Eskişehir'in kış ayları soğuk ve ayazdır.
Yaz ayları ise sıcak.
Çoğu gün içinde birkaç mevsim de yaşanır Eskişehir'de.
Hatırı sayılır da yağış alır.
Böyle bir iklime sahip bir şehir aynı zamanda Anadolu'nun en çok öğrencisine sahip şehirlerden biridir.
Nüfusa oranla özel araç sayısı en fazla olan iller arasında olsa da,gerek öğrenci sayısının gerekse çalışan sayısının çok olması nedeniyle nüfusun büyük bir bölümü ulaşımda, Tramvay, Otobüs ve Minibüs gibi toplu taşıma araçlarını kullanır.
***
İşte sözünü ettiğimiz Tramvay, Otobüs ve Minibüs gibi toplu ulaşım araçlarını kullanan Eskişehir'deki insanlar,bekledikleri bu araçları Eskişehir'in yaz sıcağı, kış ayazı ve bahar yağışlarında beklemek durumunda kalırlar.
Çünkü...
Eskişehir'in durakları her ne kadar modern görünse de bu modern görüntü ne yaz sıcağını,ne kış ayazını ne de bahar yağışlarını önleme dizaynına sahip değildir.
***
İşte bu yüzden hep "Belediye niçin araç bekleyen insanların sıcak, soğuk ve yağıştan etkilenmemelerini saplama adına kapalı duraklar yapmaz?"diye tartışılır.
***
Hatta...
Bu düşüncemizi daha da ileri götürerek "Belediye niçin kapalı yapacağı durakların içine yazın serinletecek, kışın ısıtacak bir klima sistemi koymaz?"diye düşündüğümüz de olmuştur.
Biz bunu düşüne duralım, birçok ilde yapılıyor bu dediğimiz duraklar.
Kapalı ve klima sistemli.
O nedenle...
Ayşe Ünlüce başkanlığındaki büyükşehir belediye yönetimi, yapacağı projeler arasına bu kapalı durak meselesini de öncelikle almalı ve mesele artık gündemden çıkartılmalı.
Aksi takdirde bu eksikliğin sebep olduğu yakınma yaz-kış sürekli devam edecek gibi...
BAŞARISIZLIĞIN DA HER TÜRLÜ YOLUNU BİLİYORUZ ARTIK!
Edison Ampulü icat etmek için çıktığı yolda sabah akşam uğraşmış.
Ampulün içinde ki kömürleştirilmiş iplikten Flamanlarla binlerce deney yapıp başarısız olduktan sonra, karbonlaştırılmış kâğıt Flamanlarda karar kılmış ve başarılı olmuş.
***
Neticede Ampulü icat etmiş Edison.
Bir gün kendisine, Ampulü bulmak için 2 bine yakın denemesinin başarısızlıkla sonuçlandığı hatırlatıldığında ise;
-"Ben kesinlikle başarısız olmadım. En azından Ampulü yapamamanın 2 bin yolunu öğrendim" diye cevap vermiş.
***
Bakın bu konuda bizim de Eskişehirli olarak, bir işi yapamamanın sayısız yolunu öğrenmişliğimiz var.
Örneğin...
-Havaalanı yapıp da uçak seferlerini yapamamanın yolunu biliyoruz.
Mesela...
-Demiryollarının merkezi olan bu şehri Demiryolu ile yıllardır limana bağlayamamanın da yolunu sayabiliriz örneğin.
-Şehrin her yerinden sıcak su fışkırıyor ama biz bu suyun değerlendirilmemesi için öylesine yöntemler biliyoruz ki, şaşarsınız.
-Karayollarının kesiştiği bir şehir olmamıza rağmen, alternatif çevre yolu yapamayışımızın da çok sayıda yöntemi var bizde...
Sonuç olarak...
Biz kesinlikle başarısız bir şehir değiliz!
En azından...
Bu şehirde yapılması gereken işleri yapamamamızın bir çok yoluna şahit olmuşluğumuz var!
Eee Bu da az şey sayılmaz canım!
HİÇ KİMSE “HERKESİN BİLİP DE SUSTUĞU NEDİR?” DİYE SORMADI İYİ Mİ?
Bebek ölümleri ile gündeme gelen Yenidoğan Çetesi olayının ortaya çıktığı günlerde, Sağlık Sen Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal, sosyal medya hesabı üzerinden çok enteresan bir paylaşımda bulundu.
***
Çete başının fotoğrafını koyduğu paylaşıma önce, bu tür insanların sistemin içinde çok sayıda olduğunu ifade etti.
Ardından...
Bürokratik yapının siyasal koruma kalkanı ile bir şekilde vatandaşın sömürülmesine göz yumulduğunu belirtti.
***
Paylaşımının sonunda da: “Bıçak parası, medikal komisyon, görünmeyen ihale işleri. İlimizde var mı? Herkes biliyor ama susuyor!” dedi.
***
Köksal'ın 22 Ekim günü yaptığı bu paylaşım sonrasında “yer yerinden oynar” diye düşündük...
Bu paylaşım sonrası savcılığın bu ifadeleri suç duyurusu kabul edip “Kesin soruşturma açılır”dedik.
Öyle ya:
Sonuçta sendika başkanı tarafından dile getirilen bir iddia var.
***
Ama gelin görün ki, aradan neredeyse iki hafta geçti ama hiç kimse üzerinde durmadı bu paylaşımın.
Kimse çıkıp sendika başkanına “Herkesin bilip de sustuğu nedir?” diye sorma gereği duymadı.
Demek ki Köksal doğru söylemiş...
Gerçekten ortada bir susma olayı varmış!