Son günlerde sokak köpekleriyle ilgili yine gündem oluşturuldu. Hakkari Yüksekova’da bir güzel evladımızın sokak köpekleri tarafından saldırıya uğradığı ardından da öldüğü haberi buna neden oldu.
O güzel kızımızın ölümü elbette hepimizi çok üzdü. Ancak ölüm nedeninin sokak köpeklerinin saldırısıyla mı olduğu muallakta kalmış. O kızcağızın oturduğu mahalleden görgü tanığı birkaç vicdan sahibi söylemiş, “bizim mahallede köpek bile yok ama kurt vardı bizzat şahit olduk” demişler. Kısacası Eslem kızımızın ölüm nedeni net belli değil ama işte ülkedeki hayvan-özellikle de köpek düşmanı- bazı gruplar hemen bunu fırsat bilip veryansın ettiler. Bunlardan, “sokakta köpek olmaz, barınaklara alınsın” diyenler en vicdanlıları. Konu “bu hayvanların toplanıp gerektiğinde ağrısız öldürülmelerini” talimatnameyle emreden valilere kadar uzanınca doğrusu iş çığrından çıktı!
Öncelikle Afyon valisi hanımefendinin -ve eminim devamı gelecektir- talimatnamesi mevcut yasaya aykırıdır. Çünkü yasada, sadece 25binin altında nüfusu olan belediyelerin hayvan barınma merkezine hayvan taşıyabileceği hükme bağlanmıştır. Oysa ki sayın valimiz 25binin üzerindeki belediyelerin Afyon’daki merkeze binlerce hayvan taşınması talimatını vermiş.
Yıllardır, barınak kurma zorunluluğu olan kurumların bu yükümlülüklerini yerine getirmemesinin, sorumluluktan kaçınmasının bedelini, popülasyonun artışıyla masum canlara, “gerekirse ağrısız itlaf edilebilir” şeklinde yüklenmesi ne vicdanen ne de yasal açıdan asla kabul edilemez!
Şimdi gelelim Biz Ne İstiyoruza?
Yaradanın verdiği canın doğal olan “yaşama hakkını” korumak istiyoruz en basiti.
Peki bu nasıl olacak? Bu hayvanlar nerede nasıl yaşayacaklar?
Bazılarına kalsa “hiç olmasın, hiç yaşamasınlar.” Bazıları, “gözümüz görmesin de nerede olurlarsa olsunlar.” Bazıları, yıllardır söylenegelen, “barınaklara alınsın.” Hımm..işte burada bir parantez açalım: Barınakların kapasiteleri dolunca ya da henüz barınakları olmayan belediyelerdekiler, onlar ne olacak?
Efendim, Avrupa örneği; yuvalanmayanlar belli bir sürenin sonunda uyutulsun! Mesela Fransa, Almanya, İngiltere’de öyle mi yapılıyormuş? Bir kere Avrupa’da bu konuda ortak bir uygulama yok, her ülke kendi şartlarına uygun olanı yapıyor.
Örneğin Fransa’da, sokak hayvanlarının öldürülemeyeceğine dair bir düzenleme 1989 yılından itibaren mevcut. Buna göre Fransa'daki tüm barınakların belirli şartlara sahip olması ve kayıp ya da sahipsiz hiçbir hayvanın öldürülemeyeceği hükme bağlanmıştır. Yine bu ülkede hayvana yönelik şiddet, öldürme, yaralamaya çok ciddi para ve hapis cezası var: 3 yıl hapis ya da 45 bin euroya kadar para cezası. Aynı şekilde evcil hayvan sahiplerinin hayvanlarını sokağa bırakmasının cezası da bu cezalar ile aynı.
Görüldüğü üzere konu ciddi ve önemli.
Sayfam yetmedi, “Biz Ne İstiyoruz”a önümüzdeki hafta devam edeceğim. Lütfen beni dikkatle takip edin...