliklerimizin hepsini alıp gidiyor. Adil ve iyi olmak, sadece bu dünya bir yatırım değil, ölümden sonrasına da bir yatırımdır.